Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Ankara’da iftar davetinde bir araya geldik. Bakan, uluslararası ilişkilerde Türkiye’nin pozisyonuna ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
Satır başlarıyla aktarıyorum:
SURİYE’DEKİ PKK/YPG VARLIĞI
Mevcut yapısı itibarıyla Suriye’deki YPG, PKK’nın bir mütemmim cüzü. Onu tartışmak bile gereksiz. Örgütün anlaşma çerçevesinde nasıl adım atacağını Şam’da ele aldık. Örgütün askeri kabiliyetlerinin yok edilmesinin bizim için önemli bir husus olduğunun altını çizdik.
Önemli konulardan birincisi emir komuta meselesi. Mevcut unsurların kendini feshetmesi, merkezi hükümetin kontrolüne girmesi çok önemli bir şart. Ayrıca, silah, füze üretimi, hava savunma sistemi gibi kritik yeteneklere sahip olmaları asla kabul edilemez. Bir diğer konu da YPG’ye dışarıdan gelip katılanlar. Bunlara asla yer yok. Var olan unsurlar çözülsünler, silah bırakıp kendilerini lağvetsinler ve merkezi hükümetin tam kontrolü altına girsinler. Bu bir zorunluluk.
Suriye’de yaşayan Kürtlere, Esad döneminde verilmeyen hakların verilmesi gerekiyor. Herkese eşit vatandaş muamelesi yapılması elzem. Suriye’nin birliği ve bütünlüğünü her platformda dile getirdik.
ABD’NİN SURİYE’DEN ÇEKİLMESİ
Amerikan askerlerinin Suriye’deki varlığının devam etmesinin, ABD Başkanı’nın öncelikleri arasında olmadığını görüyoruz. PKK, Suriye’deki varlığını DEAŞ cezaevleri üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu konuyla ilgili önlemler alıyoruz. Bölge ülkelerinin DEAŞ’la mücadele etmesi gerekiyor ve bu yönde çabalarımız var.
Amerikan kamuoyunda ABD ordusunun Suriye’deki varlığının devam ettirilmesinin yararı sorgulanır hale geldi. Önceden Suriye’de İran, Rusya ve Esad rejimi faktörleri vardı. Ancak şu anda konjonktür değişti. Amerika ordusunu çekerse, bu onlar için daha az maliyetli olacaktır.
DEAŞ’A KARŞI MÜCADELE
Kendi meselelerimizi kendimiz çözmeliyiz. Ürdün’de beş ülke bir araya geldik. Ortak operasyon ve istihbarat amaçlı bir merkez kurulacak. Her ülke elindeki istihbarat bilgilerini paylaşarak, DEAŞ’tan kaynaklanan tehditleri bertaraf etme konusunda ortak hareket edecek.
TRUMP İLE TELEFON GÖRÜŞMESİ
İki lider arasında oldukça olumlu bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Cumhurbaşkanımız, Başkan Trump’ın saygı duyduğu liderlerden birisi. Bunu da telefon görüşmesinde açıkça ortaya koydu zaten. Görüşmede Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki beklentileri ile savunma sanayii iş birliğindeki kısıtlamaların kaldırılmasının önemini vurguladı. Ukrayna’daki barışın önemini bir kez daha tekrar etti. Trump’ın yaklaşımı da oldukça pozitif. Cumhurbaşkanımız ile beraber, iki ülke arasındaki sorunları çözmek istiyor.
CAATSA YAPTIRIMLARI
Biden yönetimi ile CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasına ilişkin kapsamlı görüşmeler yaptık. Yeni yönetim ile de bu konuları detaylı bir şekilde ele alacağız.
İSRAİL’İN SURİYE’Yİ İŞGALİ
İsrail yaklaşık elli yıldan beri Suriye’nin güneyini işgal altında tutuyor.
Günümüzde de bunu genişletmeye çalışıyor. Ezidileri, Dürzüleri gündeme getirerek, çeşitli bahaneler öne sürerek silahsız bir bölge ilan etme arayışı var. Bizim oluşturduğumuz platformlarda bu konunun gündeme getirilmesi ve kesin bir dille reddedilmesi önemli.
İSRAİL’İN GAZZE SALDIRILARI
“Netanyahu’nun zihninde ateşkesi bozma düşüncesi olduğunu biliyoruz’’ diye uzun zamandır söylüyoruz. Bütün emareler bunu gösteriyordu. 500 insanı şehit ederek ateşkesi resmen bozdu ve bombalamaya devam edecek gözüküyor.
Gazze’de son yaşananlarla ilgili Mısır’ın başkenti Kahire’de pazar günü bir toplantımız olacak. İİT-AL Gazze Temas Grubu olarak bir araya geliyoruz. Bu toplantıda İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında kabul edilen Gazze planının hayata geçirilmesi için atılabilecek adımları ele alacağız. Soykırımı durdurmak için elimizden geleni yapacağız. Ben Filistin meselesinin daha büyük kırılmaları beraberinde getireceğini düşünüyorum. Orada mevzi bir başarı elde ediyor gözükebilirler, yüzbinlerce insanı katlederek, ama başka türden risklerin kapısı çok ciddi açılıyor.
Yani daha farklı bölgesel kırılmalar, çatışmalar riski de ortaya çıkıyor.
KIBRIS MESELESİ
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri gerçekten bizim takdir ettiğimiz, nitelikli bir lider: Uluslararası sistemin bir noktaya kadar vicdanını da yansıtan bir makam. Kıbrıs meselesiyle ilgili bu gayriresmi toplantı teklifini, yapıcı tutumumuzu göstermek adına Cumhurbaşkanımız kabul etti.
Ada’da iki toplumun kendi başına, kendi kurumlarıyla ayrı ayrı yaşıyor olması gibi bir gerçeklik var. Bunlardan birinin devlet olarak tanınıp her türlü imkâna erişmesi, diğerinin tanınmaması Ada’daki adaletsizliğin temel sebebidir. Bunun mutlaka giderilmesi lazım.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Burada iki konu var: Barış antlaşması ve ateşkes antlaşması. Bunlar malumunuz iki ayrı başlık. Sayın Trump ve Sayın Putin’in görüşmesinden ateşkes konusunda tam bir netice çıkmadı. Sürecin başlamasını ve ilerlemesini sağlayacak bazı adımlar sunuldu.
Enerji alanları hedef alınmasın, gemilerin seyrüsefer güvenliği sağlansın, esir takası yapılsın gibi fikirler öne atıldı.
Biz Türkiye olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın da durduğu yer şu: İki tarafın üzerinde mutabık kaldığı bir anlaşmada, katkı vermek isteriz.
Teorik olarak söylüyorum, taraflar ileriki bir aşamada bir barış gücü oluşturulmasında mutabık kalırlarsa biz katkı sunabiliriz.
VİZE MESELESİ
Bizim Avrupa’yla vize serbestisine geçmemiz gerekiyor. Bunu yaptığımız zaman vize süreçleriyle ilgili sorunlar da ortadan kalkar. Vize rejimi devam ettiği sürece, Türkiye’nin artan talebine vize mekanizmasıyla cevap verilmesi mümkün değil. Vize serbestisi konusunu bu dönemde artık inşallah çözmeyi düşünüyoruz. Ekonomideki iyileşmeye paralel olarak bunu da hayata geçirmek gerekiyor.