Hava yağmurlu ve soğuk. Ev sıcacık. Yorganın altında birlikte sıcak bir şeyler içip bir şeyler izlemek için mükemmel zamanlar başladı. İşte bu sahneyi aklınızda canlandırmak kalbinizi erittiyse aman dikkat.
Hatalı seçimler yapmaya çok müsait olabilirsiniz! Hollywood filmleri klişesi olan ‘kasım aşkları’ günümüz ilişkileri için tehlikeli bir hal aldı. Bu filmlerde idealize edilen aşklar, illüzyondan ibaret. Gerçekte bu türden romantizm yaşamayı bekliyorsanız dikkatli olun. Ben değil, bunu flört uzmanları söylüyor.
Geçen gün havaların soğumasıyla ‘bağlanma sezonu’nun açıldığına dair bir haber vardı. İnsan yalnızsa, haliyle yanında bir sıcaklık istiyor. Ama bu istek insanı felakete de sürükleyebilir. Kışın kadınının ayaklarını yerden kesen, aşık pozlarına giren romantik adamlar, ‘kardan adam’ diye bir flört akımı başlatmış! Yani mevsim ayarlı adamlar türemiş!
FRAGMAN TADINDA
İngilizce ‘snowmancing’ deniyor kar romantiklerine. Kar (snow) ve romantizm (romancing) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Birlikte şömine başı sohbetlerini, çok güzel aktiviteleri paylaşıp, tatillere çıkıp, büyük jestler yapıp büyülü zamanlar geçirmeyi içeriyor. Yani çiftler kendilerini mevsimsel bir romantizme kaptırıyor. Ama burada gözden kaçırılan şey gerçekliğin dışına çıkılması. Bu ilişkinin karlar eridiğinde, güneş çıktığında, hava ısındığında da devam edeceğine dair belirtiler olması gerekiyor. Hızlandırılmış, aşk filmi fragmanı tadında bir ilişkinin en net göstergesi bağlılık temposu. Anlık bağlantılar, yakınlık yaratma girişimleri, abartılı hediyeler, gelecek planları yapmamak bunun bir kaçamak olduğuna, sürdürülebilir bir ilişki olmadığına işaret. Gerçeklik, beyazperde için formülize edilmiş senaryolardan çok farklı ve komplikedir. Kusursuz aşk yoktur.
Anna Sorokin
ZENGİN KIZ SAÇI BÖYLE BİR ŞEY Mİ?
Para aklayan güzellik merkezi ablalarını başımıza bela eden kötü şöhretli TikTok’u bir yandan çok öğretici buluyorum. Orada yeni nesli, popüler kültürü anlamaya çalışıyorum. Bilmediğim bakış açılarına, duymadığım tarihsel olaylara denk geliyorum. Oradaki tartışmalar eğlenceli olabiliyor. En son ‘zengin kız saçı’ üzerine bir tartışma başladı. Alman bir kamyon şoförünün kızı olan Anna Sorokin, Hollywood’u milyoner varis olduğunu söyleyerek dolandırmıştı. Belki hatırlarsınız. Daha Netflix Anna’yı keşfetmeden önce POSTA arka kapağında çok kez manşet yapmıştım. İşte o Anna’nın insanları kandırmasında saç renginin kilit rol oynadığı düşünülüyor. Anna’nın saçları 60 milyon dolarlık bir miras varisi için fazla bakımsız ve dağınıktı.
ÜBER SERVET LİGİ KRİTERİ
Renginin de kalitesiz bir boyama olduğu belliydi. Peki insanlar nasıl böyle saçları, rüküş giyim zevki olan bir kadına güvenip borç vermişti? Bunun nedeni über zenginlerin, görmüş geçirmişlerin gerçekten de saçlarına ve stile o kadar büyük önem vermemesindenmiş. Daha çok yaşam tarzlarına yatırım yaptıklarından ya da çok fazla işlem yaptırdıklarından saçları genelde kusurlu olurmuş. Örneğin Mary-Kate ve Ashley Olsen ikizleri ve Blake Lively’nin Gossip Girl’de canlandırdığı Serena van der Woodsen karakterinin saçları da büyük servet sahipleri saçlarını temsil ediyormuş. Birçok sosyete ve kraliyet mensubunun saçları da biraz dağınık oluyor sahiden. Demek ki über zengin, bir başka über zengini saçından tanıyabiliyor. Vay arkadaş.