Öğretmeni Ali’ye “Siyaset nedir?”diye sorar. Zeki bir çocuk olmasına rağmen cevabını bulamaz ve akşam babasına sorar.
-Baba siyaset nedir? Baba Ali’nin anlayacağı şekilde anlatmaya başlar.
-Bu evde parayı getiren kim oğlum?
-Sen.
-O zaman ben kapitalist rejimim. Peki, parayı alıp ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?
-Annem tabii.
-O zaman o da hükümet. Peki, kardeşinle kim ilgileniyor?
-Dadımız.
-Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali her şeyi not alır ve uyur. Gece kardeşinin ağlamasıyla uyanır. Altını pislediğini anlar. Hemen annesine koşar ama bir türlü yorgun kadını uyandıramaz. Bu arada salonda ışık görünce, aralık kapısından bakar. Babasıyla dadısı sarmaş dolaştır. Yavaşça geri çekilir.
Akşam babasından dinledikleriyle zekice durumu özetler: “Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet ise uyuyor, gelecek b.k içinde, peki halk ne yapsın?” Yukarıdaki satırlar bir alıntıdır. Çok beğendim ve kopyaladım. Maalesef sahibini bilmediğim için yazamadım. Gelin, siz de kendinize göre yorumlayın. Bakalım ne sonuca varacaksınız.
Olması gereken
Ekim ve kasım aylarında 77 kadın öldürüldü. Her katliamın bir sebebi var da dörtte birinin nedeni bulunamamış. Bir de evine giderken öldürülen balerin Ceren var. Zaten katili de ifadesinde “Hiç tanımam” diyor. Başkasını da öldürebilirmiş ama yeterli ortamı bulamamış.
Ve bu adam katil ama nasılsa, açık cezaevinde. Daha önce de bir kere kaçmış ama, yine nasılsa çarşı izninde. Olan Cerenlere oluyor. Adil yargılama yapılmadıkça, sanıklar, caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça, kadına şiddet, boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.
Görünen o ki, edecek de. Olaydan sonra açıklama değil de, önceden tedbir almak gerekmez mi, diye düşünüyorum herkes gibi ve haklıyız da. Ama ne yazık ki, Türkiye, öyle bir Türkiye oldu ki, gerçekleri değil, anlık olayları yaşıyor, bir süre irdeliyor, sonra unutuyoruz. Peki, biz bu muyuz? Asla.
Aralıklı beslen genç kal
Amerika ve Avrupa’da son beş yıldır yaygın bir hale gelen ‘aralıklı oruç’ artık ülkemizde de sıkça konuşulan konulardan biri haline geldi. Hatta Türkiye’de 2019 yılı trend konularından birinin de aralıklı oruç olduğunu okumuştum.
Uzman psikolog ve psikoterapist Zaza Yurtsever‚ ‘Aralıklı Beslen, Genç Kal’isimli kitabını yollamış. Ben de bir aralıklı beslenen olarak okudum. Anlaşılır ve akıcı bir dille aralıklı oruçla ilgili bilmemiz gereken bütün ayrıntılara ışık tutuyor. Kitabı okuyunca aralıklı orucun sadece sağlıklı bir zayıflama metodu değil, aynı zamanda da insanı hastalıklara karşı koruyan ve yaşlanmayı geciktiren bir metot olduğunu da öğrendim. Öneririm.
Kıyaslama
Duydum, şaşırdım. Siz de şaşırın diye yazıyorum. Ankara’da kütüphane sayısı 45, kahvehane sayısı 21.000’miş. İzmir’de kütüphane sayısı 42, kahvehane sayısı 7.000’miş. İstanbul’da ise kütüphane sayısı 52,kahvehane sayısı 34.000. Tabii Türkiye geneli de var. Kütüphane 1.413, kahvehane sayısı ise korkunç: 700.000. 700 bin ‘boşgezen mekanı’! Düşünsenize.