Yeşiller Partisi’nin Ümit Şahin’le birlikte eski eş sözcüsü ve İlerici Kadınlar Derneği Eğitimden Sorumlu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Selek, 87 yaşında, hayat dolu ve müthiş bir kadın. Siyah Kitap’tan çıkan ‘Özgürlüğe Kaçış’ kitabı vesilesiyle buluştuk. Kitapta Yüksel Selek’in kendi özgürleşme mücadelesine ve düşlediği hayatı nasıl yaşadığına şahit olacaksınız. “Hayatımı o kadar doya doya yaşadım ki hiç gözüm arkada kalmayacak” diyor. Bir insan daha ne ister ki?
Nasıl bir aileye doğdunuz?
Babam memurdu. Beş yaşımdan beri her yıl başka yerlere tayini çıktı. Ben Turhal’da doğmuşum. İlk hatıralarım Muradiye’den. Ortaokula kadar Sivas’ta okudum, sonra İstanbul’a geldik. Lise zamanımda, beni doğduğum yer olan Turhal’a gelin gönderdiler ve özgürlük mücadelem başladı. Hayatımın bazı detaylarını ‘Özgürlüğün Peşinde-Yaşadım, Diyebilmek İçin’ kitabımda da yazdım. 2002 yılında da Bodrum’a yerleştim.
İYİMSER BİR YAPIM OLDUĞUNDAN GENÇLERDEN UMUTLUYUM
Gençlik yıllarınızla bugünü karşılaştırdığınızda ortaya nasıl bir Türkiye fotoğrafı çıkıyor?
Toplumun şimdiki halini gördükçe gençliğimizi çok iyi bir dönemde yaşadığımızı daha iyi anlıyorum. Biz doğal besinlerle ve temiz havayla yetiştik. Onun için 87 yaşındayım ve fena sayılmam. Haha! İyimser bir yapım olduğundan gençlerden umutluyum. İnsandan ümit kesilmez. İnsan müsaade ettiği sürece dünyadan da ümit kesilmez, dünya kendini yeniler.
Şu anki konumunuzdan Türkiye’nin ve dünyanın düştüğü durumları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zaten durumlar yeterince dramatikti, pandemiyle birlikte daha da kötüleşti. Küresel ısınmayı sürekli kılan ve dünyaya yayan sanayileşme ve kapitalizmdir. Pandemi de kapitalizmin bir ürünüdür. Tüm dünya politik bir açmazda. Nereye doğru gittiğimiz belirsiz.
PARANIN PADİŞAHLIĞI BÜTÜN DÜNYAYI ESİR ALDI
Sizin kuşağınızdaki yaşama ve özgürlüğe olan tutku şimdiki çoğu gençte yok. Tükenmişlik sendromuna giren insanlar çoğaldı. Bir şey üretmeden tükenen insan profili bana anlamsız geliyor.
Dijital dünyanın faydalarını anlıyorum ama gençlerin kısıtlanmasına, engellenmesine neden oluyor. İklim aktivisti Greta Thunberg, tüm gençlere örnek olmalı. Yollara çıktığında küçücüktü, şimdi 18 yaşında ve çok büyük işler başardı. Kapitalizmi nasıl frenleyeceğimizi bilmiyoruz. Paranın padişahlığı bütün dünyayı esir aldı. Milyonerler her geçen gün daha da milyoner oluyor ama hiçbiri SMA hastası çocuklar için bir fon oluşturmaya yanaşmıyor. Beni ülkenin dertlerine hiç sokma çocuğum, içinden çıkamayız.
DÜNYAYI KURTARIRSA SANAT KURTARIR
87 yıllık yaşamınızdan süzdüğünüz en değerli bilgi neydi?
Edebiyat, dünyayı ve insanı anlamak için çok önemlidir. Dünyayı kurtarırsa sanat kurtarır. Bazen “Şu dünyanın sonuna kadar yaşamış oldum” demekten kendimi alamıyorum. Hahaha!
Politik göçmen olarak Almanya’da yaşadınız. O sürece dair hatırınızda neler kaldı?
Bilge bir arkadaşım “Türkiye büyük bir açık hava hapishanesidir. Dünya bu insanları üzerinden silkeleyecek ve kendini yenileyecek” derdi. Politik göçmenler Almanya’da el üstünde tutulurdu ve korunurdu. Kiramız ödeniyordu, maaşlarımız veriliyordu. Orada da hiç boş durmadım. Kadınlara okuma-yazma öğrettim. Beş yıla yakın orada kaldım. Bana çok güzel tecrübeler kazandırdı. Dönüşüm anlamlı oldu. Aralık 1988’de ‘İnsan Hakları Günü’nde Türkiye’ye döndüm.
BİR KADININ ÖZGÜRLEŞMESİ KADAR ZOR VE ÖNEMLİ BAŞKA HİÇBİR ŞEY YOK
‘Özgürlüğe Kaçış’ kitabınızda okurları neler bekliyor?
Bu hayatta bir kadının özgürleşmesi kadar zor ve önemli başka bir şey yok. Toplumsal koşullanmalar ve yanlış ahlak algısı, kadının özgürleşmesinde çok büyük engel. Ben tabularımı nasıl yıktığımı, özgürlüğümü nasıl kazandığımı ve nasıl tek bir tabumun dahi olmadığını anlattım. Özellikle genç kadınlar bu kitabı okusun ki özgürlüğün ne kadar muhteşem bir şey olduğunu anlasın.
OKUDUĞUM KİTAPLAR BENİ ÖZGÜRLÜĞE ÇAĞIRDI
Tabularını normal sandığından duvarlarını aşamayan çok insan var. Tabularınızı fark ettiğiniz ve “Ben bu kutudan çıkmalıyım” dediğiniz an hangisiydi?
Lisede okurken çocuklarımın babası bana talip olmuştu ve beni okuldan aldılar. Ya meslek sahibi ve özgür bir kadın olacaktım ya da başkaları tarafından bana uygun görülen kadere boyun eğecektim. İntihar etmeye bile kalktım ama beceremedim. Ben özgür bir kadın olmayı seçtim. Liseyi de bitirdim. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. Okuduğum kitaplar beni özgürlüğe çağırdı. Panait Istrati, Maksim Gorki, Franz Kafka…
Çocuklarınızın babası Altan Bey’e ayrılmak istediğinizi söylerken “Ne olacağı umurumda değil, ben ruhumu kurtarmaya çalışıyorum” diyorsunuz. Kitapta en etkilendiğim yerlerden biri buydu, çünkü bugün bir kadın kocasına ayrılmak istediğini söylediğinde sonuçları hoş olmayabiliyor. Bu anlamda kadınlara ne söylemek istersiniz?
Bırakın benim gibi başkasını sevdiği için ayrılmak istemesini, nedensiz yere eşinden ayrılmak istediği için bile binlerce kadın öldürülüyor. Şartlanmaları aşmak kolay değil. Benim kuşağımda benim gibi kadınlar yoktu. Şimdi kadınlar kendini daha iyi ifade edebiliyor aslında ama yasalar kadınları korumadığından erkek şiddetine maruz kalıyorlar. Her şeye rağmen özgürlüğün peşinden gidin, çünkü hayat orada başlıyor.