Beşiktaş’ı izlerken, apandisitiniz patlayabilir, fıtığınız nüksedebilir, dayanılmaz migren ağrıları ile baş edemezsiniz. Futbol adına bir didişme, bir adam sendecilik kol geziyor. Tedavisi mümkün olmayan bir ruh hali hakim. Bir de uzun oynama hastalığı bela olmuş takıma zannedersiniz ki ilerde Michael Jordan oynuyor. Kenardan, savunmadan pas yaparak çıkın uyarısı gelir mi diye bakıyorum, Gio da bu anlamsız futboldan nasibini almamış takımı izliyor. Mert’in her degajı klasik Başakşehir hücumuna dönüşüyor.
Serdar soldan, Crespo ortadan, Piatek her yandan deliyor Beşiktaş’ı. İlk yarı boyunca görülen manzara bu. İstanbul’un kasvetli havasına bir de Beşiktaş’ın insanın içini iyice karartan futbolu eklenmiş durumda. Son devrede Beşiktaş adına bir şeyler değişir mi diye baktım. Beşiktaş’ın berbat futbolu devam etti. Pozisyon neredeyse yok denecek kadar az. Girenlere bakıyorsun, bir de Başakşehir’in yedekten gelenlere göz atıyorsun aradaki fark 5 boy kadar uzak. Son 3 maçında kaybettiği puan 8. Liderle arasındaki fark da 10 olmuş. Ne diyeyim; Allah kurtarsın. Bir de Beşiktaş lehine verilmeyen penaltı var ki. Of ki ne offf. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Bu takım ara transferde güçlenmezse puan farkı daha da açılacağa benziyor.