Dünyanın en zengin erkekleri birer birer kaslanmaya başladı. Orta yaşı geçince her gün pasta yiyip şampanya içen milyarderler eskide kaldı. Tam tersi, Hollywood yıldızlarıyla yarışıyorlar. Kariyerlerinin başında vitaminsiz gibi görünen girişimciler, dünyanın zirvesine oturunca hayat tarzları değişti. Teknolojinin kalbinin attığı Silikon Vadisi milyarderleri, bugünün ‘özsaygı’, ‘kişisel bakım’ kültürünün önde gelen temsilcilerine dönüştü. Hayatı boyunca çalışan ve kanserden kurtulamayan Steve Jobs da milyarderler için travmatik bir ders oldu. Başarılı insanlar, özdisiplini ve adanmışlığı çok yüksek kişiler oluyor. Sporun gerektirdiği disipline bu sayede kolay uyum sağlıyorlar. Sporun zihni keskin tuttuğunu biliyor, daha hızlı karar alabiliyorlar.
HEPSİNİN BİR HEDEFİ VAR
- 57 yaşındaki Jeff Bezos boşandıktan sonra üç yıl içinde bambaşka birine dönüştü. Ölümsüzlüğü bulmak için yatırım yapıyor... Bunun mümkün olup olmadığını görecek kadar uzun yaşamak istiyor.
- Yaş aldıkça sağlıklı hayatın değerini anlayan milyarderler, ekstrem sporlara yöneliyor. Facebook’un sahibi en zengin yedinci insan Mark Zuckerberg de sık sık elektrikli sörf yapıyor. Hawaii’de su sporları deniyor. Zuckerberg, paralel evren ‘metaverse’ü kurma hazırlığında. O evrende yaşamak için kullanılacak cihazları yönetirken dinç ve zinde kalması gerektiğine inanıyor.
- Apple’ın CEO’su Tim Cook da son yıllarda egzersiz yoğunluğunu artırdı. Şirketinin geliştirdiği akıllı sağlık uygulamalarını ve cihazlarını en çok kendisinin denediği kesin. Sabah 5.00’te özel spor salonunda tüm bedenini çalıştıran egzersizler yapıyor.
- Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey diğer milyarderlerin aksine daha sakin egzersizler yapıyor. Ancak eskisinden çok daha formda. ‘Biohacking’ denilen ‘kendini hack’leyerek bedeninin efendisi olma sanatı’nı uyguluyor.
EN GÜÇLÜ KADINLARIN KİRLİ ZİHNİYETLE SINAVI
Fransa first lady’si Brigitte Macron, ABD eski first lady’si Michelle Obama ve Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern… Bu üç isim de dünyanın en güçlü kadınları arasında. Ancak üçü de aynı saldırıya maruz kaldı: Her biri, en göz önünde oldukları dönemde ‘dünyaya erkek olarak gelmek’ ile suçlandı! Velev ki öyle olsalar, kime ne. Ama konu bu değil. En son Fransız first lady’nin Jean-Michel adında bir erkek olarak doğduğu, trans kadın olduğu iddia edildi. 2017 ve 2018’de de Obama ve Ardern aynı dedikodunun hedefiydi. İddialar, sosyal medyada ışık hızında yayıldı.
Birleşmiş Milletler geçen nisanda ‘çevrimiçi ortamda başlatılan cinsiyetçi karalama kampanyalarının artışını’ kınamıştı. Kadınlara yönelik nefret suçu yeni bir şey değil. Ama dünyanın en güçlü kadınları bile bu kirli zihniyetten kaçamıyor. Güçlü olmayı erkek olmakla açıklayabilenlerin, başarı karşısında bel altına vurmaktan başka tepki veremeyenlerin durgun zekaları en fazla bu kadar çalışıyor...
Bir ben değilimdir herhalde...
- Konunun ne ara, “Koronaya yakalanmayanlarda bir tuhaflık var herhalde” aşamasına geldiğini kaçıran,
- Aşı karşıtı 1 numaralı raket Novak Djokovic gibi başarıyı sadece skordan ibaret sanan insanların hiçbir zaman gerçek kahraman olarak anılamayacağını düşünen,
- The Weeknd’in modern zamanların en iyi şarkıcısı olduğuna inanan,
- Özel hayatında 25 yaşından büyük sevgilisi olmayan Leonardo DiCaprio’yu (47) ‘Don’t Look Up’ filminde yaşına uygun bir kadınla çift olarak görünce şaşıran,
- Instagram ‘Keşfet’ bölümünün kişinin karakterine dair çok güçlü ipuçları taşıdığına inanan...