Kadın-erkek eşitsizliği dünyanın küresel iklim krizi kadar önemli hatta onun olumsuz etkilerinin katlanmasında dahi esas neden olan en illetli hastalığı ve en dipteki, temel-kök sıkıntısı.
Türkiye de dahil tüm ülkelerde, üniversitelerde, araştırma merkezlerinde, iş dünyasında, STK’larda ve devlet kurumlarında sayısız araştırma yapılıyor. Raporlar yayınlanıyor. Dünyanın daha çekilmez hale gelmesine sebep olan kadın mağduriyeti ve cinsiyet eşitsizliğinin sebep olduğu ve olacağı tehlikeler anlaşılmaya, soruna çözüm bulunmaya çalışılıyor. Bu konuda farkındalık amacıyla sosyal deneyler, kampanyalar düzenleniyor.
Pozitif ayrımcılık teşvik ediliyor, kotalar konuyor. Kısacası hem sosyal hayatta hem de iş dünyasında kadınlar aleyhine kronikleşmiş cinsiyet eşitsizliği ve kadın aleyhtarı, kadına zarar veren sosyal adaletsizlik daha iyi anlaşılmaya ve aşılmaya çalışılıyor. Ancak tüm bu çabalara rağmen sonuç pek çok ülke için büyük hezimet! Önümüzde eşitliğin yakalanması için hâlâ en iyi ihtimalle 99.5 yıl var. Çünkü çabaların çoğu samimi değil, göstermelik ve yapılanlar, kazanılan küçük etaplar da sürdürülebilir temellere dayanmıyor.
SİYASET, EKONOMİ, EĞİTİM, SAĞLIK
ÖNCE BURALARDA EŞİTLENMEK ŞART
2006’dan bu yana World Economic Forum ‘Küresel Cinsiyet Farkı Raporu’ yayınlıyor. Hedef tüm dünyada yüzde 50-50 eşitliğini yakalamak. 153 ülkede araştırma yapılıyor. Şu kriterlere göre değerlendirilip, ülkeler sıralanıyor:
KADINLARIN
1- Ekonomiye katılımı ve fırsat eşitliği
2- Sağlık koşulları ve özgür yaşam şartları
3- Eğitim durumu
4- Siyasete katılım oranları
2020 RAPORUNDA ÖNE ÇIKAN SONUÇLAR
- Endekste genel olarak iyileşme görülse de eşitliğe giden yolda parite kadınlar aleyhine hâlâ yüzde 68.6 ve kapatılması gereken yüzde 31.4 fark dünyanın canına okuyor. Gelişme çok yavaş. Katılan ülkelerin 101’inde gelişme kaydedilmiş olsa da anlamlı gelişmeye sebep olanlar aslında sadece birkaç ülke.
- Eşitsizliğin en büyük olduğu, tabii ki diğer tüm eşitsizliklere de yol açan, en belirleyici alan; siyaset. Onu ekonomiye katılım, yani iş dünyası izliyor. Ardından da eğitim ve sağlık geliyor. Tüm dünyadaki 35.127 parlemento koltuğunun sadece yüzde 25’inde kadınlar oturuyor. 3.343 bakanın yalnızca yüzde 21’i kadın. Bazı ülkelerde ise ya bir-iki tane var ya da kadınlar hiç temsil edilmiyor.
- Kadınların ekonomiye katılımı ve iş dünyasında fırsat eşitliği paritesinde geçen yıla göre yüzde 2 iyileşme görülse de küresel olarak, sektör ve kamu liderlerinin ve özel sektör yöneticilerinin sadece yüzde 36’sı kadın ki aslında burada da oranı yine sadece bir avuç ülke toparlıyor.
- İş gücü piyasasında yetişkin erkeklerin yüzde 78’i bir işte çalışırken kadınlarda bu oran sadece yüzde 55. Aynı işi yapan kadınlar erkeklerden yüzde 40 daha az ücret alıyor. Toplam gelirde bu eşitsizlik yüzde 50’nin üzerine çıkıyor. Yanı sıra birçok ülkede kadınlar kredi, arazi veya finansal ürünlere erişimde, şirket kurma fırsatlarında önemli ölçüde engelleniyor.
- Dünyada 35 ülkede ve genel olarak da tüm ülkelerde eğitimde cinsiyet eşitliği konusunda iyiye gidiş gözlenmesine rağmen, bu durum iş dünyasına, istihdama yansımıyor. Sebep, kızların da oğlanların da asıl gerekli olan geleceğin mesleklerine göre eğitilmemesi. LinkedIn verilerine göre kadınlar en yüksek istihdam büyüme oranı saptanan sekiz ana başlıktan (insan ve kültür, içerik üretimi, pazarlama, satış, uzmanlık, proje yöneticiliği, veri ve yapay zeka, mühendislik ve bulut bilişimi) altısında, özellikle de bilim ve teknolojiyle ilgili alanlarda çok çok yetersiz temsil ediliyor. İlaveten halen tüm dünyada 15-24 yaş arasındaki kızların yüzde 10’u okuma yazma bilmiyor ve bu feci bir durum…
- 153 ülke arasında ülkemiz Türkiye eşitsizlik oranı yüzde 63.5 ile 130. sırada. En alttan sayarsak kadınlar için yaşanabilir ülke olma açısından en kötü 24. sıradayız. En kötü olanlarda, Fildişi sahilleri dışındakilerin (İslam, Hıristiyan ve Putperestlik, üçü birden resmi din olarak kabul ediliyor) tamamının dini İslam. Bir başka gerçek bilgi; İslam’ın çarpıtılmamış özünde, Kuran’da kadın-erkek eşit… “Ne yapalım?” diyenlere başka bir diyeceğim yok, nokta.