Tarihi nitelikteki NATO zirvesi Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’da bugün başlayacak. İttifakın 75. yılında bulunması, üçüncü dünya savaşı riskleri, küresel düzeyde yükselen yabancı düşmanlığı ve devam etmekte olan çatışma ve istikrarsızlıklar düşünülünce bu zirve gerçekten kritik önemde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi temsil edeceği zirveyi ben de takip ediyorum.
Erdoğan’ın zirve marjında yapacağı temaslar büyük önem taşıyor. Cumhurbaşkanı Amerika’ya gelmeden önce Kazakistan’da Şangay İşbirliği Örgütü Zirvesi’ne katılmıştı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da BRICS toplantılarında Türkiye’nin bu örgütün çalışmalarını yakından takip ettiğini söylemiş ve daha fazla katkı vermeyi arzu ettiğini ifade etmişti. Bu son gelişmeler nedeniyle bazı kesimlerde “Acaba Türkiye sırtını Batı’ya mı döndü, NATO ile ilişkileri iyice zayıflayacak mı?” gibi sorular soruluyor. Ben aynı fikirde değilim.
Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderler, Hakan Fidan’ın da bakanlar seviyesinde yoğun gayretleri küresel istikrar ve barış için çok önemli. Ortadoğu’da akan kanın durması, Ukrayna-Rusya savaşında ateşkes ve kalıcı anlaşma umudu için Ankara yoğun çaba içinde. Diyalog kurmadan meseleleri halletmek mümkün değil. Erdoğan’ın çabasını da bu doğrultuda atılan adımlar olarak görüyorum ve destekliyorum. Türkiye NATO’ya sırtını dönmüyor ve ben dönebileceğini de düşünmüyorum. Nitekim dünyanın önemli araştırma ve düşünce kuruluşlarından PEW’un yaptığı son anket Türk halkının büyük kesiminin NATO ile ilişkilerin güçlenmesine destek verdiğini gösteriyor.
ERDOĞAN-BIDEN GÖRÜŞMESİ
ABD Başkanı Joe Biden, NATO zirvesine iyi bir ev sahipliği yaparak hem liderler düzeyinde olumlu bir izlenim bırakmak hem de ülkesi içinde kamuoyu desteğini yükseltmek istiyor. CNN’de Donald Trump ile gerçekleştirdikleri münazara sonrasında parti içinden ve farklı çevrelerden çekilmesi yönünde telkinler yükselmeye başlamıştı. Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden, NATO zirvesi marjında bir yan görüşme gerçekleştirecek. Burada Erdoğan’ın PKK uzantılarına ABD’nin verdiği desteği derhal kesmesi ve F-16 teslimat programının pürüzsüz şekilde yürütülmesini talep edeceğini tahmin ediyorum.
Bununla birlikte Erdoğan özellikle Gazze’deki insanlık dramının altını çizecek ve çatışmanın bölgesel bir savaşa dönüşmemesi için somut adım atılmasını isteyecektir. Erdoğan, Beyaz Saray’da Biden’in vereceği yemek davetine katılacak. Burada da konuların tekrar ele alınması mümkün olabilir. Ukrayna-Rusya savaşı çok korkunç boyutlarda devam ediyor. Üstelik bu savaşın Avrupa’nın diğer ülkelerine yayılması ve hatta bir nükleer savaşı körükleme tehlikesi var. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in de muhataplarıyla özellikle sahadaki bu korkunç tırmanışın önüne geçilmesi için yoğun temaslar yürüttüğünü biliyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan öteden beri Rusya’nın yaptırımlar yoluyla köşeye sıkıştırılmasının bir çözüm olmadığını, bunun ötesinde bazı girişimlere ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Bu görüşlerini NATO zirvesinde de paylaşacak ve Türkiye’nin verebileceği katkıları hatırlatacak. Bu süreçte NATO ülkeleri Ukrayna’ya F-16 ve Patriot bataryaları dahil daha fazla silah ve mühimmat temini için çalışıyor. Buna karşılık Rusya’nın daha fazla sertleşebilecek olması nedeniyle bu savaşın kısa süre içinde sona erme ihtimali azalıyor. O nedenle NATO zirvesinden çıkacak kararda -Türkiye’nin de katkısıyladiplomatik çabalara daha fazla şans verilmesi mesajı çıkmasını umuyorum.