Türkiye’de kazaların ve ölümlerin azalması sürücülerin daha iyi araç kullanmaya başladığının bir göstergesi değil. Sürücüler kurallara uymayacak şekilde direksiyon başına geçmeye devam ediyor. Türkiye’nin karayolu altyapısı geçmişle mukayese edilemeyecek kadar gelişti. Araçlar daha güvenli, ABS, EBS gibi elektronik destek sistemlerine sahipler.
Bunun sonucunda yaşanan çarpışmalar daha az ölümcül hâle geldi. Teknolojik gelişmelere karşın, Volvo ve Renault gibi güvenlik alanında ciddi çalışmaları olan saygın üreticilerin ise yeni modellerindeki maksimum hızı, 180 kilometre ile sınırlandırdığını hatırlatmak istiyorum. “Kazalar nasıl olsa azaldı, yollar iyileşti, araçların kapasitesi arttı” diye düşünülerek hız sınırlarının yükseltilmiş olmasını endişeyle karşılıyorum.
İçişleri Bakanlığı, 1 Temmuz 2022 itibarıyla otoyollarda hız sınırının artırılacağını açıkladı. Buna göre, otobanlardaki azami hız sınırı 120 km’den 140 km’ye çıkacak. Ceza limiti ise 154 km olacak. Ben size ne olacağını söyleyeyim; limitler konusunda gevşeyen, hıza meraklı olanlar 160’lar seviyesinde seyretmeye başlayacak. “Tabela ve polis görürsek hafifçe fren pedalına dokunuruz” diyecekler.
İçişleri Bakanlığı’nın bu yeni kararında limitleri aşarak çok sık ceza ödemek durumunda kalanların oluşturduğu kamuoyu baskısının da rolü olduğunu tahmin ediyorum. Ben çok uzun süredir denetimleri yetersiz bulduğumu dile getiriyorum. Sık sık İstanbul-Ankara güzergâhında karayolunu kullanıyorum. Sürücülerin korkunç davranışlar içinde olduğunu görüyorum. Hiçbir denetimle karşılaşmayacakları gibi bir rahatlık içindeler.
Bu hareketleri Amerika veya Almanya’da yapmaya kalksalar dakikalar içinde enselerinde bir polis aracının belirdiğini görürler. İçişleri Bakanlığı’nın son yıllarda yaya güvenliği konusunda attığı adımları çok takdir ediyorum fakat aynı gelişim trafik denetimleri konusunda yaşanmadı.
Bakanlığın terörle mücadelede ortaya koyduğu başarı ve kararlılık trafikte terör estirenlere karşı da tekrarlanmalı. Bizdeki otoyol denetimleri gerçekten çok yetersiz ve etkisiz durumda. Yetkililerin daha çok hız kameraları, radarlar ve otomatik hız hesaplamalarına güvendiğini fark ediyorum; ancak bu kameraların çalıştığından da emin değilim.
DENETİM NASIL OLACAK?
Bolu Tüneli’ndeki hız limiti 70 km iken oradan 120-140 km gibi hızlarla geçen araçların görüntülerini ve bilgilerini Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı’nı da etiketleyerek Tweet atmıştım. Bunlar hakkında işlem yapılıyor mu acaba? Ağır vasıtaların yarattığı tehlikeler korkunç boyutta. Hele akşam ve gece saatlerinde...
Ülkemizdeki kazaların bir kısmı, sağda, emniyet şeridinde duran araçlara çarpmak suretiyle gerçekleşiyor. Yüksek hızla gelenlerin bu tip kazalara daha fazla neden olduğuna tanık olacağız. Daha hızlı seyredenler, motosiklet ve diğer tipte ulaşım araçlarını kullananlar açısından büyük bir risk oluşturacak. Diğer taraftan dünyadaki genel eğilim, hızı artırma yönünde değil. Yüksek sürat daha fazla enerji tüketimi ve emisyon demektir.
Otomobilin icadının üzerinden 100 yıldan fazla zaman geçti. Türkiye’deki sürücülerin neredeyse yüzde 95’i kavşaklarda, yaya geçitlerinde yavaşlaması, durması gerektiğini öğrenemedi. Trafik güvenliğini bu sürücülerin insafına bırakıyoruz. Son kararın yeniden gözden geçirilmesini dilerim.