Mete Utku

14 Nisan 2025, Pazartesi 10:54

Yıllar sonra sahip olunan lüks!

Fenerbahçe, bir önceki sezonda şampiyonluk yolunda büyük yara aldığı Sivasspor deplasmanına yine kritik bir haftada çıktı. İki takımın da şiddetle galibiyete ihtiyacı olduğu maçın ilk dakikalarında Livakovic’in yaptığı nefis kurtarış, karşılaşmanın konuk takım adına çok zor bir hal almasına engel oldu. 

Jose Mourinho’nun öğrencileri, son haftalarda sık sık olduğu gibi maçın ilk yarısında da tempoyu yükseltmeye çok hevesli gözükmedi. Talisca’nın kafayla gole yaklaştığı pozisyon dışında gole kadar ciddi bir tehlike üretemeyen Fenerbahçe’de takımın boyu ilk yarıda o kadar uzundu ki Fred, savunma bloğu ve üçüncü bölge arasında çok geniş bir alanda tek başına kaldı. Brezilyalı oyuncu da orta sahada sayısal eksikliğin getirdiği dezavantajın etkisiyle pas alışverişini istediği kalitede yapamadı. Bu da sarı-lacivertlilerin verimsiz bir ilk yarı oynamasında önemli rol oynadı.

İlk yarının son anlarında kaleye yakın bir bölgede çalınan faulde muhtemelen Fenerbahçeli taraftarların büyük bir kısmı devre arasına önde gireceklerini hissetmiştir. Talisca ile birlikte belki de Alex de Souza’dan sonra ilk kez bu lükse kavuşan sarı-lacivertliler, 0-0'ı hak eden bir ilk yarıyı Brezilyalı oyuncunun harika serbest vuruş golüyle önde kapattı. 

Trabzonspor maçını çözen Anderson Talisca, bir hafta sonrasında da Sivas’ta takımına çok kıymetli bir katkı yaptı. Sarı-lacivertliler, son haftalarda oyun olarak harikalar yaratmıyor evet ama geçtiğimiz sezonlarda kuvvetli oyunlara rağmen alınamayan sonuçlarda ‘Talisca’ eksikliğinin hissedildiği çok fazla maç oynadı. Şimdi ise oyunun sıkıştığı, ekstra bir dokunuşa ihtiyaç olduğu anlarda sahneye çıkmaya hazır bir futbolcuya sahip Fenerbahçe.

Bir parantez de Dusan Tadic’e açmak lazım. Son dönemde oynadığı futbolla tıpkı Edin Dzeko gibi yoğun eleştirilere maruz kalan Sırp futbolcu, bu galibiyette büyük pay sahibi oldu. Tadic, iki gol ile tabelaya doğrudan etki etmesinin dışında oyunun temposunu, takımın ihtiyacına göre yükseltip düşürmesiyle ve savunmada Osayi Samuel’e verdiği destekle oldukça etkileyici oynadı. Bir de üzerine Fenerbahçe kariyerinde hiç olmayan türden bir gol atarak taraftarın beklentisine karşılık verip bu performansını taçlandırması oldukça kıymetliydi.

07 Nisan 2025, Pazartesi 17:15

Talisca maçın seyrini değiştirdi

Fenerbahçe, hafta içinde Galatasaray’a Kadıköy’de mağlup olmasının ardından telafisi olmayan maçta ağırladığı Trabzonspor’u 4-1 mağlup ederek zirveyle arasındaki farkı 3’e indirdi.

Maçın telafisi yoktu çünkü iç saha avantajına rağmen son derece kötü bir futbolla Galatasaray’a kaybederek Türkiye Kupası’ndan elenen Fenerbahçe’nin, bir büyük maçta daha galip gelememesi ve dolayısıyla sarı-kırmızılılarla arasındaki puan farkını 3’e indirme şansını kullanamaması halinde büyük bir krize girmesi kaçınılmaz olacaktı. Ancak Jose Mourinho’nun öğrencileri, ilk yarısını geride kapattığı karşılaşmanın ikinci yarısında Talisca ile farklı bir galibiyete uzandı.

Büyük bir rotasyonla ve aylar sonra 4’lü savunmayla sahaya dizilen Fenerbahçe’de uzun bir aranın ardından Allan Saint-Maximin ilk 11’de şans bulurken Dzeko ve Tadic de birlikte sahadaydı.

Fenerbahçe, ilk yarıda rakibine oranla topa daha fazla sahip olsa da Maximin’in dribblingleri dışında rakip kalede istediği baskıyı kurmakta zorlanırken Trabzonspor, Zubkov ile ev sahibine zor anlar yaşattı. Üretkenlik açısından işlerin çok iyi gitmediği sarı-lacivertlilerde Maximin’in sürati ve çalışkanlığı hücumda fark yaratırken defansif açıdan zafiyetleri de beraberine getirdi. Fransız oyuncunun, savunmada Mert Müldür’e yeterli katkıyı verememesi, Zubkov’un Mert’i yıpratmasına yol açtı. Konuk takım, Banza’nın direkten dönen topu da dahil olmak üzere rakip sahada olumlu işler yaptığı hemen hemen her aksiyonda Zubkov’un kanadını kullandı.

Karşılaşmanın ilk yarısının tamamlanmak üzere olduğu anda Fenerbahçe savunmasının adeta uyuması Trabzonspor’un çok kolay bir gol atmasına sebep oldu ve takımlar soyunma odasına 0-1'lik skorla gitti. Fenerbahçe için ikinci yarıda iki ihtimal vardı. Ya sarı-lacivertli futbolcular maçın seyrini değiştirecekti ya da protestoların öne çıktığı kaotik bir devre oynanacaktı.

İkinci yarıyla birlikte maça dahil olan Anderson Talisca, ikinci ihtimale izin vermedi. Devrenin başlamasıyla Fenerbahçe’nin penaltı kazanması ve Brezilyalı yıldızıyla skora denge getirmesi bir oldu. Bu golle morallenen ve rakip kaleye daha kararlı giden ev sahibi, kısa süre sonra Skriniar ile öne geçince rüzgarı tamamen arkasına aldı ve  Trabzonspor’un gardını düşürerek farklı bir galibiyet elde etti.

Jose Mourinho, kötü bir teknik direktörlük sergilediği Galatasaray derbisinin ardından bu maçta ikinci yarı özelinde yaptığı başarılı dokunuşlarla galibiyette rol oynarken Talisca’nın büyük bir maçı kazandırması, Maximin’le buzların erimesi takım adına önemli kazanımlar oldu. Fenerbahçe’nin, kalan 8 haftada bütün oyuncularından verim almasına ihtiyacı olduğu bu dönemde, arka planda kalmaya başlayan isimlerin de bolca süre aldığı bu maçı kazanması kıymetliydi.

An itibariyle fark 3+1’e düştü. Ortada 24 puan var ve Fenerbahçe’nin tüm maçlarını kazanmasına; Galatasaray’ın da en az ‘iki beraberlik’ ya da bir ‘beraberlik bir mağlubiyetine’ ihtiyacı var. Kadıköy’de derbi galibiyetiyle morallenen sarı-kırmızılıların, bu süreçlerde winner kimliğine büründüğü göz önüne alındığında zirveyi bırakmasının çok kolay olmadığı bir gerçek. Ancak 8 hafta çok uzun bir süre ve Fenerbahçe küçük bir farkla fikstür avantajını elinde bulunduruyor. Bu saatten sonra 8’de 8 yapıp rakibinin takılmasını beklemekten başka yapabilecekleri bir şey yok.

31 Mart 2025, Pazartesi 13:18

Hem ünvanını korudu hem yarışı kızıştırdı

Beşiktaş, iç sahada Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin ardından Galatasaray’ı da mağlup etmeyi başararak lig üçüncülüğü için son derece önemli bir üç puan alırken şampiyonluk yarışını da derinden etkiledi.

Ole Gunnar Solskjaer yönetiminde ilk kez bir derbi maçına çıkan Beşiktaş, karşılaşmaya daha agresif başlayan taraf olurken rakibinden daha iştahlı ve fiziksel olarak daha güçlü bir görüntü verdi. Norveçli teknik direktör, Immobile ve Semih Kılıçsoy’un yedek kulübesinde başladığı maçta Rafa Silva’yı sahte 9’a yakın bir rolde kullandı. Rafa’nın savunmayı da peşinde sürükleyerek orta alana yaklaştığı bölümlerde Muçi’nin attığı koşular, Frankowski’nin bölgesini bir hayli yıprattı. Nitekim Rafa Silva’nın attığı gol ve Frankowski’nin kırmızı kart ile oyun dışı kalması da Beşiktaş’ın o bölgeyi çok iyi işlemesinin sonucu olarak gelişti.

11’e 11 oyunun neredeyse hiçbir anında topu verimli kullanamayan ve rakip kaleye etkili bir şekilde gidemeyen Galatasaray’ın 10 kişi kalması, Okan Buruk’un öğrencilerinin işini iyice zorlaştırdı. Torreira’nın çok uzaklardan attığı gol, Galatasaray’ın ilk yarının son bölümünde biraz kımıldanmasını sağlasa da ikinci yarıyla birlikte ibre tekrar Beşiktaş’a döndü. Okan Buruk, son bölümde yaptığı değişikliklerle risk alsa da bu değişiklikler, oyuna ciddi bir etki etmekten uzak kaldı. Siyah-beyazlılar, beklentilerin bir hayli uzağında geçirdikleri sezonda hanesine bir derbi galibiyeti daha eklerken bu sonuçla birlikte Türkiye’de namağlup şampiyon olan tek takım olma ünvanlarını da korumuş oldu.

Fenerbahçe’nin Samsunspor ile berabere kalmasıyla birlikte Galatasaray şampiyonluk yolunda iyice rahat bir konuma geldiği haftanın ardından gelen bu yenilgi, zirve yarışında dengeleri tekrar değiştirdi. Sarı-lacivertliler, önümüzdeki hafta Trabzonspor’u mağlup etmesi halinde puan farkı 3’e inmiş olacak.

Şampiyonluk yarışında kıyasıya rekabet halinde olan iki takım, hafta arasında Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final maçında Kadıköy’de birbirlerine rakip olacak. İç saha avantajına sahip olan Jose Mourinho’nun öğrencileri, bu maçı kazanıp rakibini kupada saf dışı bırakması halinde bu seneki başarısız derbi karnesine kritik bir galibiyet ekleyip Trabzonspor maçına çok daha motive bir şekilde çıkmak isteyecektir. Galatasaray ise ligde BAY geçeceği hafta öncesinde Fenerbahçe’yi yenerek psikolojik üstünlüğü bir kez daha eline almayı hedefleyecek.

Son dönemde yarıştaki iki takımdan birinin kazanıp diğerinin puan kaybettiği haftaların çoğalmasıyla birlikte, dengelerin sıkça değiştiğine şahit oluyoruz. Çarşamba günü Ziraat Türkiye Kupası’nda oynanacak derbi, kağıt üzerinde ligdeki yarışa etki etmeyecek elbette ancak kazanan taraf, kupa hedefinde büyük bir engeli geçmesiyle birlikte lig şampiyonluğu için de arkasına kuvvetli bir rüzgarı alacak.

24 Mart 2025, Pazartesi 17:12

Hiç şans tanımadık

A Milli Takımımız, Rams Park’taki 3-1'lik galibiyetin rövanşında Macaristan’da 3-0 kazanarak Uluslar Ligi’nin en elit seviyesi olan A Ligi’ne yükselmeyi başardı.

Ev sahibi takımın, önemli bir skor dezavantajıyla çıktığı karşılaşmada olabildiğince çabuk gol bulmaya ihtiyacı vardı. Karşılaşmaya büyük bir taraftar desteğiyle birlikte baskılı başlamak isteyen Macaristan’a soğukkanlılığıyla cevap veren Türkiye, topu iyi çevirerek rakibine iştahlanma fırsatını vermedi. Hakan Çalhanoğlu ve İsmail Yüksek oyunu iyi yönlendirirken Arda Güler’in de zaman zaman stoper hattına kadar gelip oyun kurulumuna destek olmasıyla birlikte Macarların oyunda kurmak istediği dominasyon gerçekleşmedi.

Dakikada Uğurcan Çakır’ın karşı karşıya pozisyonu çıkarması da maçı tamamen bizim lehimize çevirdi. A Milli Takım, Macarlara momentumu hiç vermezken ilk yarının son bölümünde 3 dakika içinde bulduğu 2 golle de fişi çekmeyi başardı. Bu dakikadan sonra Szoboszlai’nin bireysel çabaları dışında Macaristan takımı beyaz bayrak çekmiş oldu.

Hem iç sahada hem de deplasmanda Macaristan’a fırsat vermeyen Montella’nın öğrencileri toplamda 6-1 gibi mükemmel bir skorla rakibini eledi ve Uluslar Ligi’nde hak ettiği seviyeye yükselerek önemli bir eşik atladı. Son derece başarılı geçen EURO 2024 sonra Uluslar Ligi’nde de elit seviyeye çıkan A Milli Takım, Dünya Kupası Elemeleri öncesinde her anlamda daha iyi bir takım olma yolunda önemli kazanımlar elde etmeye devam ediyor.

 

17 Mart 2025, Pazartesi 17:05

10 günde darmaduman oldu

Fenerbahçe, Kadıköy’de Samsunspor ile berabere kalarak telafisi çok zor olan 2 puan kaybetti. Ligin boyunun iyice kısaldığı döneme girilirken önce Avrupa’dan elenen ardından da bu akşam kendi evinde kazanamayan sarı-lacivertliler son iki ayda sahip olduğu pozitif havayı kaybetti.

Samsunspor’un sert oyunu karşısında ilk bölümde zorlanan Jose Mourinho’nun öğrencileri, ilk 15 dakika sonrasında, sezon ortalamasına oranla çok daha fazla topa sahip olurken üretkenlikte yaşadığı sorunlar haricinde etkili bir futbol oynadı. İkinci topları kolayca toplayan ve çok kısa sürede geri kazanmaya başlayan Fenerbahçe, rakibine baskısını iyice hissettirdi. Bu bölümde Fred ve Amrabat oyuna ağırlığını koyarken ileri üçlüde yer alan Talisca, Tadic ve Dzeko’nun tempo zaafları takımın pozisyona girmesini zorlaştırdı. Oğuz Aydın’ın içe katederek attığı şutlar haricinde tehlike üretemeyen sarı-lacivertliler, ilk yarının hemen hemen 30 dakikasında ortaya koyduğu eforlu futbolundan sonuç çıkarmayı başaramadı.

Ev sahibinin ikinci yarıya kaldığı yerden devam etmesi ve üretkenlik sorunlarına çözüm bulması beklenirken tam tersi yaşandı ve Fenerbahçe, yaklaşık 15 dakika oyunun kontrolünü Samsunspor’dan alamadı. Bu bölümde Jose Mourinho, En-Nesyri, Szymanski ve Osayi’yi oyuna alarak hamlelerini yaptı. Ancak Faslı futbolcunun oyuna girmesiyle birlikte kenar ortalarının sayısının artması Kostic’in oyundan alınmasını mantıksız bir hale getirdi. Her ne kadar Oğuz Aydın bu bölümde sol kenara geçip etkili oynamış olsa da hücumdaki zafiyeti aşikar olan Osayi’nin oyuna alınmasındansa Kostic-Oğuz ikilisinin çizgide oynamaya devam etmesi daha anlaşılır olurdu. Portekizli çalıştırıcının Talisca’dan erken vazgeçip belki de Fenerbahçe kariyerinin en etkisiz maçlarından birini oynayan Dzeko’yu 90 dakika sahada tutması da enteresandı.

Her ne kadar sezonun büyük bölümünde kendisine verilen rolü fazlasıyla iyi yapıp birçok maçta takımının oyununda vazgeçilmez bir konumda yer alan Dzeko’nun, Tadic ve hatta Talica’yla aynı anda sahada olması olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Fenerbahçe’nin yeni sezonda atletizme daha fazla yatırım yapması artık bir zorunluluk. Savunma arkasına koşu atamayan, bire birde oyuncu geçme hünerlerini tamamen kaybetmiş olan Dzeko ve Tadic ile yeni sözleşme imzalansa dahi bu oyuncuların bir sezon daha ana planda yer alması Fenerbahçe’ye fayda sağlamaz.

Perşembe günü İskoçya’da 120 dakika boyunca büyük efor sarf eden ve haliyle yorgun bir halde Samsunspor maçına çıkan Fenerbahçe’nin bu maçta her şeyi mükemmel yapmasını beklemek hayalperestlik olsa da rakip kalede ilk ciddi pozisyonunu 71. Dakikada bulması kabul edilebilecek bir durum değil. Her ne kadar oyunun büyük bölümünde etkili oynasa da sarı-lacivertlilerin son bölüme 0-0 girmesi, hem tribünde hem de futbolcularda büyük stres yarattı. Bu stresin de son bölümde yakalanan şanslarda son vuruşlara yansıması kaçınılmaz oldu. Fenerbahçe, bu beraberlikle birlikte bir hafta içinde Avrupa hedefinden tamamen; lig şampiyonluğu hedefinden ise ciddi anlamda uzaklaşmış oldu. Milli maç arasına net bir galibiyetle giren Galatasaray’ın bu saatten sonra bu kadar fazla hata yapması çok ama çok düşük ihtimal. Artık Fenerbahçe’nin Ziraat Türkiye Kupası’nda Galatasaray’ı mağlup edip ligdeki her maçını kazanmaktan başka bir şansı yok. Aksi halde 10 gün önce 3 kulvarda oldukça iddialı olan sarı-lacivertliler için sezon büyük bir hayal kırıklığıyla tamamlanacak.

10 Mart 2025, Pazartesi 17:41

Rövanş maçında verilecek reaksiyon çok önemli

Rangers’a Kadıköy’de son derecek kötü bir futbolla 3-1 mağlup olarak uzun süredir sergilediği başarılı performansa yakışmayan bir sonuç alan ve çeyrek final şansını oldukça zora sokan Fenerbahçe, Süper Lig’in 27.haftasını BAY geçti.

Sarı-lacivertlilerin bu hafta sahne almadığı Süper Lig’de liderliğini sürdüren Galatasaray’ın, Alanyaspor’u mağlup etmesiyle birlikte zirvedeki fark, maç fazlasıyla 7’ye çıkmış durumda. Sarı-kırmızılılar, dört maçlık aranın ardından bir maçı galip olarak tamamlamayı başardı ancak ortaya koyulan futbol yine izleyenleri tatmin etmekten uzak kaldı. Bir yanda Rangers maçına kadar uzun bir periyotta oyun gücünü bir hayli yukarıya çeken Fenerbahçe diğer yanda ise problemleri çözmekte büyük güçlük yaşayan bir Galatasaray var. Antalya’da yapılan kamp ve Avrupa fikstüründen çıktığı için haftada bir maç yapan Okan Buruk’un öğrencileri, bu süre zarfında da en belirgin sorunlarına çare bulabilmiş gibi gözükmüyor.

Galatasaray, Fenerbahçe’nin İskoç ekibi karşısındaki fiyasko futbolunun ardından oynadığı Alanyaspor maçını net bir oyun ve skorla kazanmış olsaydı rakibine önemli bir mesaj verme fırsatını kullanmış olacaktı. Şimdi ise Galatasaray’ın kısa vadede ciddi bir gelişme kaydedememesi halinde aradaki puan farkının kapanma ihtimalinin, büyük mucizelere bağlı olmadığı iyice ortaya çıkmış durumda.

Fenerbahçe, perşembe günü İskoçya’da oynayacağı rövanş maçında 3-1'lik büyük dezavantajına rağmen turlamayı başarırsa elde edeceği özgüven, Süper Lig’deki şampiyonluk yarışına da doğrudan etki eder.

Zirve mücadelesinin iki takım arasında geçtiği ve bu takımların ligde birbiriyle oynayacağı maç kalmadığı ortamda işin psikolojik tarafı, kalan bölümde muhtemelen büyük faktör olacaktır. Dolayısıyla bu anları yönetmekte mahir olan Galatasaray, Alanyaspor maçında bu mesajı verememişken Fenerbahçe’nin Rangers karşısında göstereceği reaksiyonun, Avrupa hedefi için önemli olmasının yanı sıra şampiyonluk yarışında da büyük önem teşkil ettiğini düşünüyorum. Jose Mourinho’nun bu fırsatı kullanması, 3 kulvarda da Fenerbahçe’nin elini bir hayli kuvvetlendirir.

03 Mart 2025, Pazartesi 13:16

Her hafta daha iyiye

Fenerbahçe, Galatasaray’ın Kasımpaşa’da 2 puan bırakmasının hemen ardından çıktığı Antalyaspor maçını güle oynaya kazandı ve zirveyle puan farkını dörde indirerek şampiyonluk yolunda çok önemli bir üç puanı hanesine yazdırdı.

Mourinho’nun öğrencileri, agresif ve baskılı başlamayı tercih etmediği karşılaşmada duran toptan erken bir gol bulunca Antalyaspor’un planı alt üst oldu. Emre Belözoğlu’nun göreve gelmesiyle birlikte daha dengeli savunma yapabilen ve daha düşük skorlu maçlar oynamaya başlayan Antalyaspor, maçı olabildiğince 0-0’da tutup hızlı hücumlarla rakip kaleye gitmeyi planlamıştı muhtemelen. Ancak kalelerinde gördükleri erken golle birlikte dirençleri çabucak düştü. Fenerbahçe, oyundaki tempoyu ve yoğunluğu yüksek seviyeye çekmeye ihtiyaç duymadığı ilk yarım saatlik bölümde bulduğu fırsatları bir bir değerlendirince maçın fişini erkenden çekti ve muhtemelen perşembe günü oynayacakları Rangers maçını da düşünerek karşılaşmanın geri kalanını, oyunun kontrolünü elinden bırakmadan rölantide oynadı.

Haftalar geçtikçe sahada daha derli toplu gözükmeye devam eden Fenerbahçe, sahaya yerleşme konusunda kusursuza yakın bir seviyeye çıkmış durumda. Jose Mourinho’nun ilk aylarında takımın en büyük sorunlarından biri, oyuncular arasındaki uyumsuzluk ve oyun ezberinin bir türlü oturmamış olmasıydı. Son iki ayda gelişme kaydedilen konuların başında da bu geliyor. Artık hangi oyuncunun nereye koşacağı, hem savunmaya hem de hücuma geçişlerde kimin nerede konumlanacağı çok daha belirgin ve işlevsel durumda.

Mart ayına üç kulvarda yoluna devam ederek giren Fenerbahçe, geçtiğimiz hafta Rams Park’ta oynanan derbide istediği skoru alamamasına rağmen hemen bir hafta sonrasında puan farkını dörde indirmesiyle beraber Galatasaray’ın üzerindeki baskısını oldukça artırdı. Ortaya koyduğu performans ve aldığı başarılı sonuçlarla birlikte özgüvenini de bir hayli yukarıya çeken sarı-lacivertliler, tam anlamıyla bir takım olmayı başarmış durumda. Fenerbahçe, bu sezon Süper Lig’de şampiyon olsun ya da olmasın Jose Mourinho ile birlikteliği boyunca büyük başarılar elde edeceğini hissettirmeye başladı. Fenerbahçe, geçmiş yıllarda yapılan hataları tekrarlamaz ve saha içinde kalmayı başarırsa, sistemini oturtmuş bir Jose Mourinho önderliğinde güzel günlere yelken açabilir…

17 Şubat 2025, Pazartesi 16:27

Dzeko ve Szymanski’nin yokluğu fazlasıyla hissedildi

Fenerbahçe, iki Anderlecht maçı arasında oynadığı Kasımpaşa maçını kazarak hem Süper Lig’deki galibiyet serisini sürdürdü hem de kritik Galatasaray deplasmanı öncesinde oynadığı son lig maçını hatasız geçmiş oldu.

Son haftalarda yükselen formuyla dikkatleri üzerine çeken Fenerbahçe’de teknik direktör Jose Mourinho, zorlu fikstürde oyuncularını korumak için mecburen rotasyon yaptı. Rotasyondaki en önemli değişiklikler ise Szymamski ve Dzeko’nun ilk 11’de olmamasıydı. Nitekim bu değişiklikler de oyunun geneline doğrudan tesir etti. Szymanski’nin Fenerbahçe’nin futboluna koyduğu yoğunluğun eksikliği çok ama çok hissedildi. Maçtaki bazı bölümler hariç topun geri kazanılma süresinin epeyce uzaması ve Kasımpaşa’nın orta sahayı rahat geçmesi doğrudan Polonyalı oyuncunun eksikliğinin sonucuydu. Szymanski skor üretkenliğinde yaşadığı sorunlar nedeniyle sık sık eleştirilse de Fenerbahçe’nin oyunu kontrol etmesinde ne kadar önemli bir rol oynadığını bir kez daha görmüş olduk.

Haftalardır kusursuza yakın performans gösteren, ikinci bölge ile üçüncü bölge arasında üst seviye bir bağlantı oyuncusu olan Edin Dzeko’nun sahada olmadığı 65 dakikalık bölümde Fenerbahçe, rakip sahaya yerleşmede sorunlar yaşadı. Boşnak futbolcu, Talisca’nın yerine oyuna dahil olur olmaz etkisini gösterdi. En-Nesyri’ye biri asist olmak üzere attığı iki nefis pasla Kasımpaşa savunmasını paralize ederken oyunun kontrolünün sarı-lacivertlilerde kalmasında büyük pay sahibi oldu.

Fenerbahçe, maçın ilk anlarında kalesinde üst üste gördüğü tehlikeleri gol yemeden atlattığı için şanslıydı. Belki de Çaykur Rizespor ile oynanan iç saha maçındaki senaryoya benzer şeyler görebilirdik. Fenerbahçe bu anları kazasız geçip üzerine bir de golü bulmasıyla beraber oyunun seyrini değiştirdi. Sarı-lacivertliler, skorun 2-0'dan 2-1'e döndüğü anların ardından bir süre problem yaşasa da 3. golü bulup bir kez daha farkı 2’ye çıkarmasıyla birlikte konuk takımın direnci de kırılmış oldu.

Fenerbahçe’nin, Anderlecht rövanşı üstüne Galatasaray deplasmanına gideceği haftada Kasımpaşa maçını yoğun efor sarf etmeden ve sakatlık yaşamadan atlatması onlar için çok kıymetliydi. Şimdi Belçika’da sürprize şans tanımadan turlayıp ardından ligdeki final niteliğindeki maça konsantre olmak isteyecekler. Derbiden beraberlik çıkması dengeleri büyük oranda değiştirmeyebilir ancak bir tarafın kazanması, işi bambaşka bir noktaya taşıyacak. Galatasaray, Çaykur Rizespor deplasmanından 3 puanla dönüp Fenerbahçe’yi de mağlup ederse şampiyonluk yolunda rakipsiz kalır; Fenerbahçe, Rams Park’tan 3 puanla dönmesi halinde ise çok güçlü bir rüzgarı arkasına alarak ibreyi lehine çeviren taraf olur...