Giriş
TASARIM HARİKASI
Yeni Atatürk Kültür Merkezi 29 Ekim’de açılmıştı. Geçen çarşamba Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy bir grup gazeteciye AKM’yi gezdirdi. Fotoğraflarından daha şık ve ihtişamlı görünen binanın huzur veren bir tarafı da var. Yıkılıp baştan yapılsa da dış cephesinin tasarımı, meşhur spiral merdiveni korunmuş. Ortadaki dev kırmızı top, yani 2 bin kişilik ana salon ise bir tasarım harikası.
Bilimkurgu filmlerinden fırlamış gibi. İlk defa 1969 yılında dünyanın dördüncü büyük sanat merkezi olarak hizmete giren bina, 1970’de yandı. 1978’de tekrar açıldı. 2008’de bir kez daha kapandı ve 2018’de tamamen yıkılarak yeniden inşasına başlandı. 2.5 yıl gibi rekor bir sürede bitirildi. Daha şimdiden Londra Filarmoni Orkestrası’nın konser verdiği AKM sezon boyunca dünyaca ünlü orkestra ve gösterileri ağırlayacak.
YAŞAM MERKEZİ
Çatısından 300 derece Boğaz’ı gören AKM’nin bu alanına kurumsal yeme içme gruplarından biri restoran açacak. İçinde kendi lounge alanı ve kafesi de bulunan bina sadece bir kültür merkezi değil bir yaşam alanı olarak da tasarlanmış. Gündüzleri belli saatlerde ziyarete açık olduğu için günde 700 kişi sadece fuayeye girip fotoğraf çekmek için AKM’ye geliyor.
Sahne arkasında yer alan modern kulis odaları, her salonda bulunan son teknoloji ürünü ses, ışık ve diğer sahne donanımları AKM’yi dünyanın diğer ülkelerinde bulunan benzerleriyle yarışabilecek bir hale getiriyor. Öğrencilik dönemimizde hem yerli hem de yabancı birçok gösteriyi burada izleme fırsatı bulmuştuk. Umarım yeni nesil de aynı deneyimleri yaşar ve AKM’nin değerini bilir.
95 BİN METREKARE
5 bloktan oluşan yeni AKM binası, 95 bin metrekare kapalı alana sahip. İçerisinde ‘kültür sokağı’ olarak da adlandırılan bir yaşam alanı tasarlandı. Yeni AKM’nin 2 katlı dev bir kütüphanesi, çocuk sanat merkezi, sinema ve sergi salonu, müzik platformu, kafeler, tasarım dükkanı ve restoranları da bulunuyor.
ÜÇÜ BİR ARADA
Kuruçeşme’deki Boaz üç ayrı katında 3 farklı konseptle adeta bir yeme içme ve eğlence merkezi. Boaz Rooftop, en üst katta, deniz ürünleri ağırlıklı, şık ve menüsü sofistike bir restoran. Tüm katların şefliğini yapan Mahir Çelik burada ustalığını göstermiş. Belli bir saatten sonra barın etrafında toplanan kalabalık eğlenceyi fişekliyor.
CANLI MÜZİK
Orta katta yer alan Boaz House geceye bir İtalyan restoranı olarak başlıyor. Kokteyller içiliyor, yemekler yeniyor derken yan tarafta dünyaca ünlü bir DJ çalmaya başlıyor. Kulübe dönüşen mekandan yayılan müzik bu katı etkisi altına alıyor. Arada çatısı açılınca hem serinliyor hem de yıldızları sayabiliyorsunuz. Giriş katında ise Boaz Live yer alıyor. Burada haftanın altı günü yemekli canlı müzik var. Bendeniz, Ceynur ve Dicle Olcay gibi isimlerin yanı sıra dev isimlerle sürpriz galalar da düzenleniyor. Biz gittiğimiz akşam Ceynur sahnedeydi ve performansı görülmeye değerdi.
HİP-HOP'un önlenemeyen yükselişi
İçinde rap, dans, grafiti gibi öğeleri barındıran hip-hop kültürü gençliği etkisi altına aldı. Pop müziği tahtından eden hip-hopun yükselişini bünyesinde Uzi, Motive, Güneş, Stap, Ruby, Modd, Tuhan, Tepki, Burry Soprano gibi isimleri barındıran Mob Entertainment’ın kurucusu Ünal Yüksel ile konuştum. 90’larda Cartel’in kurulmasında büyük payı olan Yüksel, bugünkü hip-hop kültürünün ülkemizde temelini atan isimlerden...
90'ların ortasında Cartel’in kurulmasına ve Türkiye’ye gelmesine vesile olmuştunuz. O dönemden bu yana hip-hop nasıl değişti?
Hip-hop’u bir kültür olarak değerlendirmek gerekir. İçinde rap, dans, resim (grafiti), moda olan bir yaşam biçimidir. Olmazsa olmazı ise gerçek hikayelerden oluşan ‘lirikalite’.
‘BİRAZ DAHA ZAMAN GEREKİYOR’
Hip-hopun Türkiye’de bugünkü yıldızları kim?
Bence Türkiye hiphop yıldızını daha bulmadı. Daha Dr. Dre’miz, Kendrick Lamar’ımız, 2 Pack’ımız yok. Ama Ezhel, Uzi, Motive, Güneş, Lil Zey gibi yıldız adaylarımız var. Biraz daha zaman gerekiyor
Hip-hop için Türkiye’de nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz?
Hip-hopun geçici bir trend olduğunu düşünmüyorum. Beton şehirciliğin vazgeçilmez bir kültür parçası olarak çoktan yerini aldı. Bugün geleceği anlatan filmlerde grafiti var, rap var, robotik danslar var. Fütüristler hiphopun gelecekte var olduğunu öngörüyorlar. Cartel ile Türkiye’ye gelen hip-hop şu anda Rönesans’ını yaşıyor.
İYİ YEMEK VE EĞLENCE
Boğaz hattı bu sezon yine çok hareketli. Özellikle Kuruçeşme’de yeni ve üst sınıf mekanlar bir cazibe noktası oluşturuyor. Albüm’ün yerine açılan Ena, şık dekorasyonu ve müthiş Boğaz manzarasıyla şimdiden müdavimlerini yaratmış. Burak Beştaş’ın sahibi olduğu, Ersan Kaşıkara ve Teo Matteo Zimaridis’in işletmeciliğini yaptığı Ena bir yeni nesil modern meyhane.
Haftada iki gün canlı müzik var. Diğer günler ise 80-90’lar müzikleriyle coşmak mümkün. Ena yemeklerde de iddialı. Makul fiyatlı fiks menüde şahane mezeler, ara sıcaklar ve ana yemekler yer alıyor. Menüden tek tek seçim yapmanız da mümkün. Pazı sarması ve kokoreç en sevdiğim ara sıcaklar oldu. Et ve balık çeşitleri de ustalıkla hazırlanıyor. Mutfakta usta bir ekip olduğu belli.
ŞAHANE MUTFAK
Cihangir’in klasik mekanlarından, Akarsu Caddesi’ndeki Rose Marine, yenilenen menüsüyle mahallenin en iyi yemeklerini sunuyor. Sokağa bakan masalarının daima dolu olduğu, içeride ise bahçe keyfi sunan Rose Marine mutfağa o kadar önem vermiş ki ortaya ancak fine dining restoranlarda göreceğimiz bir menü çıkmış. Dahası bu şahane yemekler dev tabaklarda kocaman porsiyonlar olarak geliyor.
Ayrıca fiyatlar da sizi şaşırtabilir. Son derece uygun bir fiyat politikası belirlenmiş. Keçi peynirli kızarmış kabak çiçeği dolması, asado pizza, safranlı ve dana kaburgalı risotto, beğendili kebap, ince patates ipine sarılmış çıtır levrek denedik. Harikaydı. Finalde portakallı krem brüle ve panna cotta ile kendimizden geçtik. Mekanın Instagram hesabında bunları görmeniz mümkün. Lezzetleri kadar sunumları da muhteşem. Mutlaka deneyin.
