Pasaportsuz vizesiz Avrupa: Eskişehir

Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarımın ısrarlarına dayanamadım ve sonunda Eskişehir’e gittim. Ve bu kadar zaman ertelediğim için gerçekten çok üzüldüm. Eskişehir Anadolu’nun ortasında medeniyet açısından yüksek standartlara sahip bir şehir olarak karşıma çıktı. “Pasaportsuz, vizesiz Avrupa” diye bir slogan bile buldum kendi kendime. Müzelerinden restoranlarına, tatlı insanlarından gece hayatına, inanılmaz bir deneyim yaşadım. En kısa zamanda tekrar gideceğim!

BİR UZMANLA GEZDİM

Eskişehir’i bana Avdan Travel’ın kurucusu Ömer Avdan gezdirdi. 26 yaşındaki genç iş insanı birkaç okul bitirdikten sonra bu mesleğe el atmış. Türkiye’nin her yerine ve yurtdışına seyahatler organize ettiği gibi Eskişehir’i görmek isteyenlere de butik bir hizmet sunuyor.

Eskişehir’in gece hayatını deneyimlemek, müzelerini gezmek hatta burada düzenlenen konserleri izlemek isteyenler için özel paket programlar hazırlıyor. Yeme içme alışkanlıklarınıza, çocuk durumunuza, kişisel ilgi alanlarınıza göre bu paketler değişebiliyor. Kendisi tam bir seyahat doktoru. Bana müzeleri, en iyi restoranları ve eğlence mekanlarını gezdirdi Ömer.

MÜZELER

YILMAZ BÜYÜKERŞEN BALMUMU HEYKELLER MÜZESİ

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in kente kazandırdığı müze, Türkiye’de türünün ilk örneği. Müzede tarihi kişiler ile yerli ve yabancı ünlü, 200 kişinin balmumu heykeli yer alıyor. Başkan Büyükerşen birçoğunu kendisi yapmış bu heykellerin. Özellikle Atatürk’ün çeşitli dönemlerini yansıtan heykelleri büyük ilgi çekiyor.

ESKİŞEHİR ETİ ARKEOLOJİ MÜZESİ

Tarihi 1945’e uzanan bu müze 1974’te bugünkü yerine taşınmış. 18 bine yakın esere ev sahipliği yapan müzede Yöresel giysiler ile birlikte etnoğrafik malzemelerin sergilendiği bir etnoğrafya bölümü ile mermer heykel, pişmiş toprak küp gibi parçaların görülebildiği bir bahçe bulunuyor.

ODUNPAZARI MODERN MÜZE

OMM, Türkiye’den ve dünyadan modern ve çağdaş sanat eserlerinin sergilendiği bir buluşma noktası. Odunpazarı evlerinin arasında yer alan OMM binası, dünyaca ünlü mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates (KKAA) tarafından tasarlandı; kendisi de Eskişehirli olan mimar ve koleksiyoner Erol Tabanca tarafından hayata geçirildi. Sırf bu müzedeki sergiler için bile İstanbul’dan turlar düzenleniyor.

ŞEHRİN KLASİKLERİ

KIRIM TATAR ÇİBÖREK EVİ

Eskişehir’e gidip de çibörek yemeden olmaz. Bakın çiğ değil, çi börek. Tatar dilinde ‘çi’nin nefis anlamına geldiği söyleniyor. Biz Odunpazarı Arasta çarşısının alt katındaki Kırım Tatar Çibörek Evi’nde yedik. Tabii ki kıymalıydı. Kokusu ve tadı ağzımdan burnumdan hâlâ gitmiyor. Ha mantıları da çok güzeldi bu arada.

PETEK PASTANESİ

Eskişehir’in meşhur klasik mekanlarından biri olan Petek Pastanesi’nde petifür yedik. İsmi Fransızca ‘küçük fırın’ anlamındaki ‘petit four’den gelen bu tatlının pek bir numarası yok. Ama adet yerini bulsun diye bir tadına bakabilirsiniz.

ONUR İŞKEMBE

Eskişehir’de gecenin sonunda mutlaka buraya geliniyor. Çünkü işkembe, kelle paça, tuzlama, dil, dana ayak çorbaları efsane. Sakatat sevmeyene klasikler de var tabii. Ayrıca mumbar, beyin söğüş, ciğer tava, kavurma... Ne ararsanız.

KIM COFFEE & THEATER

Kafesi olan tiyatro görmüştüm de tiyatro salonu olan kafeyi ilk kez Eskişehir’de gördüm! Kim Coffee, tam köşede şahane kahveleri çayları olan şık ve keyifli bir mekan. Alt katında da tiyatro eğitimlerinin verildiği, oyunların sergilendiği bir sahnesi var.

MAZLUMLAR MUHALLEBİCİSİ

Sanırım hayatımın en iyi krem karamelini burada yedim. Mazlumlar Muhallebicisi’ni 1927’de kuran ailenin üçüncü neslinden olan İrem Hanım üzerinde ‘borovnica’ yazan şerbete baktığımızı görünce denememiz için verdi sağolsun. Meğerse bu yaban mersini şerbetiymiş ve Balkanlardan geliyormuş. Türkiye’nin en iyi 10 muhallebicisinden biri seçilen Mazlumlar’da lütfen krem karamel ve diğer tatlılardan yiyin. Borovnica suyu için.

SEMPRE

Şef Deniz Ahmet Köse İstanbul’un en ünlü restoranlarında çalıştı. Sonra Londra’ya gidip biraz oraları karıştırıp, gastronomi alanında sınıf atladı. Deniz en son rotasını Eskişehir’e çevirip şehrin en güzel restoranlarından biri olan Sempre’ye danışmanlık vermeye başlamıştı.

Yıllar sonra Deniz’in yemeklerini tekrar yeme fırsatı buldum. Türk, Akdeniz ve Uzakdoğu mutfağını buluşturan Sempre’ye Eskişehirlilerin ufkunu açacak, onları lezzete boğacak şahane bir menü hazırlamış. Klasik yemeklere yaptığı tatlı dokunuşlarla hoş yenilikler getirmiş.

Ama en önemlisi karizmasını Eskişehir’in her yerine bulaştırmış. Renkli kişiliğini kusursuz şefliğiyle birleştirerek Sempre’de hoş bir ortam yaratmış. Gittiğinizde denenmesi gereken mutfaklardan biri Sempre.

BABA YORGUN MEYHANESİ

Eskişehir’in en büyük hazinelerinden biri olan bu mekanın sloganı “Eski usûl meyhane. Burada hiçbir kadeh boş yere kaldırılmadı...” Müzisyen Ahmet Çilingir’in açtığı Baba Yorgun’da mezeler taptaze, süper lezzetli.

Yediğim her şey, ara sıcaklar, sondaki köfte, bana dünyanın en güzel yemekleri gibi geldi çünkü ortam o kadar iyi ki. Ama belli ki sadece ben değil herkes bu mekanın sihrine kapılıyor. Müdavimler eski aile fotoğraflarını getirmişler, çerçevelere kartlarını bırakmışlar, isimlerini yazmışlar. Ahmet diyor ki “Herkes müdavim.

Tanımadığımız müşterimiz yok nerdeyse”. Ayrıca birçok kuralı var Baba Yorgun’un. Belki de bu yüzden hiç tatsızlık çıkmıyor. Ahmet kusura bakmasın, hatırladığım tek kural, masalarda şarkı söylemenin yasak olduğu! Çünkü en çok onu ihlal etmek istedik. Bu hafta bu kadar, ama Baba Yorgun’u size daha sonra çok anlatacağım.

BATUM’DA NE VAR?

Son dönemde Gürcistan’ın tatil kenti Batum’u ne kadar çok ziyaret ediyor Türkler değil mi? Annem bile bir turla gitti! Bayramda daha da akın edeceğiz gibi görünüyor. Alişan, Batum Eclipse sahnesinde bayramın birinci günü konser veriyor mesela.

Batum denince akla kumarhaneleri geliyor ama birçok kişi doğası, eğlenceli gece hayatı ve en önemlisi pasaportsuz vizesiz, sadece kimliğini göstererek yurt dışına çıkabildiği için gidiyor bu şehre. Ama 150 lira yurtdışı çıkış harcını da ödüyorsunuz. Neyse ben bayramda İstanbul’dayım. Batum’a gidenlere iyi eğlenceler.

BU İKİLİ SAPANCA’DA

Batum’a kadar gidemiyorsanız, bayramın ikinci günü, 3 Mayıs Salı akşamı, benim en sevdiğim ikili Aşkın Nur Yengi ve Selami Şahin, Sapanca’da olacak. Yengi ve Şahin, Elite World Sapanca’da sahneye çıkıyor. Bu otelin usta şeflerinin elinden çıkan gala menüsü de cabası. Sapanca’nın tertemiz havasında birkaç gün geçirmek bünyeye iyi gelecektir.

DEEP PURPLE GELİYOR

Bu yaz İstanbul ve sahiller uluslararası yıldızların akınına uğrayacak. Pandemi döneminde gelemeyen tüm şarkıcılar, gruplar, ülkemize teşrif edecek. Haftaya hepsini sıraladığım bir dosya yapmak istiyorum ama Deep Purple’ı hemen haber vermezsem olmazdı. Efsane grup 25 Mayıs’ta Bahçeköy’deki Lifepark’ta sevenleriyle buluşacak. Bir ‘Smoke on the Water’ söyleriz artık hep beraber, değil mi?

AYAYORGİ’DE PARTİ

Bir de hazirandan haberim var. Çeşme Ayayorgi Koyu’nun tek mavi bayrak taşıyan plajı Paparazzi, 17 Haziran’da Om-Paparazzi olarak kapılarını açıyor. Tabii ki parti var! Elektronik müzik sahnesinin heyecan verici ismi, Alman müzisyen Monolink tatilcileri o gece coşturacak.

SEZON BAŞLADI

Bayram tatilinde açılan yazlık mekanların başında Cabbar Port Alaçatı geliyor. Dün itibariyle konuklarını ağırlamaya başlayan Cabbar sezonu başlattı. Ara vermeden tüm yaz devam edecek. Tatilcilerin günler öncesinden rezervasyon yaptırdığını söyleyen Serkan Koca, “Bu kış zor geçti. Tatilcilerin çoğu planını erken yaptı. Biz temmuz ve ağustos için rezervasyon almaya başladık. Yurtdışından çok misafirimiz oluyor. Özellikle onlar arıyor” diye konuştu.

FOSFORLU CEVRİYE

İstanbul’da bizim Esnaf’ımız varsa, Eskişehirlilerin de Fosforlu Cevriye’si var. Fiks menü sunan bir meyhane olan Cevriye’de müzikler çok iyi bir DJ’den. 90’lar Türkçe pop ile coşuyoruz. Hafta içi bile dolu olan mekan kocaman.

Dekoru ise ferah ve eğlenceli. Havalar iyileşince bahçeye de taşan eğlencenin tadına doyum olmayacağı kesin. Bir de darbukacı Metin var ki o çalınca ortam değişiyor, eğlencenin düzeyi tavana vuruyor. Kısacası felekten bir Eskişehir gecesi çalmak için çok uygun.

APOTHEKE

İstanbul’un kokteyl barı olur da Eskişehir’in olamaz mı? Kaldığım otelin tam karşısında olduğu için geceyi bitirmeye çok uygundu Apotheke. Ama kimse uyarmadı ki burada gece bitmez! Kokteyllerde çok iddialılar, haklı olarak. Işık, dekor gibi detaylar ise kesinlikle bir profesyonelin elinden çıkmış. Müzikler de dört dörtlük. Hepsi bir araya gelince gerçekten buradan çıkılmıyor, gece hiç bitmiyor.

NEREDE KALDIM?

MODERNITY HOTEL

Eskişehir’in en şık otellerinden biri olan Modernity, lokasyonu itibariyle de mükemmel. Birçok restoran ve eğlence mekanına çok yakın olan Modernity’den yürüyerek ulaşabileceğiniz nokta çok. Bir de Eskişehir’de her şey birbirine yakın zaten.

Taksicilerin yakın mesafe diye beğenmemesi de söz konusu değil. Harika bir şehir! Modernity’nin adı gibi modernliği, şıklığı ve rahatlığı da Eskişehir deneyimime açıkçası keyif kattı. Personelin sıcaklığı ve ilgisi “İşte gerçek konfor bu” dedirtti. 109 odalı otelde sık sık karşınıza çıkan sanat eserleri de iyi hissettiriyor. Unutmadan, kahvaltısı da çok zengin ve lezzetli.