Mehmet Hayri İpar, “Atatürk’ün müteahhidi” ve “Şeker Kralı” olarak bilinir. Türkiye’de şeker sanayisinin kurucularındandır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında büyük zenginlik elde eden bir iş insanıdır. Mehmet Hayri İpar, 1882’de Mudanya’da dünyaya geldi. Orta öğrenimini Mudanya’da tamamladıktan sonra eğitimini sürdürmek üzere 1896’da İstanbul’a gitti. Subay olarak orduda görev yaparken aynı zamanda hukuk eğitimi gördü. Osmanlı sarayında görev yapan İmrahor Mehmet Faik Paşa’nın büyük kızı Emine Tevhide Faik ile evlendi ve bu evlilikten altı çocuğu dünyaya geldi.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra askerlikten emekliye ayrıldı ve ticarete başladı. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra Türkiye’nin sayılı iş insanları arasına girdi. 1925 yılında İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları adlı şirketi kurdu. Türkiye’nin ikinci şeker fabrikasının temeli Alpullu’da 22 Aralık 1925’te atıldı. Fabrika 26 Kasım 1926’da faaliyete geçti ve Türkiye’de şeker üretimine başlayan ilk fabrika oldu. “Şeker Kralı” olarak ünlenen ve büyük bir servet sahibi olan Mehmet Hayri Bey, 1930’da Beyoğlu’ndaki Mısır Apartımanı’nı, 1931’de İstanbul Belediye Başkanı Cemil Topuzlu Bey’in Çiftehavuzlar’daki muhteşem köşkünü, ardından Teşvikiye’deki ünlü Park Apartmanı’nı satın aldı. Ardından Bebek taraflarında 80 dönümlük bir koru satın aldı.
Ailesiyle birlikte şatafatlı bir yaşam sürdü. O dönemde gazetelerin cemiyet sayfaları İpar haberleriyle dolup taşardı. İparlar, “sosyete” dendiğinde ilk akla gelen isimlerdi. 1934 yılında Soyadı Kanunu çıktığında “İpar” soyadını aldı. Mehmet Hayri Bey, ticari girişimlerinin yanı sıra çeşitli sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirdi. Mudanya’da annesi adına kurduğu Şaziye Rüştü Sağlık Yurdu ve babası adına kurduğu Ahmet Rüştü Çocuk Yurdu ve Hayır Sevenler Cemiyeti sosyal sorumluluk çalışmalarındandır. II. Dünya Savaşı çıktığında Türkiye’nin savaşa gireceği, servetine el konulacağı korkusuyla ülkeyi terk etti. ABD’ye giderek Los Angeles’ta Beverly Hills semtinde yaşamını sürdürdü. Bu süreç içinde aile, Hollywood starları ile bağlantılar kurdu. Kızı Şaziye, ünlü aktör Cary Grant ile aşk yaşadı, oğlu Ali İpar ise aktris Virginia Bruce ile evlendi. Savaş bittikten sonra İstanbul’a döndü. Mehmet Hayri Bey, 1950’lerde işlerini oğlu Ali İpar’a devretmek için onu Türkiye’ye çağırdı.
Ali İpar, yurda dönünce siyasilerle yakın ilişkiler kurdu. Dönemin Demokrat Parti siyasetçileri ile kurduğu ilişkiler sayesinde işleri daha da büyüttü ve Türkiye’nin en zengin insanı haline geldi. Dönemin başbakanı Adnan Menderes ile de yakın arkadaş olan İpar, armatörlük işine başlayarak şirketin faaliyetlerine yeni bir alan ekledi. İpar Ailesi için sonun başlangıcı olan bu olayın ardından Hayri İpar, oğlunu ısrarla uyararak, bu dönemde çok fazla ticari faaliyetlerde bulunmamasını tavsiye etti. Ali İpar, ticari faaliyetlerine hız kesmeden devam etti fakat mutluluğu fazla uzun sürmedi. Hakkında askeri yönetim tarafından ‘döviz kaçakçılığı’ gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.
Gözaltına alınan Ali İpar, Yassıada’da Adnan Menderes ve dönemin bakanları ile birlikte yargılandı. 6 aydan fazla süre tutuklu kaldı ve tüm mal varlıklarına el konuldu. Eşi Virginia Bruce, Ali İpar’ın kurtulması için ABD Başkanı Richard Nixon’dan yardım istedi. Bir yıla yakın süren davanın sonunda birden serbest bırakıldı ve Brezilya’ya gitti. Mehmet Hayri Bey, aileyi çok yıpratan bu olaylar üzerine 1964’te hastalandı, geçirdiği kalp krizi sonucu 11 Haziran 1966’da Almanya’da öldü. En küçük oğlu Mehmet 1950’de, kızı Muazzez 1972’de, büyük kızı Şaziye 1984’de intihar etti. Tevhide Hanım, küçük kızı Selma’nın isteği üzerine Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı ve burada öldü. Kızı Selma 2005’te, oğlu Ali İpar ise 2015’te 94 yaşındayken Brezilya’da vefat etti.