Sadık Gültekin’le Doğru TercihYaratıcılıkta sınır olmaz!

HABERİ PAYLAŞ

Yaratıcılıkta sınır olmaz!

Budapeşte Parlamento Binası’nın önünde, Tuna Nehri’nin kıyısı boyunca dizilmiş 60 adet demir ayakkabı bulunur. Heykellerin tasarımcısı bir Türk, Can Togay’dır… Demirden yapılan bu 60 ayakkabı, İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanmış katliamların anısına adeta bir utanç anıtı gibi duruyor...

Yaratıcılıkta sınır olmaz

1944 yılının ekim ayında Naziler tarafından devrilen Macar hükümet lideri Miklos Horthy’nin yeri, Ferenc Szalasi ile değiştirilir. Yeni dönemin başlamasıyla birlikte Nazi ideolojisini destekleyen Szalasi, Yahudileri vahşi bir biçimde katletmeye başlar...

Haberin Devamı

74 yıl önce savaşın son aylarında Macaristan’ı işgal altında tutan Alman orduları tarafından desteklenen rejimin milisleri korkunç bir plan uygulamaya başlar! Yahudilerin Polonya’daki ölüm kamplarına trenlerle gönderilmesi, yaklaşan Sovyet orduları nedeniyle artık imkansızdır. Bunun üzerine infazlar Budapeşte’de gerçekleştirilmeye başlanır...

Aylar boyunca binlerce Yahudi, gece yarıları Tuna kıyılarında kurşuna dizilir. Cesetleri Tuna Nehri'ne atılır. Nehrin ağır akan suları, aylar boyunca Karadeniz’e doğru masum insanların cesetlerini taşır.

Yaklaşık 20 bin Yahudi, Szalasi hükümeti tarafından Tuna Nehri boyunca vahşice katledilir. Kurbanlardan ayakkabılarını çıkarmaları ve Tuna Nehri’ne atlamaları istenir. Nehre atlayan kurbanlar, vurularak infaz edilir.

Kurbanların Tuna Nehri kenarında bıraktıkları ayakkabıları insanlık dışı bu uygulamanın ardından, katliamın anısı olarak nehir boyunca sıralanıyor! Nehir kıyısında 50 metrelik düz bir alanda oluşturulan Yahudi soykırımı heykel kompozisyonu, 60 demir ayakkabıdan oluşuyor. Demirden yapılan ayakkabı heykelleri, sahipleri tarafından sanki az önce çıkarılmış bir şekilde yan yana duruyor.

74 yıl önce sahipsiz kalan bu ayakkabıları, bir daha kimse giymedi! Binlerce Yahudi, 1945 yılının o dondurucu kış gecelerinde ayakkabılarını çıkarıp kurşuna dizildi, sonra Tuna Nehri'ne atıldı...

Can Togay, heykeltıraş değil, film yönetmeni. Budapeşte’de doğup büyümüş, buraya aşık. Çok sevdiği kenti, tarihiyle yüzleştirmek istediğini belirtiyor. “Çocukluğumda duydum ilk kez Tuna Nehri kıyısındaki bu infazları. Ruhumda derin yaralar açtı” diyor...

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder