“Seni en iyi tanımlayan sözcük ne?” diye sorduğumda “Yalnız” demişti önceki bir röportajımızda. Şimdi ilk defa müzikte de yalnız. Grubu Redd’den ayrı çıkardığı ilk solo albümü ‘Epoch’ta söz ve müziği kendisine ait 11 şarkı var. ‘Epoch’ çağ demek. Geride kalan ama sızısı süren bir aşkı, gençliğinden beri geçirdiği müzikal evrimi ve 70’lerde başlayan hayatının evrelerini içine koyduğu bu albüm, Doğan Duru’nun hikayesinde bir dönemi kapatıp yeni bir çağı başlatıyor gibi...
Redd’in solisti Doğan Duru’nun ilk solo albümü ‘Epoch’ 13 Mart’ta çıktı.
İlk defa Redd’den ayrı bir albüm yaptın. Neden kişisel bir albüm yapmak istedin?
Ben müziğe geç başladım. 18 yaşına kadar müzikle alakam yoktu. Dolayısıyla her şeyi geç öğrendim ve her tür şeyi öğrenmek istedim. “Büyüdüğümde Paul McCartney olacağım. Her enstrümanı çalacağım” derken opera sanatçısı oldum. Özel yetenek bursuyla Milano Verdi Konservatuarı’na girdim. Avrupa’da ve İstanbul’da opera kariyeri yaptım. Bir süre sonra sıkıldım ve 2005’te operayı bıraktım. Ardından ilk Redd albümü çıktı. Yani aslında müziğe tek başıma başladım. Takım çalışmasını çok sevdiğim için ortaya Redd çıktı. Müziğin birçok disiplininde kendimi geliştirdim. Klasik müzik eğitimi aldım, rock müzik yaptım, DJ’lik yaptım, elektronik müzikle yan yana durdum. Artık 46 yaşındayım, böyle bir albüme hazırdım. Sadece bir boşluk bekliyordum.
‘Epoch’taki 11 şarkıyı sırayla dinleyince ortaya bir hikaye çıkıyor. Bir aşk acısı... Ki sözleri itibariyle ‘Epoch’, Redd’in önceki albümleri ‘Mükemmel Boşluk’ ve ‘Yersiz Göksüz Zamanlar’la benzerlik taşıyor. Onların da sözleri sana ait yani bitmeyen bir aşk acısı içindesin gibi hissediyorum ben!
Ben buna aşk acısı yerine, his boşluğu diyorum. Bir döneme duyduğum özlem de olabilir. Bu bir aşksızlık ya da geçmişte yaşanmış bir aşkı özlemek değil. Tamamen kendimle alakalı bir şey. Ben, aşkın insanın kendi kafasındaki çarpanlarla bölüp büyüttüğü, küçülttüğü bir şey olduğunu düşünüyorum. İster topla ister çıkar sonuçta eşitliğin karşısında sen varsın. Seni neyin eksilteceğini ya da artıracağını bilemiyorsun.
ÜRETMEMİ SAĞLAYAN ACIYA TEŞEKKÜR EDİYORUM
“Kaybettiklerim yıldızlarda yaşıyor” derken neden bahsediyorsun?
Sadece ölen insanlardan bahsetmiyorum. Ölen duygulardan da bahsediyorum. Ama bu kadar üretmemi sağladığı için senin ‘acı’ diye nitelediğin o duyguya da teşekkür ediyorum. Bu duygu durumu bu albümle bitiyor. Redd’in bir sonraki albümü çok canlı, toplumsal ve eleştirel bir albüm olacak ama bu albüm daha nahif, lirik ve duygusal.
‘Epoch’u müzikal olarak nasıl tanımlıyorsun?
Çok katmanlı melodileri seviyorum. Bu da çok fazla melodinin dans ettiği bir albüm... Önemli olan melodileri birleştirip bir armoni sağlamaktır, yaşamda olduğu gibi... Klasik müzik eğitimim de armoniyi sağlamam konusunda etkili oldu. Zaten iyi bir şarkıcıyım, sesini çok iyi kullanan biriyim, büyük bir sesim var. Redd’de şarkıcılığımı çok göstermedim, belki bir sonraki Redd albümünde gösteririm.
ÇOĞU SANATÇI CİHANGİR KAFELERİNDE BOŞ BOŞ OTURUYOR. BUNA ANLAM VEREMİYORUM
Neredeyse yarım yüzyıldır yaşıyorsun ama hayat tarzın hâlâ 20’lerindeki gibi... Evlenmedin, çocuk yapmadın, gece hayatına ve müziğe devam... Hayata dair ne öğrendin?
Ürettikçe ayakta kalıyorum. Bu bağlamda çok çalışkanım. Yıllardır bitiremediğim bir roman var, keşke bitirebilsem... Derdim, ifade etmek. İfade etmeye neden bu kadar açım, onu da bilmiyorum. Her sene solo albüm yapmak istiyorum. Bak burası Cihangir ve etrafımız ressam, yazar, oyuncu, müzisyen dolu... Ama çoğu kafelerde boş boş oturuyor. Buna anlam veremiyorum. Çoğunu tanıyorum ama onlarla oturup konuşacak bir şeyim yok.
Ne yapmalarını istiyorsun?
Kötü bir çağdayız. Bak tuhaf virüsler var. İnsanlar da virüs oldu. Salgın gibi... Hepsi aynı. Hepsi birbirinin kopyası. Akıl sağlığımızı korumak adına kendimiz için bir şeyler yapmalıyız, ben üretiyorum. Dil öğrenin, yemek yapın, bir şey üretin ve dünyaya bir şey bırakın. Bu bir kilim bile olabilir.
Birçok insan çocuklarını üretimleri olarak görüyor...
Çocuk bir ürün değil ki... ‘Dünyaya çocuk bıraktım’ duygusu çok yanlış. Aslında soyadını bırakmaya çalışıyor. Kendi hatırlansın istiyor. Bir çocuğa yaşam sorumluluğu yüklemek bana garip geliyor.
EVLİLİK BANA TUHAF GELİYOR
Evlilik hakkında ne düşünüyorsun?
30’lu yaşlarda insanların neden evlendiğini anlamıyordum. Şimdi daha da tuhaf geliyor. Eskiden boşananlar tekrar evlenirdi. Şimdi bizim çevrede boşananlar tekrar evlenmiyor en azından. Bir de aseksüel olanlar ve seksi bıraktığını söyleyenler çoğaldı. Bu cümleler bana o kadar tuhaf geliyor ki. Biz çok medeni gözüksek de hayvanız sonuçta. Freud bunları duysa acaba ne derdi?
Senin için ideal ilişki nedir?
Romantik. Romantizmin içinde kalıp olmaz.
Yaşamın anlamını ne olarak görüyorsun?
Hayatta kalma çağını geçtik. Hayat aksın diye bir amaç bulman gerekiyor. Kendime minik hedefler koyuyorum yoksa yaşayamam. Eylül’de Redd’in yeni albümü çıkacak. Ona hazırlanmam gerek. Diğer insanlar da çocuğunu okula göndermek için para kazanmaya çalışıyor. Yaşamak için bir neden bulmalısın. Yoksa beyaz yakalı gibi “Ben neden yarın işe gideceğim?” diye düşünürsün. “Bugün pazartesi s*keyim bu esareti” diye bir sözüm vardı. Suratında yastık iziyle işe gidip merdiven boşluğunda sigara içenlerin duygusu... Hedef ise sadece geçinmek. Ben kendimi şanslı hissediyorum.
SINGLE YAPMAK, TEK GECELİK İLİŞKİ GİBİ
‘Epoch’un kapak resmi Mehmet Güreli'nin imzasını taşıyor
Albümü dinlerken nelere dikkat edelim? Şarkıları sırasıyla mı dinlemeliyiz?
‘Epoch’taki şarkılar birleştiğinde bir kitap gibi oluyor. Ama albümü sırayla dinlemenize gerek yok. Zaten öyle bir çağda yaşamıyoruz. Kimse albüm dinlemiyor. Zaten artık kimse de albüm yapmıyor. Herkes single yaptığı için eskiden 50 sanatçı vardı şimdi 50 bin sanatçı var. Birine single yapmak üç günümüzü alır ama albüm bir bütündür ve maddi, manevi önemli bir değerdir.
Sen single’a karşısın, değil mi?
Belki keyfine bir şey yaparım ama benim duygularımı ifade edecek bir şey olmaz. Bir şair tek şiirlik kitap çıkarır mı? “Bu ne lan!” derler. Single yapmak, biraz tek gecelik ilişki gibi... Bir daha sevişmek istemez misin? Millet ticari kaygı yüzünden single yapıyor ama ben albüm yapıyorum. Bütün şarkıları dinlemelerini istiyorum. Bir şarkı 2.5 milyon, diğer şarkı 50 bin dinlensin istemiyorum. Anlatmak istediğim şeyi anlasınlar istiyorum.
“SİZ KİMSİNİZ HER ŞEYE VASAT DİYORSUNUZ?” DİYORLARDI. ŞİMDİ HERKES VASATLIKTAN BAHSEDİYOR
Single çağının, müziği vasatlaştırdığını mı düşünüyorsun?
Dünyanın ve bizim endüstrinin vasatlaştığını düşünüyorum. Sadece medya, yönetim şekli, toplumsal refleks vasatlaşmıyor. Aşk da vasatlaşıyor. Bu ‘vasat’ kelimesini yıllar önce de kullanıyordum. Herkes bize uyuz oluyordu. “Siz kimsiniz her şeye vasat diyorsunuz?” diyorlardı. Şu an herkes vasatlıktan bahsediyor. Aslında o, eskiden beri görünen bir köydü.
Redd, albümü dinledikten sonra neler söyledi?
Bittikten sonra dinlediler. Çok beğendiler. Ben onların da solo albüm yapmalarını istiyorum. Berke (Özgümüş) Türkiye’nin en iyi caz davulcularından biri. Onun bir caz albümü yapması gerekiyor. Güneş (Duru) çok iyi bir şarkıcı ve onun da songwriter albüm yapması gerekiyor. Solo albümü çok değerli buluyorum.
ESKİDEN HERKES HADDİNİ BİLİYORDU
Senin müziğe başladığın yaşlarda olan ve müzisyen olmak isteyen genç birine ne dersin?
Bir şey diyemem çünkü beni dinlemez. Muhtemelen Ajda Pekkan cover’ı yapar. Eskiden biri bize bir şey dediğinde dinlerdik. Artık dinleyen bir nesil yok. Benim müziğe başladığım zamanlarda dünya ve müzik piyasası çok başkaydı. Herkes haddini biliyordu.
Dinleyecek olan varsa şunu diyebilirim: Kendinden emin ol ama başkalarının da fikrini al.