Neydi o? Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, milletvekillerinden birini (Yalım Erez’i) Başbakan tayin etmişti:
- Git hükümeti kur da gel. Yalım Erez, parti başkanı değildi. Partisi, 1’inci parti de değildi. Yani bu atama, teamüllere aykırıydı ama kitabına uygundu.
Çünkü kitap “Cumhurbaşkanı, milletvekillerinden birine, hükümeti kurma görevi verir” diyordu. Erez de vekillerden biriydi işte... Düz milletvekiliydi.
............
Hükümeti kuramadı. O başka. Ama kursaydı, köşk hemen onaylayacaktı.
Bir diğer eksantrik olay daha hatırlatayım. Yine 28 Şubat döneminden... 25 puan kenarda dururken... Yüzde 12 almış bir partinin liderini Başbakan yaptılar. Yüzde 12... Yetmedi. Seçime hiç girmemiş yeni kurulan bir partiyi de koalisyona aldılar.
- Devlet kuşu.
Parlamenter Sistem’den size başka örnekler de verirdim ama lafı uzatmayalım. Şuraya varmak istedim. Her sistemin iyi ve kötü tarafları vardır. Hatırlar mısınız? Kongre Başbakanları bile geldi geçti bu ülkeden... Kitabına gayet uygun... Bu bakımdan “Başbakanlığa talip olmak” hiç de yadırganacak bir nesne değil. Şans faktörünü de unutmayın ha.
Siz yeter ki, önce o sisteme dönmeyi becerin. Erdoğan isterse “ancak” dönebilirsiniz. Aksi halde 10 yıl, 20 yıl beklersiniz... Bekleyin.