Sadık Gültekin’le Doğru TercihYaşayan ölüler...

HABERİ PAYLAŞ

Gulag (Çalışma Kampları Yönetimi Baş İdaresi), Lenin’in emriyle kurulan ve 1930’lardan 1950’lerin başına kadar Stalin’in yönetimi sırasında zirveye ulaşan Sovyet zorunlu çalışma kamplarından sorumlu bir devlet kurumudur. Gulag, Sovyet rejimi karşıtı unsurların toplumdan soyutlanması için 25 Nisan 1930’da kurulan bir tür yargı ve infaz sistemidir. Zaman içinde Sovyetler Birliği’nin birçok yerinde çok sayıda çalışma kampı kuruldu.

Bu kamplarda, 1930’dan 1953’e kadar yaklaşık 1.7 milyon tutuklu öldü. Batı dünyası Gulag kavramını ilk kez Aleksandr Soljenitsin’in ‘Gulag Takımadaları’ adlı eseriyle tanıdı. Mahkumlar arasında bulunan ünlü Sovyet yazarı Soljenitsin, Gulag’da geçirdiği zamanı detaylı bir şekilde yazarak, kamplardaki insan hakları ihlallerini dünya gündemine taşıdı. Soljenitsin, kamplarda kumdan halat örmeyi beceremeyenin yaşama şansının olmadığını belirtiyor!

Haberin Devamı

Gulag, takımada şeklinde bir hapishanedir ve sisteme dahil 476 farklı kamp bulundu. Söz konusu kamplarda birçok insan açlık, soğuk ve sefaletten öldü. 1934-1953 yılları arasında, 20 milyon dolayında siyasi ya da adi suçlu Gulag kamplarına gönderildi. Gulag çalışma kamplarındaki mahkumların kesin sayısı hâlâ bilinmiyor. Gulag, 1919’da zorunlu çalışma kampları olarak kuruldu, 1930’da tutuklu kamplarına dönüştürüldü. Milyonlarca insanın tutuklu olduğu bu kamplar, siyasal polis örgütünün denetimi altındaydı. Tutuklular arasında köylüler, muhalif aydınlar, etnik azınlıklar ve adi suçlular bulunuyordu.

Gulag; girenin sağ çıkamadığı, kazara sağ çıkanın akıl sağlığını koruyamadığı bir nevi işkence kamplarıydı. Gulag kamplarına sürgün edilmiş birisinin eşi ya da yakını olmak da kamplara gönderilmek için yeterli bir nedendi. Bu kamplar genellikle Sibirya’da bulunuyordu ancak devletin varlığını gizlediği birtakım kamplar da bulunuyordu, bunların yerleri hâlâ bilinmiyor.

Nazilerin toplama kamplarına benzetilen bu kamplarda insanlar gaz odalarında öldürülmedi ancak milyonlarca kişi Sibirya’nın soğuğu, yetersiz beslenme, bakımsızlık, sağlıksız koşullar ve aşırı çalışma nedeniyle öldü. Gulag kampları, Stalin yönetiminin yersiz suçlamalar ile milyonlarca vatandaşını katletmek için kurduğu kamplardı. Nazi kampları ise temel olarak Yahudileri zorla çalıştırmak ve imha etmek için kurulmuştu; ikisi arasındaki en önemli fark, buydu! Neticede bu kamplarda insanlar gaz odalarına gönderilmedi ama çok kötü koşullarda ölüme terk edildi.

Haberin Devamı

Siyasi muhaliflerin, isyankar köylülerin ve hatta devlete bağlılığından şüphe duyulan vatandaşların kapatıldığı bu cezaevi sistemi, zamanla nitelikli işgücü üretimine dönüştü. Stalin sanayileşmeyi hızlandırmak için ülkedeki kamplarının sayısını artırdı. Resmi kayıtlara yansımasın diye ölümü yaklaşan tutuklular serbest bırakılarak, dışarıda ölmelerine izin veriliyordu.

Kamplarda, bir de adi suçlardan hüküm giymiş ‘Vory’ler vardı. Bunların vücutlarının her yeri dövmeliydi. Kamplardaki mahkumları baskılamak için Vory’ler de kullanılıyordu. Vory’lerin, kamp içinde işledikleri, cinayete kadar varan suçlara ses çıkarılmıyordu.

Haberin Devamı

Kamplarda kadınların Vory’ler tarafından tecavüze uğraması zaten sıradan bir olaydı...

Bu kamplara giden milyonlarca insanın birçoğu geri dönmedi. Bazıları infaz edildi, bazıları aşırı çalışma, yetersiz beslenme ve aşırı soğuğa maruz kaldıkları için öldü. Hayatta kalanların ruh sağlığı bozuldu, birçoğu kamplardan gönderildikten sonra evlerinde öldü.

Gulag kampları, Sovyet rejiminin otoriter ve baskıcı doğasını simgeliyor ve Sovyetler Birliği’nin tarihinde karanlık bir dönemi temsil ediyor. Bu kamplar, politik baskı ve insan hakları ihlallerinin sembolü olarak hatırlanıyor…

Sıradaki haber yükleniyor...
holder