Çok parçalı bir muhalefet bloğu... CHP; ulusalcı, Kemalist, sosyal demokrat, evrensel haklara sahip çıkan, kadın haklarını savunan kesimlerden oluşan bir ana akım partisi… Muhalefet bloğunun ikinci büyük gücü, MHP kökenli bir kurucu ekiple merkez sağa yerleşmeye kararlı seküler milliyetçi İYİ Parti… AK Parti geleneğinden gelen, 'muhafazakar demokrat' DEVA ve Gelecek Partisi… Milli Görüş’ün gerçek mirasçısı Saadet Partisi…
Millet İttifakı içinde olmayan ama muhalefet bloğunun kilit partisi olan HDP… Partiler arası farklar kadar, partilerin içindeki farklar da ilginç: İzmir’de ağırlıklı olarak 'İzmir Marşı'nı kendine slogan edinmiş bir CHP kitlesinden söz ediyoruz. Öte yandan, CHP içinde, Kürtlere, muhafazakarlara ve farklı renklere yönelik tutumu olumlu yönde değişen geniş seçmen kitlesi de bir başka gerçek. CHP tabanına saf bir demokrasi talebi egemen olabilir mi?
Aşırı beklentiler hayal kırıklığına yol açabilir. Her partinin iç dengelerini hesaba katmak gerek. CHP’de, Kürt meselesini demokrasi zemininde tartışma olgunluğunu kazanan kuvvetli bir eğilimin geliştiği inkar edilemez. Öte yandan, milliyetçi-ulusalcı potansiyeli de yok saymak mümkün değil. Birileri İzmir Marşı söylerken, başka birileri de Kuzey Irak’a gidip Kürt meselesinde yeni bir hamle yapabilir.
Kürt meselesinde muhalefetin yumuşak karnı kabul edilen İYİ Parti, şu an için beklenenin ötesinde olumlu bir yaklaşım gösteriyor. Peki partinin yöneticilerinden, milletvekillerinden veya tabanından ters yönde sesler gelebilir mi? Gelebilir. Eğer gelirse defteri kapatıp gitmek mi gerekecek? Elbette hayır.
Çok parçalı bir şans
Muhalefetin çok sesli, çok parçalı, karmaşık yapısı, bazı açılardan zorluk çıkarabilse de aynı zamanda avantaj. Olası bir 'anayasa ve parlamenter rejime dönüş' ittifakı, bu farklılıkların birbirini tanımasını, siyasetin kaçınılmaz bir gereğine dönüştürebilir. Bu çeşitlilik, demokrasi projemizi farklı bir çoğulculuğa taşıyabilir. Muhalefetin demokrasi, özgürlükler konusundaki zaaflarını eleştirelim.
Kamuoyu baskısı da oluşturalım. Türkiye zorlu bir süreçten geçiyor. Hem iktidardan hem de muhalefetten beklenmeyen tepkiler gelebilir, çeşitli sürprizler ortaya çıkabilir. Muhalefette değişik kafalardan değişik sesler çıkıyor. Zaman zaman insanı hayrete düşüren (ya da 'zaten bunlar hep vardı' dedirten) çıkışlar görüyoruz. Bunlar üzerinden muhalefete muhalefet etmek, kolaycılık.
Önemli olansa, partilerin asgari müştereklerinin nasıl şekillendiği. Temel hak ve özgürlüklerin önünün açılması, ekonominin düzelmesi, evrensel hukuk sisteminin yeniden önem kazanması nasıl mümkün olacak? Kuşbakışı, sakin kafayla değerlendirme yapabildiğimiz oranda, gelişmeleri doğru anlama şansımız olabilir.