Suikast

Fethullahçı Terör Örgütü ile mücadelede başarı; örgütü, hedeflerini, örgüt elemanını ve dış bağlantıları çok iyi analiz etmekten, amacı doğrultusunda ne yapacağını önceden tespit etmekten geçer. Diğer terör örgütleri gibi ne amacı sınırlı, ne yöntemi birbirinin benzeridir.

Örneğin PKK’nın ya da DHKP-C’nin neyi amaçladığı, hedefinin ne olduğu ve yöntemi bilinir. Yaptıkları terör saldırısının türü ve hedefi bile örgütün kimliği gibidir.

İşte FETÖ tüm bunlardan farklıdır. Bir terör örgütünün darbe teşebbüsünde bulunacağı aklınıza gelir miydi? İşte 15 Temmuz 2016 günü Türkiye’de bu yaşandı. “Ama onlar askerdi” diye itiraz edenler olacaktır. FETÖ üyelerinin 4 bini bulan itiraf metinlerini okuduğunuzda, bunların TSK personeli değil, askeri liselere çalıntı sorularla yerleştirilen birer örgüt elemanı olduklarını göreceksiniz. Bütün eğitim hayatı ve sonrasında TSK’daki görevi boyunca askeri hiyerarşiden çok “mahrem imam” denilen örgüt yöneticilerinin talimatlarıyla hareket ettiklerini okuyacaksınız.

İddianamelerde açık açık yazıyor, darbenin planlanmasında da, talimatının verilmesinde de firari Adil Öksüz başta olmak üzere hep “mahrem imamlar” görev yaptı. Adil Öksüz’ün bir doçent olduğunu aklınızın kenarında hep bulunsun.

Sosyal medyada

Şimdi gelelim konuya; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “FETÖ’cüler yeni bir darbe ve suikast girişimi düşünüyorlar.” şeklinde açıklama yaptı.

FETÖ konusunun abartıldığını ve bu tür iddialarla mağduriyet amacı güdüldüğünü düşünen önemli bir kesim yok değil. Onlar 15 Temmuz’a da “tiyatro” ya da “kontrollü darbe” diyen gruplar.

Oysa özel bir istihbarata gerek kalmadan sosyal medyadan FETÖ’nün firari darbecileri tarafından kullanılan hesaplar takip edilse “suikast” konusunun açık açık tartışıldığı görülecektir. Bir örnek; “Amiral Yamamoto” isimli hesap, “Milli mücadele bir kıvılcımla başlamıştır. Bir Hasan Tahsin bütün iktidarlarını başlarına yıkar. ‘Kral çıplak’ diyecek bir kişi yeter. Hikayenin o bölümüne geldik zaten. Sağlam durdunuz, yüzdünüz yüzdünüz kuyruğuna geldiniz. Son saniye ‘Niye böyle oldu?’ diye şüpheye düşmeyin yeter” şeklinde bir twit attı.

Nasıl 15 Temmuz darbe girişiminde “Yurtta Sulh” ifadesini kullanıp, alçak emellerine Mustafa Kemal Atatürk’ün adını alet etmeye kalktılarsa, şimdi de kanlı planlarına Yunan işgal ordusuna ilk kurşunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin’i perde olarak kullanmayı düşünüyorlar. ‘O kadar da değil…’ diyenlere El Nusra’cı kimliğine büründürülen FETÖ üyesi bir polisin Rus Büyükelçi Karlov’u sırtından vurmasını hatırlatırım.