Son dönemde üst üste gelen yangın haberleri, rantçıları da harekete geçirdi. 3 gündür Sarıyer’de oturduğum evin üzerinden geçen helikopterler sürekli su taşıyor. Evimin yukarısındaki ormanlık alan, söndürüldüğü halde ısrarla yanmaya ya da yakılmaya devam ediyor. Allah’tan yangın büyümeden söndürülüyor... Hani tesadüf desem, tesadüfün bu kadarı 3 gün üst üste fazla. Kalan son yeşil alana sahip çıkmak için gözümüz kulağımız ormanlarımızda. Hem Sarıyer halkı hem de Sarıyer Belediyesi teyakkuzda. Artık tek ağacın kesilmesine, yanmasına yok olmasına tahammülümüz kalmadı. Aşağıdaki fotoğrafı @sariyer.burada Instagram adresinden aldım. İşte 3 gündür yanan yer... Benzerlerini de aynı sayfada bulabilirsiniz.
MADDİ SIKINTI MI?
Son 2 yıldır, 1989’da kocası Halis Serbes tarafından öldürülen Bergen’in hayatının film olarak vizyona geleceği konuşuluyor. Başrol top çevirir gibi Serenay Sarıkay’dan, Demet Evgar’a oradan da Farah Zeynep Abdullah’a geliyor. Film pandemi yüzünden sürekli ertelenince başrol oyuncuları da son anda vazgeçiyor. Farah Zeynep Abdullah, rolü kendisinin oynayacağını önceki gün sosyal medyadan duyurdu.
Çekimler 20 Eylül’de başlayacakmış. Film sete çıkmadan bu kadar haberi yapılan tek yapım olmayı başardı. Farah’ın bu rolün hakkını vereceğine eminim, fakat filmin 20 Eylül’de tekrar bir engele takılıp sete çıkıp çıkacağından pek emin değilim. Yapım şirketinin sponsor arayışında olduğu, maddi sıkıntı yaşadığı kulağıma gelen dedikodular arasında. İnşallah yanılan ben olurum. Yılan hikayesine dönen film de biran önce çekilir.
İZLEYİN, İZLETTİRİN
Dijital platformda bitmesini istemediğim, başrolü Metin Akpınar’a ait, ama her bir anlatımında Zeki Alasya’yı iliklerimize kadar hissettiren ‘İyi ki Yapmışım’ belgeseli yayında. 12 haneli Heykeltraş Hakkı Plas adıyla bilinen ‘Çingene Hakkı’nın konağında başlayan Metin Akpınar’ın 79 yıllık hayatının hikayesi. Bunun 60 yılı tiyatro ve sinema ile geçmiş müthiş bir hayat.
Türk tiyatro tarihini anlatan, konservatuvar öğrencilerinin de görmesi gereken fotoğraflar ve yayınlarla hazırlanmış güzel bir arşiv. İzlerken keşke yaşım yetseydi de Ahmet Gülhan’ın, Perran Kutman’ın, Nevra Serezli’nin, Kemal Sunal’ın, Zeki Alasya’nın ve birçok değerli sanatçının yer aldığı, Metin Akpınar’ı zirveye taşıyan Devekuşu Kabere’ye bir kere gidebilmiş olsaydım izleyebilseydim diye geçti içimden.
60 yıllık sanat hayatı 1 saat 54 dakikaya sığdırılmaya çalışılsa da yetmiyor izleyene. Belgeselden küçük bir hikaye paylaşayım size. Metin Akpınar’ın oynadığı bir oyun yüzünden konsomatris belgesi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla anlatmayayım, kalanı kendiniz izleyin. Bu belgeselin keşke devamı gelse.
YOK MU ORTA YOLU?
Manken Tülin Şahin, kızı Siena Leyla’nın babası Portekizli iş insanı Pedro de Noronha’dan hem kızı hem de kendisinin şiddet gördüğünü söyleyerek dava açmıştı. Kızının gözleri önünde defalarca darp edildiğini söyleyen Şahin, mahkemeden koruma kararı aldırdı. Hem evladına, hem hayat arkadaşına bu şiddeti uygulayan birine 3 ay uzaklaştırma bile az.
Pedro de Noronha’nın şu saatten sonra yıktığı güveni sağlaması zor görünüyor. Hiçbir kadın evladını babasız tek başına büyütmek istemez ama şiddet uygulayan bir babaya da güvenip kızını emanet etmez. Pedro de Noronha, çocuğunun annesiyle bir an önce uzlaşmanın bir yolunu bulmalı. Yoksa arada yıpranan çocukları olacak