Giriş
Zavallı Edis ne zaman bir kadına yaklaşsa başına bir şey geliyor. Yakın arkadaşı Zeynep Bastık ile dans etti diye yemediği laf kalmadı mesela. Şimdi de Selami Şahin’in kızı İrem Şahin ile öpüştüğü iddia edilen bir fotoğraf olay oldu. Fotoğraf öyle bir açıdan çekilmiş ki öpüştüklerini sadece iddia edebilirsiniz. İspat edemezsiniz. Zaten o anın videosu sosyal medyaya düştü. İkili kalabalık bir davette, gürültüden seslerini duyuramıyor ve kulaklarına eğilerek konuşmak zorunda kalıyorlar. Zaten öyle öpüşülecek bir ortam da yok. Edis’in poposuna dolgu yaptırdığı haberleri karşısında isyan ettiğindeki gibi “Delirdiniz artık” demesini beklerdim. Ama nedense yapmadı. Öpüştüğünü mü düşünmemizi istiyor yoksa?
TRİBÜNLERE OYNAMAK
KOLAY ÇÖZÜMLER
Bir kez daha ‘Survivor’a katılacak olmasıyla gündeme gelen Batuhan Karacakaya’nın bazı açıklamaları sosyal medyada çok eleştirildi. Batuhan dijital platformda dizi izlerken açık sahne çıkınca salona annesi gelirse rahatsız oluyormuş. Yetkilileri göreve çağırıyor bunun önünü alın diye. Ben 24 yaşındaki oyuncuya daha kolay çözümler sunuyorum: Ayrı eve taşınabilir. Odasına televizyon alıp orada izleyebilir. Zaten 18-16 yaş uyarısı olan diziler bunlar, hiç açmayabilir.
RAHATSIZ OLUYORLAR
Bunlar o dizilerden rahatsız olmayan, parasını ödeyerek abone oldukları bir platformda sansürsüz içerikler izlemek isteyen milyonlarca kişinin hakkına girmekten daha kolay çözümler değil mi? Eğer tribüne oynuyorsa da boşuna oynuyor. Çünkü bu açıklamalara bayılıp ona oy vereceğini düşündüğü kesim ‘Survivor’ı zaten izlemiyor. Çünkü onların da salona gelen babaları şortlu, askılı kıyafetler giyen kadınları ekranda görünce rahatsız oluyor.
BÖYLE PARTİ GÖRMEDİM!
YILDA 90 MİLYON DOLAR
Türkiye’nin en büyük moda etkinliği Dosso Dossi Fashion Show, yılda 2 kere 40 ülkeden satın almacılarla Türk markalarını bir araya getiriyor. Diğer tekstil fuarlarından farkı şu: Dosso Dossi’de Türk firmaları kendi markalarıyla ithalat yapıyor. Yani fason üretim söz konusu değil. Uluslararası arenada markalaşabilmek adına bu organizasyon büyük önem taşıyor.
Bu hafta Antalya- Belek’teki Nes Convention Center’da düzenlenen Dosso Dossi Show’da 100’den fazla Türk firması ağırlıklı olarak Rusya ve Kazakistan’dan gelen şirketlerle buluştu. Yılda 90 milyon dolarlık işlem hacmiyle ihracatımızda büyük bir pay sahibi olan fuarda kurulan standlar rengarenkti. Giyim kategorisinin yanında ev tekstili ve ayakkabı sınıfında da birçok firma vardı.
RENGARENK BİR ŞOV
Ama en çok konuşulan etkinlik ise Land of Legends’da düzenlenen parti oldu. Normalde sirk çadırı olarak kullanılan dev alan harika bir şekilde düzenlenmiş ve ışıklandırılmıştı. Dosso Dossi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan’ın görsel bir şölen eşliğinde sergilediği canlı DJ performans konukları coşturdu. Bir ara Dosso Dossi çalışanları sahneye çıkıp yöresel kaşık oyunu oynadı. Ardından onlarca güzel dansçı inanılmaz bir şov sundu.
Ben böyle parti görmedim! Herkese göre bir eğlence vardı. Rus şarkıcı Arsenium sahneye çıktığında kalabalık coştu. Her saniyesini telefonlarıyla kaydettiler. Fuara ödediği katılım ücreti ve verdiği alışveriş sözü karşılığında en lüks otellerde konaklayan katılımcılar bu tür eğlencelerle iyice mutlu oluyorlar. Bu iş modelinin patentini alan Dosso Dossi gerçekten dev bir proje yapıyor. Hikmet Eraslan bu fuarları da çoğaltmaya hazırlandıklarını söylüyor.
ELVEDA
Canlı müzik pek revaçta biliyorsunuz. Selen Servi bu furya başlamadan önce olduğu gibi şimdi de o sahnelerin tozunu attırmakla meşgul. Ayda iki kez İstanbul’daki mekanlarda programı var. Bu işlerden arta kalan zamanını ise stüdyoda geçiriyor. En son Sezen Aksu’nun ‘Elveda’ şarkısını okumuş. Ama ne okuma. Düzenlemeyi Selen’in orkestrasının da şefi olan Berkan Kaya yapmış. Yaylı tambur ve klarnet şarkıya başka bir hava katmış. Bu arada ‘Elveda’yı ilk kez 1991’de çıkardığı ikinci albümünde Aşkın Nur Yengi söylemişti. 2009’da da Sezen Aksu kendisi seslendirmişti.
MANZARAYA KARŞI MEZE KEYFİ
PANDEMİYE UYGUN
Galataport’un karşısında, yani Meclis-i Mebusan Caddesi’nde Port Bosphorus adında son derece şık bir otel yer alıyor. Size otelin terasındaki Seagull Karaköy adlı modern meyhaneden bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde lise arkadaşlarımla bir buluşma organize edecektik. Korona korkusuyla masaların arası açık, istendiğinde üstü açılan, pencereli bir yer aradık. Seagull imdadımıza yetişti. Üstelik nefes kesen bir manzaraya bakıyorsunuz.
FİYATLAR MAKUL
Mezeler birbirinden lezzetli. Her şey taze, içinize çekince sebzelerin kokusunu alıyorsunuz. Ayrıca çok iyi balık yapıyorlar benden söylemesi. Dahası Seagull’un ekibi hem profesyonel hem de cana yakın. Laubalilikten uzak, mesafeli bir samimiyet gösteriyorlar. Bir müşteri daha ne bekler? Pandemiden, virüsten korkmadan yemek yiyebileceğiniz bir yer Seagull. Üstelik fiyatlar da her şeyin ateş pahası olduğu bu dönemde son derece makul.
İTALYA’NIN ZENGİNLİKLERİ
İtalya denince akla tarihsel konumundan dolayı belli konular gelse de ülkenin sundukları bundan çok daha fazla. Köklü tarihi, tasarım kültürü ve İtalyanların hayattan aldıkları tat, tüm dünyaya mal olmuş zenginlikler. İtalya’nın dünya çapında yeni başlattığı iletişim kampanyası ‘Be IT’ de ülkenin bu zenginliklerine odaklanıyor.
Be IT kapsamında geçen kasımda 124 ülkede eşzamanlı olarak gerçekleşen İtalyan Mutfağı Haftası etkinliği bizde de yapıldı. Tadımlar, eğitimler düzenlendi. Eataly’nin Executive Chef’i Claudio Chinali bu etkinliğin en büyük faydasının “İtalyan gastronomisinin bilinmeyen yanlarını bilinir kılması ve yabancı ülkeler ile İtalya arasında ticari bir güç yaratması” olduğunu söylüyor.
MOMO, BODRUM’A GELİYOR
Bebeköy’deki Momo ve Çeşme- Dalyan’daki Beach of Momo son birkaç yıldır sektörün en çok konuşulan mekanları olmayı başarıyor. Aldığım duyumlara göre Momo bu yaz Bodrum’da da bir şube açıyor! Çeşme’de kapısından içeri girebilmenin bile bir ayrıcalık sayıldığı bu plaj, Bodrum’da da prestijli bir otelin kumsalında hizmet verecek: Bodrum Edition Hotel. Söylenenlere göre Momo’nun Yalıkavak’taki bu otele ek olarak açılacak ikinci ve daha butik bir Edition’ın plajında konuşlanması daha büyük olasılık. Bekleyelim, görelim. Bakalım bu yaz neler getirecek.
MERAKLA BEKLİYORUM
Son markası Ginza ile ortalığı kasıp kavuran Tayfun Topal yeni bir mekan ile gündeme gelmeye hazırlanıyor. Sahibi olduğu, Rumelihisarı’ndaki Nezih Kebap’a çok yakın bir lokasyonda yine orijinal bir konsept ile meyhane açıyor. Arşipel markasıyla konuklarına merhaba diyecek olan bu mekan, modern meyhane değil, aksine eski meyhane. Müşterilerini 50’li yılların İstanbul’una götüreceğini söyleyen Topal çok heyecanlı.
Dekorasyonuyla bizleri zaman yolculuğuna çıkaracak olan Arşipel’de küçük gruplar ve kutlamalar için özel alanlar bulunacak. Her yerden müthiş bir Boğaz manzarası görünecek. Bu arada fiyatlar çok uygun bir seviyede olacak. Neyse, ben ne kadar anlatsam da boş. Diğer mekânlarında olduğu gibi Tayfun Topal’ın burayı da bir görsel şölene dönüştüreceğinden eminim. Mayıs başında açılacak meyhaneyi merakla bekliyorum.
HERKES ŞARKICI OLACAK
TikTok bize gösterdi ki halkımız performans göstermek için yanı tutuşuyor. Tarkan’ın ilk prodüktörü olan menajer Alpay Aydın da bunu fark etmiş olsa gerek, kullanıcıların şarkı söylemeye doyacağı bir akıllı telefon uygulaması hazırlıyor. Coverz adındaki uygulama şubatta piyasaya çıkıyor. Aydın birçok şarkının telif haklarını almış. Bunlara büyük bir özenle düzenlemeler yapılıyor.
Birçok tanınmış profesyonel müzisyen stüdyoya girip şarkıları seslendiriyor. Hepsine birer de klip çekiliyor. Kullanıcılar vokalleri kapatıp enstrümantal müziğin üzerine kendileri söyleyerek kayıt yapabilecekler. Kullanıcıların klibi Youtube’a yüklenecek ve oradan gelen gelirlerden şarkıyı söyleyen de pay alacak. Birçok yeni yeteneği sosyal medyada duymaya hazırlanın!
SU GİBİ
Su Salih, Enbe ve Arg Orkestrası’nda trombon çalıyor. Az sayıdaki kadın tromboncudan biri olan Su, kazıttığı saçları, takıları ve ilginç tarzıyla çok dikkat çeken bir müzisyen. Şimdi de bir mücevher markasının reklam filminde oynamış. Kendi enstrümanıyla poz da vermiş ama filmde piyano çalıyor. Parmağındaki yüzüklere, kolyelerine, burnundaki piercing’ine bakmaktan kendinizi alamıyorsunuz.
