Kar ve temiz hava... Yuvarlana yuvarlana biraz yürüdüm, oh... Sonra, şurada bir kahve içeyim deyip, pastanelerden birine girdim oturdum.
Bir hanımefendi geçti karşıma. - Raufcuğum dedi, beni hatırladın mı? Dedim ki: - Öcü gibisin, kafandaki kasketi gözündeki koskoca gözlüğü, yüzündeki simsiyah maskeyi çıkarırsan seni hatırlayacağım.
Hepsini çıkardı. Hemen hatırladım. - Liseden arkadaşım. Oturdu... Oradan buradan sohbet ettik. Biraz savaş konuştuk.
Biraz siyaset. Laf nereden açıldıysa biraz da müzik. Çıplak şarkıcılara takmış... Sinirliydi. Teskin ettim: - Onları mazur gör dedim, elbiseyi giyince, şarkıyı söyleyemiyorlar... Sözlerini unutuyorlar...
O gitti. Dükkanın garsonu geldi: - Abi dedi, 13 hakem meselesine ne diyorsun? - Penaltı diyorum. Güldü, o da gitti.
Ne değişik bir gündemi var halkın. Tam arkamdaki masada iki delikanlı konuşuyor. Kulak misafiri oluyorum: Biri diyor ki:
- Seda Sayan 7’nci defa evleniyormuş, ne haber? Öbürü diyor ki:
- 17’nci defa evlense hakkıdır... Ortalıkta erkek gibi erkek mi kaldı? Garson lafa karışıyor:
- Seda Hanım, şimdiki erkeklerden daha erkek bir kadın.
Derkeen... Gazetede bir haber ilişiyor gözüme: Kurtlar Vadisi’nin Polat Alemdar’ı şarkılar besteliyormuş meğer.
Bunların bazılarını Muazzez Ersoy okusun istiyormuş. Polat Alemdar gibi çok başarılı ama vurdulu kırdılı bir oyuncunun, müzik gibi derinliği olan bir duyguya aşina olması, beni hem şaşırttı, hem memnun etti. Üstelik Muazzez Ersoy, doğru adres. İyi pazarlar dilerim.
........
Bakalım yarın akşamki Galatasaray-Beşiktaş maçına hava şartları müsaade edecek mi?