Oral ÇalışlarKıbrıslılar, ‘Bizi kumarhane ile anmayın’

HABERİ PAYLAŞ

Kıbrıslılar, ‘Bizi kumarhane ile anmayın’

Haberin Devamı

150 yıl öncesine geri gidiyoruz: “Vatan yahut Silistre” oyununun İstanbul Gedik Paşa Tiyatrosu’ndaki gösteriminin ardından Namık Kemal’in Kıbrıs'a sürüldüğü günlere. 1873 yılının 9 Nisan’ına. Vakıflar Genel Müdürlüğünden Aslı (İnanç)’nın, her zamanki heyecanıyla, “Akşam Magosa’ya gidiyoruz” duyurusuyla yola koyuluyoruz. Akşam serinliğinde Namık Kemal Meydanı’ndan onun sürgün olarak yaşadığı binaya yürüyoruz. Üç yıldan fazla sürgün kaldığı, bir çok önemli eserini yazdığı binaya. 3 Haziran 1876 tarihinde de V. Murat tarafından affedilerek İstanbul’a geri döndükten sonra yeni Sultan II.Abdülhamit’in önerisiyle ilk anayasayı hazırlayan kurul içinde yer aldığını hatırlıyoruz.

Eski bir katedralden dönüşmüş Lala Mustafa Paşa Camisinin heybetine bir kez daha tanık oluyoruz.

Lefkoşa

Kıbrıs’tayım. Lefkoşa’da Girne kapısının önündeki meydandayız. Güneş tepemizde. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün düzenlediği, “Vakıf Şehir Lefkoşa” yürüyüşüne başlamadan önce KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KKTC Başbakanı Tufan Erhürman, TC Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, TC Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem birer konuşma yaptılar. KKTC Başbakanı Erhürman, “Bizi kumarhaneler ile anmayın. Köklü bir tarihi geçmişimiz var. Değişik kültürlerin zengin mirası üzerinde oturuyoruz. Bu nedenle bugün yapacağımız yürüyüşü yeni bir kültür turizmi konsepti için bir başlangıç kabul ediyorum” diyor.

TC Vakıflar Genel Müdürlüğünün, Lefkoşa’da yenilediği, hayata kazandırdığı tarihi yapıların arasından geçiyoruz. Restore edilip hayata dönen binalar, eski kentin orta yerinde bir ışıltı yaratmış. Kıbrıs Rumlarıyla sınırın belirlendiği “Yeşil Hat”tın yanı başında ihmal edilmiş, yıkıma terk edilmiş binaların çoğu da bu arada bakıma alınmış.

Birlik heyecanı kalmamış

Kıbrıs, Annan Planı’nın kabülü, Türkiye AB ilişkilerinin geleceği için bir zamanlar en çok izlediğimiz, gelip gittiğimiz yerlerin başında gelirdi.

Bir barış ve çözüm projesi olan Annan Planı, Rumlar tarafından kabul görmedi. Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesi olurken, Türkiye’nin üyelik süreci sıkıntılı bir döneme girdi.

Tabii bu arada Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkiler de kah gerilimli, kah uzlaşmalarla inişli çıkışlı bir seyir izliyor. “Türkiye”den gelenler”le, yerli Kıbrıslılar arasındaki kültür ve gelenek farklılığını adaya adım atar atmaz hissetmemek mümkün değil.

Kıbrıs Türkleri, birlik konusunda eski heyecanlarını yitirseler de, kimliklerini, özgün tarihlerini, kendilerine özgü kültürlerini yaşatmaya, ayakta tutmaya kararlı görünüyorlar.

“Vakıf Şehir Lefkoşa” projesini de bu nedenle sempatiyle karşılıyorlar.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder