Adadan bir günlüğüne sabahtan İstanbul’a gittik. İşlerimizi bitirdiğimizde saat 16.00 olmuştu. Cihangir Firuzağa’da dört yol ağzında her bir taraftan gelen taksileri durdurmak amacıyla Reşat'la (Çalışlar) birlikte geçen taksilere el kaldırmaya başladık. Ardından yağmur geldi. İpek (Çalışlar) arkamızdaki kafede oturuyor, işaretler vererek gelen taksileri durdurmamızı istiyor. Yarım saat geçti, iyice ıslandık. Sayısız taksi geçti. Kimisi boş kimisi dolu, hiçbiri dönüp yüzümüze bakmıyor. Bakan da tipimizi beğenmiyor.
Saat 17.00 oldu, taksi bulma umudumuz tükendi. Benim gazeteye yazıyı yetiştirmem gerekiyor. Tabana kuvvet Galata Kulesi’ne doğru inişleri yokuşları aşarak eve ulaşabildik. O gece İstanbul’da kaldık. Sabahleyin tanıdık taksi duraklarını aradık. “Maalesef taksimiz yok” yanıtını alınca inandık ki İstanbul’da vatandaşa taksi yok. Değişik fiyatlar isteyebildikleri turistler zaten müşteri ihtiyacını karşılıyor.
31 yıldır aynı sayıda
Bunca eziyeti neden çekiyoruz? 1990 yılından bu yana İstanbul’da taksi sayısı aynı kalmış. 1990 yılında İstanbul’da nüfus 7 milyon civarında, taksi sayısı 17 bin 395. 2021 yılındayız nüfus yaklaşık 16 milyon, taksi sayısı hiç değişmemiş, yine 17 bin 395… Üstelik aradan geçen 31 yılda şehrin turist kapasitesi olağanüstü büyümüş. 31 yıldır, nüfusu iki katından fazla artan bir şehirde 1 tane bile yeni taksi trafiğe katılmamış, katılamamış.
Bu nedenle bir taksinin plaka fiyatı artan aşırı talep nedeniyle 2.3 milyon liraya çıkmış. Kimdir bu 17 bin 395 taksinin sahipleri? 31 yıldır hangi güce dayanarak şehir üzerinde egemenlik kurabilmişler? Plaka sahiplerinin taksilerle hiçbir ilişkileri yok. Yalnızca yüzde 20-25 civarında sahip, şoförlük yapıyor. Ne şoför plaka sahibini ne de plaka sahibi şoförü tanıyor. Aracı kurumlar işi yürütüyor.
Geçenlerde bir plaka sahibi, taksisinden üç gündür haber alamadığı gerekçesiyle İBB’ye başvuruda bulundu. Taksi Kartal’da sahipsiz bir yerde bırakılmış olarak bulundu. İBB, iki senede Ulaşım Koordinasyon Merkezi'ne (UKOME), 9 kez başvuruda bulundu. Şehirdeki taksi sayısının 5 bin artırılmasını istedi. Reddedildi. Bunun üzerine bin taksiyi acil olarak eklemeyi talep etti. O da reddedildi.
UKOME eski yapısında olsaydı, İBB bu kararı kendi bünyesinde alabilirdi. UKOME, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde, 11 İBB temsilcisi, 10 Ulaştırma Bakanlığı temsilcisi, 1 de Taksiciler Esnafı temsilcisinden oluşuyordu. Seçimlerden sonra yönetmelik değiştirildi. İBB ve esnaf odaları temsilci sayıları aynı kalırken, bakanlık temsilcilerinin sayısı 10’dan 15’e çıkarıldı.
Yani Ulaştırma Bakanlığı’nın onayı olmadan bu taksi konusu çözülemeyecek. O zaman mağdur bir yurttaş olarak bu köşeden Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’na başvuruda bulunuyorum: 31 yıldır sayıları artmayan taksileri kullanmamız imkansız hale geldi. Lütfen UKOME toplantılarına katılan temsilcilerinize söyleyin, engellemeyi sona erdirsinler. İstanbulluların çektiği sıkıntının ortadan kalkması yönünde oy kullansınlar.