40 yıl önce Yunan halkı ABD askeri üslerine karşı sokaklarda yürüyordu. Ellerinde “Ölüm saçan üslerinizle birlikte defolun” yazılı pankartlar vardı. 17 Kasım denilen bir terör örgütü 1970’lerden 90’ların sonuna kadar İngiliz ve ABD’li diplomatları hedef alan suikast eylemleri ve bombalı saldırılar düzenledi. Yunanistan’a cuntayı, ABD’nin getirip desteklediği fikrindeydiler. Yunanların ezici çoğunluğu Hristiyan Ortodoks Rusya’yı, kendilerine ABD’den çok daha yakın hissediyordu. Zira Ruslar 1821’de, Osmanlı’ya karşı ayaklanmalarında Yunanlara yardım etmişti. Yunanistan-ABD ilişkileri 2000’lerde bile düzelmekten çok uzaktı.
Türkiye’de ise tarihte Rus taraftarlığının halkta karşılığı hiç olmadı. İktidarlar 1950’lerden beri ABD’nin yakın müttefiki olmayı sürdürdü. Ta ki, jeopolitik durum her iki ülkeyi tersine seçim yapmaya zorlayana kadar. Bugün Türkiye’deki NATO üsleri 3’ü geçmiyor, İncirlik’i kapatma kartı sürekli masada, Washington ile aramız soğuk, NATO’dan haksız muamele görüyoruz. Diğer taraftan Rusya ile ilişkilerimiz ‘tam gaz’ ilerliyor. Enerjiden turizme, tarımdan savunma sanayine, Rusya ile son 10-12 yılda stratejik ortaklığa girdik ve altın çağ yaşıyoruz.
ABD’NİN YENİ PRENSİ
Yunanlar ise beklenmedik şekilde Ruslara sırt çevirdi. Yunanistan, ABD’ye 4 önemli askeri üsse açık uçlu erişim izni vererek Rusya’yı hayal kırıklığına uğrattı. Atina yakınlarındaki bir liman kanalıyla ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz almaya başladı ve Rusya’ya alternatif oldu. Üstelik Akdeniz’den çıkan doğalgazın da İsrail-Mısır’dan Yunanistan’a, oradan da İtalya üzerinden AB’ye ulaştırılması için boru hattı projesi hızlandı. ABD dev şirketleri Yunanistan’ı bölgesel bir terminal (hub-merkez) yapmak için harekete geçti. JPMorgan Chase, Microsoft, Pfizer, Amazon, Cisco, Tesla ve Deloitte, ülkeye önemli yatırımlar yapmaya başladı.
ABD F-16 ve F-35’leri, İncirlik Üssü’nü by-pass edercesine, Girit’teki yeni üsse gönderiliyor. Buradan boru hattının geçeceği Doğu Akdeniz ile Suriye, Kuzey Irak kontrol edilirken; kuzeyde ise sınırımıza 45 kilometre uzaklıkta Dedeağaç’ta Rus tehdidine karşı olduğu söylenen yeni bir ABD lojistik üssü kuruldu. ABD, buraya çok büyük bir tank ve zırhlı birlik sevkiyatı yaptı. O Dedeağaç ki, kayda değer Rus nüfusun olduğunu ve neredeyse Rus hükmünün geçtiği bir kent olduğunu da hatırlatayım. Onlarca yıldır unutulmuş olan Dedeağaç’ta ABD üssü ile birlikte büyüyen yepyeni bir ekosistem oluştu. Çevreyolları, demiryolları, hastaneler, limanlar vs. Belli ki bu kent, Güney Avrupa’nın yeni ticaret ve enerji nakil merkezi olacak.
EGE VE BALKANLAR
Ve tüm bunlar olurken, Yunanistan Başbakanı Miçotakis, ABD Temsilciler Meclisi’ne hitap ediyor, Türkiye’yi Batı’ya düşman ilan ediyor ve konuşması dakikalarca ayakta alkışlanıyordu. 30 yıldır dış politika izlerim ve meslek hayatımda Yunanistan lehine bu tür dinamik gelişmeler görmedim. Görünen o ki, ABD bu dönemde Yunanistan’ı stratejik güvenlik ortağı olarak Rusya’nın karşısına dikiyor, NATO’nun güneydoğu kanadını Yunanistan’a teslim ediyor.
Ancak Yunanistan’da devlet/ordu geleneğinin bu yükü, Türkiye’nin yıllardır yaptığı gibi, vakur, özverili ve ihtimamla taşıyabileceğinden emin değilim. Baksanıza ABD’nin iltimasıyla koltukları kabaran Miçotakis yönetimi şimdiden kabadayılığa başladı. Bu politika, çatışmaya benzinle gitmekten farksız. Ve korkarım ki Balkan coğrafyasını tek bir kibritle orman yangınına çevirebilir.