6 parti, değişik siyasi, sosyolojik ve kültürel geleneklerden geliyor. 6’lı masanın sözcüleri, güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili anayasa değişikliği önerilerini sunarken, değişimin esasının “çoğulculuk ve uzlaşma” olduğunu vurguladı. Özetlersek… YÖK kalkıyor. İktidarın emrinde bir kurum yerine, özerk bir kurum oluşuyor.
Hakimler ve Savcılar Kurulu iki ayrı özerk yapı olarak yeniden oluşturuluyor. Bunların belli sayıda üyesi TBMM tarafından, kalanı hakimler ve savcıların kendi aralarından seçiliyor. Parti kapatma ve milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması, zorlaştırılıyor. İçişleri Bakanı’nın, idarecileri görevden alma yetkisi sınırlandırılıyor, yargı denetimi artırılıyor.
RTÜK’ün görsel yayıncılık üzerindeki vesayeti kaldırılıyor. Yüzde 1 oy alan parti de hazine yardımı alabiliyor. Baraj yüzde 3’e iniyor. Basın ve sivil toplum üzerindeki iktidar vesayeti engelleniyor. Cumhurbaşkanı’nın veto dahil yetkileri sınırlandırılıyor. Yürütmenin, yargı ve yasama yani Meclis üzerindeki hegemonyasına son veriliyor. Meclis’in yetkisi artırılıyor. Yukarıda özetlediğim değişiklikler, bir demokrasinin olmazsa olmazları.
Tabii anayasa uzmanları ve sivil toplum kuruluşları eksiklere dikkat çekecek. Eleştiriler olacak. Ama girilen yolun doğru bir yol olduğu açık. Önemli olan, 6 değişik partinin, 6 değişik ideolojinin böylesine kapsamlı bir demokrasi programında uzlaşması. Programın içeriği zamanla değişebilir, gelişebilir.
Kutuplaşmaya karşı uzlaşma
6’lı masa, kutuplaşmayı aşma yolunda yeni bir deneme. Birçok yorumcu, ortak masanın bileşenlerine bakarak, olumsuz değerlendirmelerde bulunuyor. “Beş benzemez bugün yarın dağılır” diyenlerin sayısı az değil. Toplum, kutuplaştırıcı siyasetten memnun değil. Ekonomi bozuldu, dış ilişkiler darmadağın oldu, partizanlık devlete sindi.
Buna ancak değişik eğilimleri kapsayan bir uzlaşma modeli merhem olabilir. Zaten bu uzlaşma 2019 yerel seçimlerinde sonuç verdi. Uzlaşma, ideal olanı değil, mümkün olanı yapabilmeyi sağlar. Bismarck, “Siyaset, mümkün olanın sanatıdır” der. Gerçekten de 6’lı masa içindeki değişik çıkışlara, bazı konularda değişik tepkilere bakarak, sürekli bir mükemmellik sorgulamasına gitmek, siyasetin doğasına aykırı.
Eğer 6 parti son yazılan anayasa değişikliği önerisi paketiyle bu kadar geniş bir zemin üzerinde anlaşabiliyorsa, epeyce mesafe alınmış demektir. Evet masanın partileri arasında demokrasi, hak ve özgürlükler konusunda henüz sonuçlanmamış tartışmalar varlığını koruyor. Çözüme giden yol, birlikte siyaset yapabilmekten geçiyor.
6’lı masa, bir deneme. Bazılarına göre imkansızı zorluyorlar. Halbuki, toplumdaki değişim isteğine kulak kabartılsa, ihtiyacın büyüklüğü daha iyi anlaşılacak. Demokrasi, bu ülkenin temel ihtiyacı. Toplum bunun giderek daha çok farkına varıyor. Partileri de işte bu ihtiyaç yönlendiriyor, masa da tam olarak bu sayede ayakta duruyor.