Düşünceyi hareketten ayrı bir eylem olarak düşünmek, bugünün insanının en büyük çelişkisi ve yanılgısı. Düşünce, kesinlikle eylem gerektirir. Ama bahsettiğim eylem, düşünceyi uygulamak üzerine değil. Uygulama gücünü birden düşünce belirdiği gibi bulamazsınız.
Bunun için bedenin de size itaat etmesi gerekir. Yani iyi düşünce ve düşündüklerini uygulayabilmek, bedeni disiplinden geçirmekten, hareket etmekten geçiyor. Nedense bugünün akademi dünyasında düşünceyle haşır neşir figürlerin çoğu (sağlık nedenlerinden bağımsız) obez. Bunu ayrımcılık için söylemiyorum. Bu tipolojinin yanlış bir mesaj taşıdığına inanıyorum. Buradan insanlığa bir fayda çıkmaz. İnsanlığın, düşünceleri uygulayacak iradeye ihtiyacı var. Bu iradeyi de ancak bedenini eğiterek elde edebilir. Oysa bize sunulan versiyonda, her şey ‘haz’ üzerine kurulu. İnsan, amaçlarına, hazlarına meydan okuyabildiği kadar yaklaşabilir. İradesiz bir insanın da amacı olamaz.
ZORLUKLAR İYİDİR
Antik dönemde filozoflar savaşçılar, sporcular, avcılar, dövüşçüler, güreşçiler, uzun mesafe koşucularından oluşuyordu. Zor şeyler başaran kişilerden yani. Fiziksel sınırlarını zorlayacak her fırsatı kolluyorlardı. Filozof Seneca, “Bedene sert davranıyoruz. Böylece zihnimize itaatsizlik etmiyor” demişti.
Sokrates, soğuk havalara dayanıklılığıyla, Marcus Aurelius güreşçi olmasıyla, Kleanthes dövüşçü olmasıyla biliniyordu. Ve bu özellikleri onların felfese pratiğinden ayrı değildi. Tam olarak bu özellikleri, felsefe pratiklerini oluşturuyordu. Bu insanlar kendilerini güçlükle eğitiyor, terbiye ediyordu. Kendimize meydan okumamızdaki fayda, hayatın bizim için hazırladığı her durum karşısında filozof Epiktetos gibi “İşte bunun için eğitildim (kendimi eğittim)” diyebilmek... Zor şeyler iyidir. 2024’te zorluklarla başa çıkacak gücü bulmanızı dilerim.
“AŞKIM VALLAHİ RUHU BOZUK DEMESİNLER DİYE BEĞENDİM O KADININ FOTOĞRAFLARINI”
Geçen hafta bu sayfada manşet yaptığım “Hiçbir şey beğenmeyenlerin ruh sağlığı tehlikede” haberim çok ilgi gördü. Çin’deki araştırmaya göre sosyal medyada röntgencilik yapmak, yani sadece gezinip hiçbir şey beğenmemek ruh sağlığı bozukluğunun bir işareti. Bu kişilerin sosyal kaygı bozukluğu daha yüksek oluyor. Yayın Koordinatörüm Mehmet Coşkundeniz’le bu konuyu tartıştık. Bazı kişilerin beğenileri nedeniyle zor duruma düştüklerini, bu nedenle beğenmeyebileceklerini söyledi. Hak veriyorum. Böyle düşünmemiştim. Çünkü ben seri ‘like’çılardanım. Takipleştiğim arkadaşlarımı ve anonim gönderileri beğenilerimle desteklemeyi önemsiyorum.
BEĞENİLER İMZANIZDIR
Yoksa takip etmemin ne anlamı var ki? Hatta, X’te (eski Twitter) takipleştiklerimi ‘beğenileri’ne göre seçiyorum. Oradaki çoğu kullanıcı da böyle. Beğendikleriniz dijital imzanız ve imajınızın parçasıdır çünkü. Bir yandan da haberi yaptıktan sonra fark etmeden bazı erkeklere gün doğduğunu düşündüm. ‘Eskortvari’ paylaşım yapan hesaplardaki gönderileri beğenen erkolar, bu araştırmayı bilimsel gerekçe olarak sunabilir artık. Bu tür kişilerle nereden tanıştıkları veya neden takip ettikleri kısmını deşmezseniz (ki deşerseniz de ‘Tanımıyorum’ diyeceklerdir, hazır olun), sorduğunuzda “Aşkım vallahi ruhu bozukmuş demesinler diye beğendim o fotoğrafları” diyebilirler. Bilimin işine bakın. Yanlışlıkla bile olsa, hep erkolara kıyak geçiyor! Bu arada bir başka bilimsel gerçeğe göre de hayatınızda biri varken bir başka kişiye yanlış anlayacağı türden sinyaller vermek (davetkar gönderileri beğenmek) ‘mikro aldatma’ oluyor. Bu da başka bir yazının konusu.
Taylor Swift gerçek değil de
BİR HAYAL ÜRÜNÜ MÜ?
TIME dergisinin ‘Yılın İnsanı’ seçtiği Taylor Swift, her gün bir rekor kırıyor. Tarihe geçiyor. Milyarlık hasılat yaptı turnesi. Kendisi de resmi olmasa da artık milyarder. Beyonce’den daha başarılı bir turne çıkarmış olmasını algılamakta zorlanıyorum. Jenerasyon farkı desem o da yok. Dünya çapında Beyonce kadar hit olmuş şarkısı yok. Şarkılarını bilen, seven tek bir tanıdığım çıkmıyor. İnatla soruyorum. Bu kadının ABD’nin dünyaya dayattığı zorlama bir figür olduğuna inanmama ramak kaldı. Kimdir bu Taylor Swift hayranları? Beni bulun. Sizi merak ediyorum.