Giriş
Danimarka’nın ‘Özgür Şehri Christiana’ya 24 Aralık Noel Arifesi günü gittik. Şimdi size hayatımın en unutulmaz akşamlarından birini anlatacağım. Sizi, Den Gra Hal binasına, Christmas’ta gidecek ailesi ve evi olmayanlar için düzenlenen partiye götürüyorum.
Bu yazıyı ateşin ve buzun ülkesi İzlanda’dan, Kuzey Işıkları’nın altından yazıyorum. Dışarısı -14 derece, hissedilen ise -20 dolaylarında… Hem yeryüzünün hem gökyüzünün kusursuzluğunu hayranlıkla ve şaşkınlıkla izliyorum. Doğa bu kadar kusursuzken insanlığın yarattığı sorunlara hayret ediyorum. Neyse konumuz bu değil. Geçen ay sevgilim Ahmet’le evlendim. Evliliğimizi kutlamak için Danimarka, İzlanda, Norveç rotası çizdik. İzlanda’yla girdim konuya ama size asıl bir önceki durağımız Danimarka-Kopenhag’daki yaşadığım, bana göre büyüleyici deneyimimi anlatacağım.
ÖZGÜR ŞEHRE HOŞ GELDİNİZ!
Özgür Şehir Christiana’ya (Freetown Christiana) hoş geldiniz! Anlatması zor, yaşaması hayli keyifli bir yer burası. Kopenhag’ın göbeğinde kendi kuralları olan bu özerk bölgeye gelmeyi ‘Yeryüzündeyken Yapılacaklar’ listenize eklemenizi içtenlikle öneriyorum. Christiana, 1971 yılında bir grup hippi tarafından kuruldu. Özerklik almak için verilen mücadele kolay değildi elbette. Danimarka Krallığı, ancak 2012 yılında Christiana’yı tanıdı. Christiana’nın kapısı herkese açık. Sadece uymanız gereken üç kural var: Eğlenmek, fotoğraf çekmemek, koşmamak! Panik algısına sebep olmamak için koşmanızı istemiyorlar. Ayrıca silah taşımak ve şiddet kesinlikle yasak!
‘100 KERE DÜNYAYA GELSEM YİNE CHRISTIANA’DA YAŞARIM’
Christiana’ya 24 Aralık Noel Arifesi günü gittik ve hayatımın en unutulmaz günlerinden birini yaşadım. Öğlen saatleriydi. Birbirinden güzel, grafitili, şirin evlerin arasında dolaşırken sanat eserleri satan bir dükkana girdik. Dükkan sahibi yaşlı bir adamdı. Burada yaşamanın nasıl hissettirdiğini sordum. “100 kere dünyaya gelsem yine Christiana’da yaşarım. Akşama hemen ilerideki Den Gra Hal binasında, Christmas’ta gidecek ailesi ve evi olmayanlar için düzenlenen bir parti var. Siz de gelsenize” dedi. Tahmin edersiniz ki bu teklifi bir saniye bile düşünmeden kabul ettik.
Converse’li rahip Finn Damgaard
Akşama daha vakit olduğu için adı ‘Vor Frelsers Kirke Christianshavn’ diye geçen, az ilerideki kiliseye gittik. Noel Arifesi olduğu için toplu dua vardı. Tam da ilahilerin okunduğu ana denk geldik. Ben de hemen bir broşür aldım ve ilahilere eşlik ettim. Neyse ki Danca kısmen yazıldığı gibi okunuyor. İlahilerin arasında rahip, İncil’den bölümler okuyordu. Hayatta bazı tılsımlı, ilahi anlar vardır. O anlardan biriydi. Dua bitince rahip kapıya indi ve gelen her misafiri, suratında kainatın gizemini çözmüş gibi huzurlu bir gülümsemeyle tek tek uğurladı. Geleneksel kıyafetinin altına giydiği siyah Converse’leri, iki dünya arasında kurduğu köprü gibiydi. Son misafiri uğurlayana kadar onu bekledim ve tanıştık, kucaklaştık. Rahip Finn’i unutmayın, beklenmedik bir yerde karşımıza çıkacak.
PARTİ BAŞLASINNN!
Parti saati geldi ve Christiana’mıza geri döndük. Partinin olacağı binanın önünde ateşler yakılmıştı. Herkes etrafında toplanmış keyifle sohbet ediyordu. Ateşin başında Thomas, Marie Agnete ve kızları Sıf ile tanıştık. Thomas ve Marie Agnete eski hippilerdenmiş. Aslında Christiana’da yaşamıyorlar ama 12 yıldır her sene bu partiye katılıyorlarmış. Bizi masalarına davet ettiler. İçeriye girerken gönüllülerin hepsi sağa sola sıralanmıştı. Giren herkesi coşkuyla alkışlıyorlardı. Yaşadığım en duygusal ve insan olmakla gurur duyduğum nadir anlardan biriydi. Galiba yazarken ağlayacağım. Aslında isteyince ne kadar şahane varlıklar olabiliyoruz.
ÖZGÜR ŞEHİRDE YAŞANANLAR ORADA KALIR
Gece boyunca gönüllüler bedava yemek, tatlı ve sıcak içecek dağıttılar. Alkol de vardı tabii ama temel bir ihtiyaç olmadığı için onu parayla satın alabiliyorsunuz. Tüm yemekler ve süslemeler gönüllüler tarafından finanse ediliyor. Bazı yardım yapan insanlar isimlerinin yazılmasını istiyorlarmış ama bu organizasyonu yapan Christiana halkı buna izin vermiyormuş. Yani burada şov yapmak da yasak. Bir sahne vardı; gece boyunca kimi çıkıp teatral gösteri yaptı kimi gitarını aldı şarkılar söyledi. Yemek servisi bitince bütün mutfak çalışanları Noel ilahileri söylemek için sahneye çıktı. Bir de ne göreyim; Converse’li rahip arkadaşım Finn en öndeydi ve ilahileri yönetip yine aralarda İncil’den bölümler okudu. Bu tılsımlı tesadüf, doğru zamanda doğru yerde olduğumu hissettirdi. Sanırım yine ağlayacağım… Sonrasında gece 02.00’ye kadar dans ettik. Thomas, Marie Agnete ve Sıf’la sarılarak ayrıldık. Ertesi günü evlerinde verecekleri Christmas yemeğine bizi de davet ettiler. Ancak akşam için başka planımız olduğu için gidemedik.
Ertesi gün parti yoktu ama ruhunu çok sevdiğimiz için yine Christiana’ya gittik. İçimden bir parçanın kesinlikle Christianalı olduğuna karar verdim. Haydi her sene 1977’den beri her yıl Noel Arifesi’nde yapılan bu partide buluşalım. Bu arada unutmayın, Christiana’da yaşanan Christiana’da kalır.
