İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 28 Şubat döneminin en etkili isimlerindendi. Başörtülü öğrencilere karşı yürütülen ötekileştirme siyasetinin öncüsüydü. Üniversiteyi kendi ideolojisi doğrultusunda bir hegemonya alanı gibi gören Alemdaroğlu, ulusalcı çizgisini bütün üniversiteye dayatıyordu. Boğaziçi Üniversitesi’nin deneyimli hocalarından, başörtüsü yasağına karşı mücadele eden, o zamanın mağdur öğrencilerini koruyup kollayan tanıdıklarımdan biriyle sohbet ederken şöyle dedi: “Bu kadarı hiç olmamıştı. Bilimi, insan ilişkisini, akademik özgürlüğü böylesine hedef alan bir siyasetle hiç karşılaşmamıştık. Bu kadarını ummuyordum.”
“Kıbrıs’ı da alırız Yunanistan’ı da”
Alemdaroğlu’nu neden hatırlatmak istedim? Alemdaroğlu üniversiteyi bir siyaset alanı görmenin ötesinde kışkırtıcı milliyetçiliğin sözcülerindendi. Yunanistan’la gerginliği tırmandırma siyaseti izler, öğretim üyelerini de bu siyasetin peşinden gitmeye zorlardı.
Üniversite Senatosu’ndan siyasi bildiriler çıkartırdı. 26 Mart 2004 tarihli gazetelerde yer alan ve o dönemin özünü yansıtan bir haber: “İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, ‘Sakın ola ki Kıbrıs’tan bir parça toprak vermeye kalkmayın. Güneydoğu’da 25 bin şehit verdik. Bir 45 bin daha, 100 bin daha şehit verir, Kıbrıs’ı da alırız, Yunanistan’ı da’ dedi.”
Gelelim bugüne
Alemdaroğlu döneminde bu baskıcı sistemden şikayet etmiş kişiler, şimdi yönetim koltuklarında. O koltuktakiler veya onları o koltuğa uygun görenler, başörtüsünü bir özgürlük sembolü olarak tanımlamanın yanı sıra, üniversite özerkliğini, akademik özgürlüğü sağlayacaklarını iddia ediyorlardı. Bugünün üniversitesinden bir haber: “Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dekanlığı, Dünya Yunanca Günü’nü iptal etti.
Egeli (Urla doğumlu) şair Yorgo Seferis adına tebliğlerin verileceği, etkinliğin amacını aşan bir algıya sebep olduğu gerekçesiyle iptal edildiği duyuruldu. ‘Dünya Yunanca Günü’ etkinliği Ankara, İstanbul ve Trakya Üniversiteleri ile Yunanistan Büyükelçiliği’nin işbirliğiyle 9 Şubat 2021 Salı günü saat 14.00’te internet ortamında gerçekleştirilecekti.” Seferis, bu toprağın çocuğu.
Ayrıca ‘Dünya Yunanca Günü’ nasıl bir ‘algı’ya sebep olabilir? Olsa olsa bazı aşırı milliyetçi çevrelerde geleneksel Yunan düşmanlığının kızışması için bir ‘algı’ olarak kullanılabilir. Bir ‘Kemal Alemdaroğlu sendromu.’ Biri gidip diğeri geliyor... Gelen gideni aratıyor... Albert Camus, ‘Bir Alman Dosta Mektuplar’ın önsözünde şöyle der: “Ülkemi milliyetçi olamayacak kadar çok seviyorum.” İtalyan aktivist Marco Bascetta ise şöyle der: “İntikam ve boy ölçüşme duygusu içermeyen milliyetçilik yoktur.”