Mart ayının ilk yazısından hepinize merhaba…
2022 gelecek geldi derken baharını karşılamaya başladık bile. Cemreler düşmeye başladı, hava yumuşamaya belki insanlar da daha çok gülümsemeye başladı…
Zamanın hiç bu kadar hızlı aktığına, ihtiyaçların ve hayallerin hiç bu kadar hızlı değiştiğine şahit olmamıştım. Hayallerimiz hızla değişiyor, giyimimizden yemeğimize, tutumlarımızdan seçimlerimize, arkadaşlıklarımızdan ilişkilerimize kadar her şey ışık hızıyla değişiyor ve tüketiliyor. Trendler kendimize uygun mu değil mi bilmeden ve düşünmeden alınıyor, sahip olunuyor… Estetik ve güzellik de bundan en çok nasibini alan platformlardan tabii. Sosyal medya ve köpürtülen güzellik trendleri hepimizi ele geçirmiş durumda. Bundan nasıl çıkmalı?
Benim naçizane kendime işleyen formülüm, yoğun yaşam tempomda durup bir nefes alıp kendime dönmeyi, gerçek ihtiyaç ve isteklerimi hatırlamayı görev edindim kendime. Bu farkındalık hem nerde olduğumu hem de nasıl bir insan ve cerrah olmam gerektiğini bana en dürüst cümlelerle ifade ediyor. Öz farkındalık ve öz şefkat iç içe ve bir kere aktive olduğunda hep bizimle.
Bu ayı kendini gerçekleştirmenin en büyük mutluluk olduğunu hatırlatarak başlatmak istedim. Kendini gerçekleştirmek; alkışa oynamak, rol yaparak sevgi ve saygı kazanmak, mahalle baskısı ya da toplumsal değer yargılarının altında ezilmiş bir kişi olmak değil. Kendini gerçekleştirmek, hayatta hep kendini seçmek demek bana göre. Bencillik ve benmerkezcilikten öte bir anlamda... Kendi varlığında iyiyi ve kötüyü, hatayı ve dersi, sevgiyi ve eleştiriyi de cesur ve çıplak gözlerle görebilmek. Varoluşunu şefkatle sarmalayabilmek…
Bir estetik plastik cerrah olarak güzelliği ve gençliği ararken yalnızca aynaya bakın derim. Aynadaki siz, nasıl ve ne kadar mutlu ve kendinden memnun olacaksa öyle devam edin, kararlar verin, ameliyatlar olun, estetik uygulamalar yaptırın.
Yolculuklarınız kendinize, güzelliğinize, gençliğinizin masumiyetine olsun…
Haftaya görüşmek üzere… Sağlıkla kalın…