Sokaktaki adam ne diyor? Kulağımla duydum. Aynen aktarıyorum: “Sadullah Ergin’i aday gösterenler, Çankaya Halkı’na hakaret etmek istedilerse bana ne yahu...
14 Mayıs’a kadar isterlerse her gün hakaret etsinler.”
Biraz sessizlikten sonra da: - Beter olsunlar (Kime dediyse).
*
Bir diğeri (Aynen): “Şehit Ailesi’ne küfreden adamı Kocaeli’nden aday gösterenlere sakın misliyle küfür ederek karşılık vermeyelim lan...
Bilakis teşekkür edelim. Onlar ne mal olduklarını çok erken gösterdiler... Ya yıllarca bizi kandıraydılar...”
*
Buyurun... Bir diğeri: - Duydun mu, Muharrem İnce, Saray’ın Adamı’ymış.
- Kim diyor bunu? - Beyaz Saray’ın Adamı söylüyor.
*
Bir başka köşe. Kemal Bey konuştu konuştu, kalabalığa tam diyordu ki:
- Sana söz... Sana söz. O sırada, mikrofonda bir arıza. Kemal Bey konuşmaya devam edince de arka sıralardan bir ses:
- Duyulmuyor Başkanım, duyulmuyor. En önde, kürsünün dibindeki sempatik bir şişko adam cevap verdi:
- Buradan çok iyi duyuluyor, gel yer değişelim. Kahkahalar.
*
Bu da benden olsun. Siyasete futbol diliyle bir not düşeyim: Cengiz Çandar yokken, Fenerbahçe 10 kişi kaldıydı.
Çandar şimdi döndü, takım tamamlandı, kendine geldi. Haydi bakalım. Kimsenin mazereti kalmadı. “Her şey” yeniden başlıyor.
*
Lakin... Bu arada Galatasaray 10 kişi kaldı. Engin Ardıç gibi kıymetli bir oyuncu galiba tatile çıktı...
Sabah Refikimiz için büyük kayıp bu... 14 Mayıs’taki derbiye çeyrek kala tatil mi olur?
Nereden çıktı şimdi bu? İnşallah bir sakatlık falan yoktur.