Bu köşeye başladığım 2021’de ilk yazının konusu Bennifer olmuştu. Jennifer Lopez ve Ben Affleck’in küllerinden doğan aşkı yani. Milyarder bir ‘süper çift’ olmaya çalıştıklarını yazmıştım. Ne milyarder olabildiler ne de süper çift. 2022’de evlendiler. Boşanıyorlar. Üstelik Jennifer Lopez, namıdeğer JLo’nun bu aşkla ilgili bir belgesel çekmesinden sonra! Dünyaya gerçek aşkı nasıl bulduğunu anlattığı belgesel...
Bu aşka adadığı bir yeni albüm de yaptıktan sonra... Ne albümü tuttu ne belgeseli ilgi çekti. Affleck, bu projelerin hiçbirinde JLo’nun yanında olmadı. Sanki bu aşkın bir parçası o değilmiş gibi. Haliyle bu da projelerin kurgu olduğu, satılan bir aşk içeriği olduğunu düşündürttü. Daha ilginci 16 Şubat’ta vizyona giren bu belgesel ve albümden sadece iki ay sonra ayrılmışlar. 26 Nisan’da. Ama geçen ay evlerini satışa çıkarana kadar ve doğum günlerini ayrı geçirene kadar kimse ayrıldıklarından tam olarak emin olamamıştı. Çünkü bu süreçte birkaç kez bir araya geldiler, alyanslarını taktılar. JLo, Affleck’i taşındığı bekar evinde birkaç kez ziyaret etti. Anlaşılan o ki sürecin uzaması, hukuki pazarlıklar hariç bu ‘aşk projelerinin’ bu kadar kısa ömürlü olabileceğini de gizlemek içindi.
ŞOV SİHİRBAZI
JLo bir şov kadını. Bundan besleniyor. Aşklarını da şovunun bir parçası haline getirmekten kendini alamıyor. Affleck’le aşkları yeniden başlayınca ilk tatillerinde tutkulu anlarını yakalaması için fotoğrafçı tutmuştu. Zaten boşanma davası tarihini bile evlilik yıldönümlerine denk getirerek ayrılığı da bir şova dönüştürmede sihirbaz olduğunu gösteriyor. JLo’nun doğum gününde yanında olmayıp o gün kendine ev aldığı ortaya çıkan Affleck’ten de tarih oyunuyla bir tür intikam alıyor. Dördüncü kez boşanıyor.
Her ilişkisini çok fazla göz önünde yaşaması belli ki kazandırmıyor. Beyonce&Jay-Z, Rihanna&ASAP Rocky gibi çiftler de çok medyatik. Ama ilişkilerine dair hep büyük bir gizem içindeler. Medya onayı aramıyorlar. 2004’te nişan attıklarında JLo, ‘medyanın aşırı ilgisi yüzünden’ demişti. Bu kez de ‘medyanın aşırı ilgisizliği’ yüzünden ayrılıyorlar. Çünkü tüm tuşlara bassa da yeni nesil bu aşka ilgi göstermedi. Bu ibretlik öyküden yola çıkarak sözüm size hanımlar… İnsanların ne istediğini değil kendinizin ne istediğini dert edinin. Ekranlarda satılan mutluluk kareleri gerçek değil. JLo, ayrılık kartını bir kez gördükten sonra Affleck’i hemen terk etseydi, projeleri yayından çekseydi, “Bu adamın değiştiğini sanmıştım. Yanılmışım, hayal kırıklığına uğradım” deseydi, adamın peşinden koşup evliliğini kurtarmaya çalışan zavallı kadın rolüne girmeseydi, o zaman tüm dünyada istediği ilgiyi fazlasıyla uyandırırdı...
Alain Delon’u iptal etme girişimi
Alain Delon, bu hafta 88 yaşında öldü. Fransız sinemasının en ünlü aktörüydü. Yakışıklılık, karizma sembolü olarak bir dönemin temsilcisiydi. Özel hayatının kaotik olması, onun sanatının bir parçası değildi. Delon’u öldükten sonra da narsist, toksik maskülen, aşırı sağcı olmakla suçlayarak ‘iptal kültürü’nün bir kurbanı yapmaya çalıştılar. 2019’da Cannes’da Onur Ödülü alacağı açıklanınca da benzer sesler yükselmişti.
Delon, yetiştiği ve inandığı değerler bakımından bugünün ‘dayatma kültürü’ne taban tabana zıt. Zaten ben, kendileri gibi düşünmeyenleri otomatik olarak ‘şeytanlaştıran’ bakışı anlamıyorum. “Benim gibi değilsen şöylesin böylesin, tek doğru benim” bakış açısından daha faşisti mi var? Alain Delon, kutsal biri değil sonuçta. Elbette görüşleri tartışılabilir. Sadece bu zihniyet çok tehlikeli. İnsanları, hayatları ve döneminin şartlarıyla kabul etmeyip tek bir doğru varmış gibi yaklaşmak, farkındalık ya da modernlik değil; faşizanlık. Bu, geçen yıllarda Shakespeare eserlerini de okul kütüphanelerinden kaldırtmaya çalışacak kadar radikalleşebilen zihniyetle aynı. Çok enteresan.
Meleklerin muhteşem dönüşü
Victoria’s Secret ‘melekleri’ sonunda dönüyor. İkonik meleği Candice Swanepoel de dahil! Başka hangi meleklerin döneceği yavaş yavaş açıklanıyor. Melekler, 2019’da ‘beden olumlama’ hareketi sonrası ‘iptal kültürü’nün kurbanı olmuştu. Markanın başı ‘kadın bedenini tek tipleştirme’ karşıtlarıyla derde girmişti. Son şov 2018’de yapıldı. Rihanna’nın iç giyim markasıyla farklı beden tiplerindeki kadınlara da yer vermesi sonrası meleklerin pabucu dama atılmıştı. Altı yılda neler değişti? Beden olumlama hareketinin de bir tür kadın bedenini objeleştirme olduğu gerçeğiyle yüzleşildi. Dert, kadınların tek tipleştirilmesi, kilolu kadınlar üzerindeki ‘mükemmeliyetçilik baskısının kaldırılması’ değildi. Arka plandaki derdin, diğer kadınların da teşhir amaçlı kullanılabilmesinin önünü açmak olduğu ortaya çıktı. Bu, denendi. Tutmadı. Ayrıca bu hareketin, cinsiyetler arası farkları azaltan ‘cinsiyetsizleşme’ adı altındaki ucube yaklaşıma hizmet ettiği anlaşıldı. Sonra zayıflama iğneleri teknolojisi çıktı. ‘Bedenleriyle barışık olan’ kilolu ünlü kadınlar bir bir zayıflamaya, sıfır beden olmaya başladı. ‘Hiper dişilik’ yeniden şaha kalktı. Derken melekler de bu sayede geri döndü. Bu sonbaharda geleneksel yıllık melek defilesi düzenlenecek.