Geçenlerde Mesut Solak ile güzel bir söyleşi yaptık. Eğitimden ve eğitimin geldiği halden bahsettik. Keşke eğitimi 1 yıl dondursaydık, dedik. Herkes, her şey 1 yıl donsaydı. Öyle ya nereye yetişiyoruz ki? Ekstrem bir durum var sonuçta ortada. Böylelikle ne yarım kalmış konular, ne çekmeyen internetten kaynaklı fırsat eşitsizlikleri, ne anlaşılmamış sorular kalırdı ortada. Neye göre not vereceksiniz şimdi, neye göre sınıflandıracaksınız çocukları?
Bilgisayarı ve interneti olmayan çocuklarla, her türlü animasyondan, kurgudan, kaynaktan, derslerden, imkanlardan yararlanan çocukları aynı sınava mı sokacaksınız? Adalet bunun neresinde? Evet zaten özel okulların bu kadar artmasıyla eğitimde eşitsizlik diz boyu olmuştu fakat pandemiyle birlikte bu eşitsizlik olmaktan çıktı yüz karası bir durum olmaya başladı. Elbette eğitime bir yıl ara verilemezdi, bir ay tam kapanma yapılamadığı gibi. Bunca özel okul, bunca çalışan emekçi nasıl ayakta kalacaklardı? Olan yine çocuklarımıza oldu. Kaç kez özür dilesek az sizden çocuklar. Şimdi hepinizi aynı sınava sokacağız başarısız olursanız da sizden hesap soracağız! İroni şurada olacak babasının parasından dolayı avantajlı olanlar başarısız olurlarsa yine babasının parasıyla üniversitelere gidecekler. Dezavantajlı gruplar hem eğitimsiz, hem başarısız, hem de işsiz kalacaklar. Olsun bu dönemin neslini de bu şekilde heba edelim gitsin. Biz de genç nüfus çok. Yenileri üzerinde başka şeyler denenir. Ne diyordu Ali Ağaoğlu; “Bu değil, bu değil, bunların hepsi aynı…” deyip kağıtları yere fırlatıyordu. Biz de bu şekilde deneyerek gençleri yere fırlatıyoruz işte.
İlk dönemin not kriterleri ne?
-Evinde interneti olmayan çocuğa kaç verilecek?
-Evinde televizyonu olmayan çocuk kaç alıyor matematikten?
-Her imkan önüne sunulan ama derste kamerasını kapatıp oyun oynayan çocuk çalışkan mı sayılacak?
-Pür dikkat derslerini dinleyen, notlarını alan çocuk herkesle denk mi sayılacak?
-Komşuya ders dinlemeye giden çocuk kaç aldı derslerden?
-Kardeşiyle dersi çakıştığında fedakarlık yapan abla kaç aldı matematikten?
Önceden köy okullarındaki çocukların bez ayakkabılarına üzülürdük, kendimizce yardım kampanyaları düzenler, ayaklarına bot alırdık. Şimdi zihinleri de hep sıcak kalsın diye toplanıp tablet almaya çalışıyoruz. Alsak ne olacak gerçi bunun internet dersi var, fatura derdi var… Taşıma suyla döner mi değirmen? Dönmüyor işte. Hepinizi aynı çarka sokup, aynı başarıyı beklediğimiz için özür dileriz. Umutlu olun siz yine de unutmayın; okumak kaderinizi değiştirmenin en adil yoludur.