Verda ÖzerMesele deprem sonrası yardımı sürdürmek

HABERİ PAYLAŞ

Mesele deprem sonrası yardımı sürdürmek

Yarın ‘Yüzyılın Felaketi’nin yıldönümü. Hızlı unutuyoruz, yaşananları ve bize gösterdiklerini. Şimdi hatırlama vakti. Zira yarın öbür gün yeniden bir yıkım yaşadığımızda, daha hazırlıklı olmamız hepimizin başlıca niyeti.

Mesele deprem sonrası yardımı sürdürmek

NORMALE DÖNME REFLEKSİ

6 Şubat depremi en çok neyi göstermişti biliyor musunuz: Ne kadar güzel bir millet olduğumuzu. Her felakette bir anda aramızdaki çizgileri unutup kenetlendiğimizi. Büyük bir fedakarlıkla, hiç düşünmeden harekete geçip elimizden geleni, ihtiyacı olanlara verdiğimizi. Ne var ki bu cömert hayırseverliğimizde büyük bir sorun var. Yardımımız ilk aşamada çok hızlı ve büyük miktarda olsa da, normal yaşantılarımıza dönme refleksimizle birlikte aynı hızla azalıyor ve felaketin etkileri devam ederken bir noktada sonlanıyor. Ki maalesef bu refleksimiz çok kuvvetli. Oysaki “yardım” dediğiniz şey bir kereliğine olmaz. Olmamalı. Bir meseleye yönelik bir yardım/ hayırseverlik o mesele çözülene dek devam etmeli. O hayrın ulaşması gereken etkiye ulaşması için, bir afet sonrasında hasar alan bölgeye yardımı sürdürülebilir kılmamız yaşamsal önemde. Ancak tabii ki bunu bireysel olarak yapmamız mümkün değil. Peki o zaman nasıl bir yardım modeli kurgulamalıyız? Bundan sonraki krizlerde, afetlerde, felaketlerde ne yapmalıyız?

Haberin Devamı

SÜRDÜRÜLEBİLİR YARDIM

Birincisi; yardım modeli kişilere bağlı değil, kurumsallaşmış olmalı. Ki uzun vadeli, kalıcı olabilsin. Nesilden nesile aktarılabilsin. İkincisi kapsayıcı olmalı. Tek dert o meseleyi çözmek olduğu için, siyaset-üstü kalarak herkesi kapsamalı ve o meselenin hem etkilediği hem de o meseleden etkilenen herkesi içine almalı. Yerelde muhtardan imama, bakkaldan kooperatife; genelde ise iş dünyasından sivil topluma, sanatçılardan mimarlara, o meseleyle doğrudan ya da dolaylı ilgili tüm paydaşları çözüme dahil etmeli, ki amacına ulaşsın. Yani tek kriter, ortak amaç ve değerler birliği olmalı.

ETKİ ODAKLI HAYIRSEVERLİK

“Üçüncüsü; esnek olmalı. Yani meseleye göre paydaşlar değişmeli. Mesela konu depremse başka, yangınsa başka aktörler bu hayırseverlik ağında yer almalı” diyor Etki Çemberleri Vakfı’nın Kurucu Başkanı Aylin Gezgüç. Ki bu sözü, daha yaraları çok taze olan Bolu yangınından sonra çok anlamlı geliyor. “Son olarak; o yardım modelinin aktörleri, mesele çözülene kadar süreci takipte kalmalı” diye devam ediyor. Ki buna ‘etki odaklı hayırseverlik’ adını takıyor. Önemli bir ekleme daha yapıyor: Bir afet sonrasında o bölgedeki yaşam yeniden kurgulanırken, bunun “sürdürülebilir bir model” olması gerektiğini söylüyor. Yani mesela deprem sonrasında kurulan çadır-kent ve konteyner-kentlerin bir kereliğe mahsus olmaması, orada yaşayanların tarım ve hayvancılık gibi yerel üretime devam etmesinin sağlaması, böylelikle orada 1-2 yıl yaşayanların kendi yaşamlarını döndürerek kendi kendilerine yetmelerine ve o alana kalıcı fayda bırakan bir yaşam oluşturmalarına fırsat vermesi.

Haberin Devamı

Mesele deprem sonrası yardımı sürdürmek

100. YIL KÖYÜ

İşte tam da bu yardım modelini depremden hemen sonra ve sadece 1 yıl içinde hayata geçirmeyi başarmış birileri var: 100. Yıl Köyü Platformu. Daha önce emsali görülmemiş bir işbirliği modeli oluşturan platform, tam da Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına yaraşır bir köy inşa etti. Hatay’da Mustafa Kemal Üniversitesi, Jandarma Asayiş Vakfı (JAV), Gülmek İyileştirir Derneği, Blocks for Hope gönüllüleri ve iyilik elçileri sanatçı Uğur Aslan ve sanatçı İlker Ayrık’ın el ele vermesiyle 255 ev ve 2 bin kişi kapasiteli 100. Yıl Köyü’nü kurdular. Bu köydeki yapılar ilk etapta depremzede ailelerin ücretsiz kullanımına sunulmuştu; uzun vadede ise öğrenci yurdu ve çeşitli üniversite birimleri olarak kullanılmaya devam ediliyor. Yerleşkelerden elde edilecek gelir de ihtiyaç sahibi öğrencilere aktarılmak üzere üniversitenin burs fonuna devredilmiş. Aynı zamanda içerdiği atölyelerle yerel üretimin kalkınmasına ve istihdamın artmasını da hizmet ediyor. Hatay Jandarma Asayiş Vakfı’na 10 yıllığına tahsis edilen Mustafa Kemal Üniversitesi’nin arazisi üzerindeki köyün altyapısını ise AFAD tamamladı.

Haberin Devamı

BİRLEŞTİREN KÖY

Bu yardım modelini bu kadar etkili kılan en önemli şey ise bu kadar farklı paydaşların aynı ruhta buluşması. “Düşünün, sadece 10 arkadaş yola çıktık Verda Hanım. Depremin ikinci gününden itibaren bölgede yardım çalışmalarına katıldık. Hatay hepimizin ikinci evi oldu. 1 ay sonra ise geçici yardımların ötesine geçmemiz gerektiğine karar verdik ve bu köyü projelendirip fon toplamaya başladık. Bugün ise devlet kurumları, kolluk kuvvetleri, sivil toplum temsilcileri, üniversite, gönüllüler ve sanatçıları bir araya getiren bir köy haline gelmiş durumda. Yani 100. Yıl Köyü, hepimizin- herkesin projesi” diyerek işin ruhunu özetliyor 100. Yıl Köyü Platformu İcra Kurulu Üyesi Sinan Güreli. Gördüğüm o ki; bu depremden biz aslında çok daha sağlam çıktık. Geleceğe sağlam tohumlar attık. Şimdi ise bu tohumları sulama vakti.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder