Giriş
Dünyayı gezip görme, farklı ülkelerdeki eğitim kurumlarına erişme imkânı olmayanlar için telefon ve bilgisayarlar bilgiye ulaşımın kapılarını açan çok önemli araç durumunda. O nedenle “teknoloji bir lüks değil, gerçek anlamda ihtiyaç” diye düşünüyorum. Mevcut döviz kurları ve vergiler nedeniyle yüksek kapasiteli teknolojiye sahip olmak kolay değil. Teknoloji ürünlerinde vergilerin mutlaka makul bir düzeyde olması gerektiğine inanıyorum. Dünyanın en büyük teknoloji şirketi Apple’ın eylül ayında tanıttığı yeni iPhone 14, Apple Watch 8, Apple Watch Ultra ve Airpods Pro gibi ürünler sahip oldukları özelliklerle hızlı veri aktarımı, kaliteli fotoğraf çekimi, spora teşvik gibi avantajlarının yanında sağlığın korunması ve acil durumlara müdahale edilmesi gibi başlıklarda devrim niteliğinde yenilikler getiriyor.
Yeni iPhone 14, Photogenic Engine, TrueDepth Kamera, 5G desteği, eSim, A15 Bionic çip ve iOS16 işletim sistemi, suya-toza dayanıklılık gibi yenilikleriyle geleneksel fotoğraf makineleriyle rekabette avantajlı konuma geldi. Yeni Apple Watch serisi, WatchOS9 ile birlikte ilaç takibi, düşme sensörü, döngü izleme, kalp atış hızı, kandaki oksijen seviyesi gibi temel verileri uygun gördüğünüz kişilere güvenli bir şekilde PDF formatına dönüştürüp gönderebiliyor. Gelişmiş iki sensör sayesinde ilk kez vücuttaki sıcaklık değişimleri takip edilebiliyor.
KAZAYI ANALİZ EDİYOR
iPhone 14 ve Apple Watch’ta, can güvenliği açısından devrim niteliğinde özellikler söz konusu. Ani ve sert düşmeye ilave olarak artık trafik kazasını da tanıyabiliyor ve yardım çağırıyorlar. Sistem şöyle çalışıyor: Apple’ın gelişmiş A16 adını verdiği çipe sahip olan telefon, bir araçta meydana gelen trafik kazasını farklı parametrelerle tespit ediyor.
256 G’ye kadar kuvvet ölçümlerini algılayabiliyor. Örneğin hava yastıklarının patlamasıyla ortaya çıkan basınç ve patlama dahil bir dizi veriyi inanılmaz hızla değerlendiriyor. GPS ile hız değişikliklerini tespit edebiliyor. Hassas mikrofon, araçta kaza anında duyulan yüksek şiddetteki gürültüyü diğer seslerden ayırt edebiliyor. Telefonun sahibine 10 saniye içinde yanıtlaması için bir mesaj gönderiyor. Bilinç kaybı veya yaralanma gibi nedenlerle yanıt gelmezse, 10’dan geriye doğru sayarak ambulans gibi acil yardım servislerine, konum bilgisi göndererek ulaşıyor.
Ayrıca kişinin acil durum bildirim listesinde kayıtlı isimlerle bu mesajı paylaşıyor. Burada yazılım ve donanımın yanı sıra yapay zekânın da büyük rolü var. Apple mühendisleri telefona bu durumu öğretebilmek için 1 milyon saatten fazla gerçek sürüş ve kaza deneyimini tanıtmış. Trafik kazası algılama teknolojisi, telefon Apple Watch ile kullanıldığında çok daha etkili bir sonuç veriyor. iPhone 14 ürün serisinde uydu üzerinden Acil SOS özelliği de sunuluyor.
Telefon, hücresel ağ veya Wi-Fi’a ulaşamadığı anlarda uzaydaki uyduya erişip mesaj gönderebiliyor. Yakında ülkemize gelecek olan Apple Watch Ultra’da acil durumlarda yardım amaçlı 96 desibel gücünde siren mevcut. Ulaşılması zor bir yerde mahsur kalanların kurtarılabilmesi için çok kritik bir teknoloji. Şöyle özetleyebilirim: 1960’larda NASA’nın uzaya gönderdiği araçların sahip olduğundan çok daha fazla bilgi işleme kapasitesindeki bir cihazı cebinizde ve kolunuzda taşıyorsunuz. Bu müthiş bir avantaj.
