Bir gözlük icat edeceksiniz… Öyle bir gözlük ki sahip olduğu kamerasıyla yüksek çözünürlüklü fotoğraf ve video çekimi yapacak, internete bağlanacak, 12GB belleği olacak, ufacık dokunmatik ekranıyla kısa mesaj atacak, navigasyonuyla yol gösterecek, ses aktarımı yapacak ve talebe göre gözü bozuk olanlar için de camı değiştirilecek… Nasıl? Efsane değil mi? Böyle bir cihazı daha çıkmadan önce kime anlatsanız küçük dilini yutar ve gelmesini sabırsızlıkla bekler. Beklediler de… Ancak ilginçtir ki estetik açıdan da harika bir görünüme sahip olan bu cihaz çıktıktan sonra hiç ilgi görmedi ve icat fiyaskoyla sonuçlandı. O kadar Ar-Ge’ye bu sonuç gerçekten çok üzücü… Bunun tek bir açıklaması var, o da telefonlar… Kitleler telefona öyle bir bağlanmış ki akıllı saat, bileklik, dizüstü ve oyun bilgisayarı dışında hiçbir cihaza şans tanımıyorlar. Ama kimin aklına gelir böyle bir icadın tutmayacağı… Siz olsanız bunun için toplumsal bir araştırma yapmaya gerek duyar mıydınız? Ben de duymazdım… Gözlüğün uğradığı hüsran doğal olarak yine internete bağlanabilen dokunmatik akıllı aynaların da başına geldi. Hava durumundan ajandaya, e-mail hesaplarından e-ticarete kadar yüzlerce fonksiyon barındıran dev bir iPad nitelikli bu cihaz da tutmadı. Aslında son 100 yılda çıktığı andan itibaren kısa sürede üretimi durdurulan pek çok teknoloji oldu. Bunların arasında elektrikli hatta yüzen otomobiller de var. Ancak sistem gereği bu araçların onca yıl sonra yeniden üretimlerine başlandı. Kim bilir ileride belki akıllı gözlük ve aynalar da o günün teknolojisine uyarlanıp ortalığı kasıp kavurabilir. Mesela yapay zekalı ayna… Olmaz mı? Valla bilemedim.
Yazılım avı başladı
Milli yazılım firmalarımız uluslar arası çapta ses getirince hemen yabancı fonların ilgisini çekti ve satın alma işlemlerine başlandı. Duyduğuma göre son bir yılda 20’nin üzerinde firma el değiştirmiş. Konuyu ünlü yazılımcı Recep Palamut’a sorduğumda “Onların amacı teknolojimizi almak değil; bilgiyi, veriyi kontrol etmek ve ülkeyi yönlendirmek” deyince şaşırmadım. Gelişmiş ülkeler neden bu tür satışlara izin vermiyor sizce? Yazılımlarımız milli servettir ve sektör her bakımdan stratejiktir. Ona göre pozisyon almamız gerek. İlgilere duyurulur.
Dijital detoks
Aslında bu kavram teknoloji bağımlılığının ciddi bir hastalık olduğu kanısına varıldığından beri var. Ancak kimse kendini bağımlı olarak görmediği için çok popüler olmadı. Konu tehlike arz edince ise bazı uzmanlar tıpkı perhiz yapar gibi dijital detoks önermeye başladı. Denilene göre kesin çözüm Twitter’ı, Instagram’ı kapatmak, günün belli saatlerinde telefondan uzaklaşmakmış. Kolaysa sen yap o zaman. O değil de yakında sivri zekalı bazı girişimcilerimiz ‘dijital detoks uzmanıyım’ diye bir takım merkezler kurarak karşımıza çıkarsa şaşırmayın.
Sanal korku…
Sanal görüntülerin gerçek nesneler üzerinde hareket etmesini sağlayan sanal gerçeklik teknolojisi eğitimden, haberleşmeye, sinemadan oyuna kadar hayatın her alanında dokunarak şaşırtmaya devam ediyor. Önceki gün bu gözle izlediğim bir korku filmi aklımı aldı. Tüm karakterlerin bir anda odaya ve evin her yerine dağıldığını hissetmek... Kalp hastalığı olan sakın izlemesin…
02 Mayıs 2018, Çarşamba 15:23
Haberin Devamı