Son birkaç gündür Erkan Erten’in 90’lı yıllardan bugüne yaptığı araştırmalar sonunda kaleme aldığı ‘Agartha Tünelleri’ kitabını okuyorum. Tarihi yerlerin mistik ve esrarengiz hikayeleri oldum olası hep ilgimi çekmiştir.
Kitapta Kız Kulesi’nin sırları, İstanbul’un Meryem Ana’nın şehri olduğuna dair bulgular ve altındaki tünellerden tarihi mekanlara geçişler anlatılıyor. Yaşanmış hikayelerin üzerine ana karakterlerin kurgulandığı hikayeler romanda yer almış. Oldukça çarpıcı. Kitabı aldığım hafta Beyoğlu İstiklal Caddesi’nin altında Osmanlı döneminden kalma Rumeli Han’ın restorasyon çalışmaları sırasında yeni bir tünel daha ortaya çıktı. Tesadüf mü dersiniz, tevafuk mu bilmiyorum.
Ama ‘Agartha Tünelleri’ kitabını da okuyunca İstanbul’un altında bulunan o gizli kapılara açılan tünelleri ve hikayeleri daha çok merak ediyorum. Bu gizli dünyalara açılan kapıları siz de merak ediyorsanız, mutlaka bu kitabı okumalısınız. Hatta duyduğum kadarıyla dijital platformda yaptığı işlerle son dönemde çok konuşulan bir yapımcı kitap ile ilgili görüşmelere başlamış. Bekleyelim görelim.
ECE’NİN GÖZYAŞLARI
Ece Seçkin pandemi sonrası aşılardan sonra başlayan kaşıntı, morarma, şişme ve kızarıklıklar yüzünden 2 yıldır tedavi görüyor. Sayısız kez hastanelik olan Ece, resmen ölümden dönmüş. Birkaç ay sonra tedavi için Amerika’ya geçecek. Geçenlerde Ece ile telefonlaştık.
Haber Posta’da çıkınca tüm sosyal medya hesaplarının adeta kilitlendiğini söyledi. Yüzlerce mesaj almış. Ece “Herkes fotoğraflarını gönderiyor ve herkesteki reaksiyon aynı. İnanamıyorum şu anda” dedi ve ağlayarak o süreci tekrar anlattı. Ece “Bu yaşadıklarımı kimseye anlatamadım. Doktorlar çok tepki gösterdi. Sen toplumu yönlendiriyorsun dediler.
O yüzden hep sustum. İlk kez cesaret buldum ve anlattım. Umarım benimle aynı şeyleri yaşayanlar bir an önce şifa bulur” dedi. Umarım bir an önce Ece de eski sağlığına kavuşur.
RAMAZAN İSRAFI
Ramazan’ın başından beri neredeyse tüm restoranlarda fiks menü uygulaması almış başını gidiyor. Hangi restorana gitsen çoğunda bu dayatma var. İstesen de istemesen de fiks menü almak zorundasın. Çünkü çoğu ramazanda alakartı kaldırıyor.
Böyle saçmalık olamaz. Tüm gün oruçluyken açlığın verdiği o iftarda her şeyi yeme, hepsinin tadına bakma isteğini anlıyorum fakat fiyatları fikslemek bana ‘iftar saati soygunculuğu’ gibi geliyor. Yesen de yemesen de o fikslenen rakamı ödüyorsun. Zaten çoğunu da yiyemiyorsun. Çöpe gidiyor. Bu fiks menü ve açık büfe olayına oldum olası karşıyımdır.
Binlerce açlık sınırında yaşayan insan varken bu durumun Ramazan ruhuna uyduğunu asla düşünmüyorum. Orucun verdiği göz açlığının israfından başka bir şey değil. Umarım bu israfa kalıcı bir çözüm bulunur.
BİLİNÇLİ TÜKETİCİ
Çağla Şıkel, geçenlerde gittiği alışveriş merkezinde oğluna 200 bin TL’lik spor ayakkabı denetirken görüntülenmişti. Ayakkabı pahalı gelince de fotoğrafını çekip Amerika’daki tanıdıklarına gönderdi. Daha ucuzu bulunabilir mi diye. 200 bin liralık ayakkabının daha ucuzu ne kadar olabilir açıkçası ben de merak ettim. Kaldı ki daha ucuzunu bulsa bile Çağla o parayı o ayakkabıya asla vermez.
Çünkü tanıdığım Çağla oldukça tutumludur. Parasının hesabını bilir. Çarçur etmez. Tatillerini bile genelde Bodrum’daki yazlığında geçirir, dışarıda da çok yemek yemeyi sevmez. Öyle marka takıntısı da yoktur. Yani anlayacağınız Çağla bilinçli bir tüketicidir.
KULAĞIMA GELENLER
- Serdar Ortaç şu sıralar ağrıları için şifalı suyuyla ünlü Kuruçeşme’deki Ayios Dimitrios Kilisesi’ne gidip geliyormuş.
- Gülşen’in yaz için konser fiyatını 2 milyona çıkardığı söyleniyor. Selda Bağcan’ın hayatı film oluyor. Ünlü bir yapımcı ile yakında imzaları atacakmış.
- Bir kadın oyuncumuz kansere yakalanmış. Tedavisi bitip iyileşene kadar da bu durumu paylaşmak istemiyormuş.
- Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu’nun evliliklerinde bir süredir sorun olduğu söyleniyor. Çift bir süredir evliliklerini toparlamaya çalışıyormuş.