Faik Gürses

04 Aralık 2024, Çarşamba 07:00

Beşiktaş büyük kulüptür doğru kararlarla toparlanır

Çok badireler atlattı Beşiktaş. Sopalarla, sandalyelerle birbirine giren kongre üyeleri vardı. Pera Palas, Reks Düğün Salonları’nda yaşananları unutmam. O zamanki tüzükle geçici kabineler kuruldu. 6 aylığına, 3 aylığına başkanlar gelip taşın altına elini soktular. Ama 121 yıldır böyle bir durum ilk kez yaşanıyor. Beşiktaş’ta böylesi maddimanevi kriz yaşanan bir dönem ve yaşatan başkan olmadı. Yeri gelmişken yazacağım. Çünkü içimde ukdedir. Başkan Sayın Yıldırım Demirören’di. 2007 yılının kış transferi kapıya dayanmıştı. Gece yarısı telefonum çaldı. Saat 02.30’u geçiyordu. Arayan dönemin Başkanı Yıldırım Demirören’di. Çok az konuştu. “Almanya’dayım. Schalke 04’te oynayan Fabian Ernst adlı bir oyuncuyla temastayım.” Haliyle allak bullak olmuştum. Sadece şunu demişim, “Sayın Başkan alırsan şampiyon yapar bu oyuncu Beşiktaş’ı.” Gerisini biliyorsunuz. O sezon Beşiktaş çifte kupa aldı ve Ernst de tarihe geçen futbolculardan oldu. Transfer yapmak maharettir. Beceri ve deneyim ister. 17 yıl önce bu yaşandı Beşiktaş’ta. Bir de şimdi yaşananlara bakar mısınız? Şaka gibi.

SON DERECE ÜZGÜNÜM

Geçmişte başkanlık yapmış kimi aradıysam aynı şeyleri duydum. Tarifi imkansız üzüntü ve duygular içindeydiler. Sayın Demirören de bu dönemi üzüntüyle yaşayan eski başkanlardan biri. Başkanlığa aday olmayı düşünmüyor. Ama hızla bir şeylerin yapılması gerektiğine inanıyor. Tüm camiayı kenetlenmeye, birlik ve beraberliğe çağırdı. Sizlere bir iki satırla Sayın Demirören’in mesajını ileteyim: “Bu durumdan son derece üzgünüm. Beşiktaş’ın bu duruma gelmemesi lazımdı. Birilerinin devreye girmesi lazım. Beşiktaş büyük kulüptür. Doğru kararlarla, doğru isimlerle toparlanır.” Şimdi yeni bir kongreye gidiyor Beşiktaş. Sevgili Beşiktaşlılar. 121 yıldır hakemlerden, ezeli rakiplerinin katakullilerinden, sıkça TFF’den çekmediği ızdırap ve adaletsizlik yaşamamıştı Beşiktaş. Hepsinin altından kalktı ve müzesini şerefli kupalarla donattı. Kongre öncesi Sayın Demirören’in sözleri çok önemli ve yol gösterici niteliktedir.

12 Mart 2024, Salı 07:00

Gölge oyunu

Mehmet Muhittin Sevilen. Namı diğer Hayali Küçük Ali. Yani Hacivat-Karagöz’ü hicivliyen adam. Beşiktaş’ta şimdilik sergilenen oyun bu. Başkan anlatıyor, “Şak, şak, şak...” Semih Kılıçsoy’u kazandıran Samet Aybaba ile Feyyaz Uçar’a bir alkış, şak, şak, şak... Samet ile Feyyaz görevde yokken Serdar Topraktepe ile Rıza Çalımbay, Semih’i çoktan oynatıyordu. Pes ve insaf. ‘Musrati’nin menajeri yok, aracısız aldık.’ Şak, şak hazır zaten. Libya’lı Galatasaray maçından itibaren harikalar! yaratıyor.

Rakibe yapılan nefis asistler. Hani yok mu alkış? Adamın geldiğinden beri olumlu maçı yok. Uzun vur gitsin. Gördünüz değil mi Gaziantep’in attığı golü kimin yarattığını? ‘Karagözüm!’, ‘Buyur iki gözüm.’, ‘2 adam aldık 20 milyon euro verdik.’, ‘Öyleyse alkışa devam.’ Beşiktaş’ın taraftarını heyecanlandıran bir oyunu yok. Kenardaki hocası biraz heyecanlansa hiper tansiyonla başı derde girecek. Rakip alanda baskı kurup yaşattığı gol pozisyonları kayıp ilanından farksız. Bu durumdan hareketle gelecek sezon bu hoca ve yapılacak ilave transferlerle pek ayağa kalkacağa da benzemiyor. Nasıl bir Beşiktaş dünyaya getirildiyse akraba evliliği yüzünden durum çok vahim. Giden yönetimler eleştilirsin. Hatta yerden yere vurulsun. Ama yetersiz takviye ve hoca ile camianın karşısına çıkılmasın. O zaman Hayali Küçük Ali oluyor işte. Selçuk İnan. Kısa zamanda büyük iş buna denir. Tebrikler. Bu arada Draguş’u izliyor musunuz? 7-8 hafta önce yazmıştım.

09 Mart 2024, Cumartesi 07:00

Gollerin resitali

Fernando Muslera 400’üncü maçına çıktı ve tarihe geçti. Bir roman yazıp Uruguaylı kalecinin sadece Galatasaray kariyerini yazsanız bile yetmez. Malum bir heykel döneminden geçiyoruz. Galatasaray yönetimi Muslera’nın heykelini dikmek için daha fazla beklememelidir. Transfer bir şans işi değil bir uzmanlık alanıdır. Bilinen futbolcuyu alabilirsiniz. Bu bir maharet değildir. Sacha Boey’i sattıktan sonra Derrick Köhn’ü almak maharetin ötesinde bir başarıdır. Attığı gol bir yana yaptığı iş daha bir başlangıç ve o da satılacağı gün kulübe büyük para kazandıracaktır. Özü şudur. Aldıklarımız, sattıklarımızın teminatıdır. Torreira’yı izledim bir ara. Adamın canını alsanız “Yeniden Diriliş” adlı diziyi oynayacak kadar tarihi biri. Okan hoca kenarda oturtukları ile değil, onbire soyup sahaya çıkardığı oyuncularla büyük bir başarıya imza atıyor. Adına istikrar deyin, özgüven deyin başka bir ad koyun ama bu yıldızlar topluluğunu yönetmek başka bir deneyimdir. Ünlü bir romanın adı geldi aklıma. “Kadının adı yok”. Okan hocanın da o yüzden başarıya giden yolun adını tam olarak bulamadım. Goller muazzamdı. Derler ya hepsi birbirinden merdane. Gollerin CD’sini çıkarsanız yok satar. Penaltıda Icardi’nin Hat-trick yapması için topu Kerem’e vermesi de bir takımdaşlık örneği idi. Bahattin Şimşek FIFA hakemi. Önemli olan kokartı takmak değil, taşımak önemli. Bu haliyle Avrupa’da maç almak yerine, faullerin oluşumu adlı kitabı okumasını tavsiye ederim. Harika bir maç oldu. Rizespor da miskin ve pısırık oynamadı. Ama Gökhan’ın bu sezon uzaktan gol yeme alışkanlığına İlhan Palut nasıl çözüm bulur bilemiyorum. Kalede sorun büyük.