Esra Kapar‘Sevgi’ adı altındaki vahşet durmuyor!

HABERİ PAYLAŞ

‘Sevgi’ adı altındaki vahşet durmuyor!

‘Aile Yılı’ ilan edilen 2025’in üç ayında  67 kadın hayattan koparılırken, 84 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Ülkemizin kanayan yarası bir türlü dindirilemezken, kadınlar da hayatlarını daha fazla sorguluyor ve yaşamlarına kendi kararlarıyla yön vermek için mücadelesini sürdürüyor.

Gün geçmiyor ki bir kadın daha cinayet kurbanı olarak hayata veda etmesin… Taş uzaktan gelmiyor; en sevdiklerinden en yakınındakilerden, en güvendiklerinden geliyor ve bir anda vurmuyor faillerin ‘sevgi’ diye adlandırdıkları vahşet. Şiddetin her türlüsü aslında en başından veriyor sinyallerini ama toplumsal normlar ve dayatmalar en bilinçli, eğitimli, ekonomik özgürlüğe sahip kadınları bile şiddet sarmalının içine hapsedebiliyor. Cezalar artırılsa da çocuklarından, ailelerinden en önemlisi de hayattan koparılan kadınların isimleri kara tabloda yer almaya devam ediyor.

Haberin Devamı

‘Sevgi’ adı altındaki vahşet durmuyor

RAKAMLAR CAN YAKIYOR

2010’da Türkiye’yi sarsan Münevver Karabulut cinayetinin ardından kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, yalnızca pankartları tutacak kadar kadınla çıktığı yolda bugün binlerce kişiyle birlikte yürüyor. Yalnızca kadın cinayetlerini durdurmaya yönelik değil, şüpheli kadın ölümlerinin de ‘cinayet’ olabileceğinin göz ardı edilmemesi için çalışmalarına devam eden platformun her ay açıkladığı veriler ise can yakmaya devam ediyor. Türkiye’nin kanayan yarası kadın cinayetlerinde yılın ilk üç ayındaki kara tabloya bakıldığında ocakta; 33 kadın cinayeti, 33 şüpheli ölüm, şubatta; 16 kadın cinayeti, 21 şüpheli ölüm, martta ise 18 kadın cinayeti, 30 şüpheli ölüm gerçeği gözler önüne seriliyor. 2024’te ise 394 kadın cinayete kurban giderken, 259 kadında şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti.

Tüm kadınlar için kamusal düzenlemeler mücadelesi verdiklerini ve davaları takip ederek kadınlara ihtiyaç duydukları hukuki ya da psikolojik desteği sunduklarını söyleyen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, Haftanın Sohbeti’nde elde edilen kazanımları, yasalarda gelinen son durumu ve çalışmalarını anlattı. Kadınlara ‘Asla yalnız değilsiniz’ mesajı veren Tülin Osmanoğulları, küçük yaşlardan itibaren verilecek kadın-erkek eşitliği eğitimlerinin, koruyucu ve önleyici tedbirlerin, bireysel silahlanmayla mücadelenin kadın cinayetlerini durdurabileceğini vurguladı. Osmanoğulları, 12 yıl önce başlayan acı hikayeleri konu alan ‘Gönüllü’ isimli belgeselin İstanbul Film Festivali’nde kadın cinayetleriyle mücadele alanında ses getireceğine yürekten inandıklarını da sözlerine ekledi.

Haberin Devamı

‘Sevgi’ adı altındaki vahşet durmuyor

ARTIK ADI VE CEZASI VAR

Platform olarak çalışmalarınız ve bu kapsamda elde edilen kazanımlar neler?

2010’dan bugüne, kadın cinayetleri konusunda platform olarak birçok kazanım elde edilmesini sağladık. Platformumuz kurulduğunda kadın cinayeti diye bir olgu yoktu. Bu nedenle hukukta cezası da yoktu; namus, töre, kıskançlık cinayeti olarak adlandırılıyordu ve hepsi katilin 3-5 yıl hapis yatıp çıktığı davalardı. Ama şimdi öyle değil; artık hukukta da kadına yönelik şiddet ve kadını öldürme diye bir suç, karşılığında da cezası var. Kamuoyunda kravat indirimi, takdir indirimi olarak bilinen ceza indirimleri artık uygulanmıyor. Kazanımlarımızdan bir tanesi bu. Kadınlar daha bilinçli hale geliyor. Kadınlar artık haklarını biliyor ve gördükleri şiddete kadermiş gibi bakmıyorlar, hayatları pahasına da olsa ‘Hayır!’ diyorlar. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcimiz Gülsüm Kav’ın da dediği gibi ‘Yeni Havvalar eski Ademleri yenecek.’ Bugün bir kadın cinayeti işlendiğinde toplumun her kesimi tepki gösteriyor. Artık kimse ‘Acaba kadın ne yaptı? O saatte orada ne işi vardı? Etek giymeseydi. Şort giymeseydi’ demiyor.

Haberin Devamı

BİREYSEL SİLAHLANMA ÖNLENMELİ

Kadın cinayetlerine bakıldığında en çok nelerle karşılaşılıyor?

Platform olarak her ay veri yayınlıyoruz. Karşılığında da çözüm önerileri sıralıyoruz. Örneğin kadınlar, en çok evlerinde ve yanlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Kadınları katledenler hayatlarındaki erkek ya da eş-eski eş- eski erkek arkadaş, ardından ağabeyler, babaları ve son zamanlarda da evlatlar geliyor.

En çok ateşli silahlarla öldürülüyorlar. Hakim ‘Silahı nereden buldun?’ diye soruyor. Yanıt, ‘internet’ veya ‘bir tanıdık’ oluyor. İzinsiz silah bulundurmanın cezası ise hiç caydırıcı değil. Bireysel silahlanmanın önüne geçilirse kadın cinayetleri de azaltılabilir. ‘Aile kutsal, kadın her şeye rağmen aileyi korur’ demek yerine; kadın-erkek eşitliğinin olduğu bir yapıdan söz etmeliyiz. Kadın varsa aile var. Kadının ya da çocuk şiddet görüyorsa sağlıklı bir toplum yapısına da ulaşılamaz.

Cezai yaptırımlar artırılıyor, indirimler uygulanmıyor. Yine de kadın cinayetleri neden durdurulamıyor?

Çünkü koruyucu ve önleyici tedbirler uygulanmıyor. Kadın uzaklaştırma ve koruma kararı alıyor ama erkek her defasında ihlal ediyor. Herhangi bir yaptırım da uygulanmıyor. Yani aslında kadınlar haklarını biliyor ve hukuka başvuruyor. Olumlu yanından bakarsak artık bu konuda da emsal kararlar veriliyor. Koruma kararına rağmen korunamayarak öldürülen kadınlar için o kamu görevlilerine yönelik davalar açıyoruz. Buca’da katledilen

Serpil Erfındık davasında 10 yıl sonra onu koruyamayan kamu görevlileri ceza aldı. Bornova’da öldürülen Hülya Şellavcı’yı koruyamayan görevliler tazminata mahkum oldu. Yine koruma kararı varken öldürülen Ezgi Zerkin’in hayattan koparılmasını engelleyemeyen görevlilere de tazminat cezası verildi.

‘Sevgi’ adı altındaki vahşet durmuyor

İHMAL YAŞANMAZSA ELEKTRONİK KELEPÇE ÇOK CAYDIRICI

Kadına şiddette elektronik kelepçenin yaygınlaştırılması kararı ne kadar etkili olur?

Elektronik kelepçe ciddi anlamda uygulandığında gerçekten oldukça caydırıcı. Fakat ihmallerin yaşanması etkisini azaltıyor. Örnek vermek gerekirse, 2023 Haziran’da Çiğli’de eski eş tarafından yaralanan Aysel Aydemir davasını gösterebiliriz. Aysel gidip 6284 sayılı kanuna ilişkin koruma ve uzaklaştırma çıkarıyor. Fail bunu her defasında ihlal ediyor. Şikayetçi olduğunda elektronik kelepçe kararı veriliyor. Şahıs zorluk çıkardığı için takılmıyor. Bir süre sonra ise Aysel sabah işe giderken önce tabancayla, tutukluk yapınca da tüfekle öldürülmek isteniyor. Bu olaydan sonra kadın aylarca sakat kaldı ve yürüyemedi. Basit yaralamadan asliye hukuk mahkemesinde açılan dava ağır ceza mahkemesine taşındı ve fail 17 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Eğer elektronik kelepçe takılsaydı bunlar yaşanmayacaktı.

Bir de şüpheli kadın ölümleri var?

Geçen ay 30 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Kamuoyunda yavaş yavaş bu bilinç de yerleşmeye başladı. Herhangi bir ihbar üzerine sağlık ekipleri ya da emniyet güçleri olay yerine gittiklerinde intihar ya da kaza ihbarıysa o şekilde değerlendiriyorlar. Bu şekilde intihar olarak değerlendirilip kapatılan ve sonradan açılan davalarda kadın cinayeti olduğu ortaya çıkıyor. O yüzden şu an en büyük mücadelelerimizden birisi de şüpheli kadın ölümlerinin olay yerinde hemen incelemeye alınması. Eğer incelemeye alınmazsa tamamen cezasızlık söz konusu oluyor.

ŞİDDET EĞİTİM VE KARİYER DİNLEMİYOR

Aslında şiddet bir anda gelmiyor, sinyallerini veriyor… Eğitimli, ekonomik özgürlüğü elinde olan kadınlar bile neden her şeye rağmen o ilişkiyi ya da evliliği sürdürmeyi tercih ediyor?

Bu durum tamamen toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanıyor. Kızlar ev temizleyecek, bebek bakacak; erkekler dışarıda istediğini yapabilir tarzı yaklaşımların temelini oluşturduğu bir toplumuz. Eğitim hayatında küçük yaşlardan itibaren mutlaka toplumsal cinsiyet eşitliği dersi verilmeli. Ataerkil toplum olduğumuz için, akademisyen de olsa, avukat da olsa, doktor da olsa birçok kadın maalesef hala toplumsal normlar nedeniyle içinde bulundukları şiddet sarmalından kurtulamıyor. Bu şiddet fiziksel olabildiği gibi çoğu zaman psikolojik şiddet olarak kendini gösteriyor. Eğitimli kariyer sahibi kadınlar, gördükleri şiddeti açığa çıkardıklarında toplumda                              ya da bulundukları iş yerlerinde statülerinin sarsılacağı korkusunu taşıyor. En kötüsü de şiddetin eğitimi yok erkeklerde. Hatta eğitimli erkekler artık daha çok şiddet uyguluyor.

Psikolojik ya da fiziksel şiddete maruz kalan kadınlara seslenirseniz nasıl bir mesaj verirsiniz?

Platformumuzun karşılama hattı var. Oradan bize ulaşan kadınlar için hangi konuda nasıl destek istiyorlarsa elimizden geleni yapıyoruz. Platform başvuru karşılama komitesi sayesinde 02129124243 telefon ve 05050041198 WhatsApp hatları üzerinden bize 7/24 ulaşabilirler. Birlikte mücadele gücü artırır hem bireysel hem toplumsal olarak. Kadınlar, hakları ve özgürlükler için mücadele etsinler, vazgeçmesinler. Mücadelelerinde asla yalnız olmadıklarını bilsinler.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder