Zamana meydan okuyan Simkeşhane Çarşısı'nın içinde büyük bir hazine bulunuyor. Simkeşhane binası 1470 - 1475 yılları arasında Darphane-i Amire olarak inşa ettirilmiş ve 1981 yılında Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi'nin Simkeşhane binasına taşınarak halka hizmet vermeye başlamıştır. Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi, kütüphaneden daha fazlasını sunuyor. Kütüphane, bilgiyi sadece kitaplardan değil, gezerek görerek yaşayarak da öğrenmenize imkan tanıyor.
Zamana meydan okuyan Simkeşhane Çarşısı'nın en önemli kısmında, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren, en önemli yazarlarımızdan biri olan Orhan Kemal'in adını taşıyan il halk kütüphanesi bulunuyor. Her ilde genel müdürlüğün halk kütüphaneleri ile ilgili çalışmalarını yürüten bir il halk kütüphanesi bulunur. Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi de İstanbul'un il halk kütüphanesidir. Şile'den Büyükada'ya kadar toplam 35 adet bulunan ilçe halk kütüphanelerinin çalışmalarına önderlik eden ve destek veren Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi, İstanbul Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü çatısı altında çalışmalarını yürütüyor.
Bir kütüphaneden daha fazlası
Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi'nden yararlanmak ve etkinliklerinden faydalanmak için üye olmanız yeterli oluyor. Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi'nde Fatih Belediyesi katkısıyla günde 2 kere öğrencilere ücretsiz çorba ikramı yapılıyor. Farklı etkinlikler ve sergilere açık olan bu kütüphanede sergi ve etkinlik talep etmek için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile iletişime geçmeniz yeterli.
İlklerin ve enlerin kütüphanesi
Kitap okuma alışkanlığı kazandırılması ve bu alışkanlığa sahip kitap dostlarının güncel yayınlara ulaşması gibi konularda 7'den 70'e her yaş ve her seviyede vatandaşa hizmet veren kütüphane, yaptığı kültürel etkinliklerle de dikkatleri çekmektedir. Geleneksel Türk sanatlarından Gölge oyunu olarak bilinen Hacivat - Karagöz gösterileri minik öğrencileri eğlendirirken, Meddah'ın anlatımı ile büyükler bilgilenmekte. Kütüphane ortamında, kitapların arasında yapılan sergiler, her yerde görülecek ve ulaşılacak gibi değiller. Yaprakların Efendisi olarak tüm dünyada tanınan, Difembahra yapraklarını tamamen kendi buluşu ve tekniği ile hatla, tezhiple bezeyen Nick Mardenyan'ın "Hoşgörü ve Sevgi Yaprakları" sergisi, dünyada sanatının eşi benzeri olmayan Mikroart Sanatçısı Hasan Kale'nin büyüteçle görülebilen eserlerinin sergisi, unutulmaya yüz tutmuş Türk süsleme sanatımızdan Emel Nurhan Ogan'ın canlandırmaya çalıştığı Katı' Sanatı sergisi gibi bir çok etkinliğe ev sahipliği yapmıştır. Bu saydığımız eserlerin yani sıra pek çok yağlı boya resim sergilerine de ev sahipliği yapan kütüphane, önemli gün ve haftalar ile ilgili sıra dışı kültürel etkinlikleri ile de dikkat çekmektedir. Bunlardan en ilginç olanı, kütüphane üyeleri ve personelleri ile birlikte tarihi mekanları gezdirmek ve anlattırmak için yaptıkları " Kültür Turları"dır. Sultanahmet, Balat, Samatya, Taksim - Beyoğlu, Kadıköy gibi pek çok semtin tarihi eserleri, tarihte yer etmiş olayları ve kişilerinin anlatıldığı turlar sayesinde, kütüphane bilgiyi sadece kitaplardan değil, gezerek, görerek ve yaşayarak vermenin de güzel bir örnek çalışmasını yapmakta. İstanbul bir kadim kitapsa, Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi, gelmiş ve geçmiş tüm hikayeleri okutmak için gayret etmektedir.
Simkeşhane Çarşısı nerede?
Simkeşhane Çarşısı, İstanbul'un Fatih İlçesinde Beyazıt’ta Ordu Caddesi üzerinde bulunuyor. Cephesi Beyazıt’tan Laleli’ye inen cadde üzerinde olan bu hani, Sekbanbaşı Yakup Ağa Camii ve Kalaycı Şevki Sokakları çevreliyor. Batısında ise, Hasan Paşa Hanı bulunuyor. Simkeşhane, 1463 tarihli kitabesiyle önemli olup, fetihten sonra İstanbul’da Fatih tarafından inşa ettirilen yapılardandır. Bu yapılardan sadece üç tanesi günümüze ulaşabilmiştir. Bunlar: Fatih Külliyesi, Galata Bedesteni ve Simkeşhane'dir.
Simkeşhane Çarşısı içerisindeki hazine kutusu
Simkeşhâne’nin bulunduğu alan, Bizans döneminin ortasında I. Theodosius’a ait üç gözlü bir Zafer Takı olan Tauris Forumu idi. Fetihten sonra, harap olmuş bu alana, Fatih’in Sekbanbaşısı Yakub Ağa bir cami inşa ettirmiştir. Bu caminin yanına Fatih Sultan Mehmet (1470-1475) sikke basılan bir darphane yaptırmıştır. Fatih’in fetihten sonraki ilk altın sikkeleri burada kesilmiştir. Evliya Çelebi, Fatih’in bir rahibin evinin yıkıntıları üzerine bu darphaneyi yaptırdığını yazmaktadır.
Yeniden yapılıp adı değiştirildi: Simkeşhâne-i Âmire
Darphane binası, 1645,1660, 1683 yıllarındaki büyük üç yangından ve depremlerden büyük zarar görür. IV. Mehmet’in (1648-1687) karısı ve III. Ahmet’in (1703-1730) annesi (Emetullah) Râbi’a Gül-Nûş Vâlide Sultân, (olm.1715) 1707’de, bu iyice harap olmuş binayı sarayın baş mimarı Mehmet Ağa’ya adeta yeniden yaptırmış ve adını da değiştirerek “Simkeşhâne-i Âmire” koymuştur. Bu inşaat sırasında üst kısmını değiştirmiş bir sebil, çeşme, sıbyan mektebi ve mescit ilave ederek 18'inci yy. görüntüsünü kazandırmıştır. Cepheye ilâve ettiği dükkânlar ve arkadaki mekânda, altın ve gümüş sırma çeken esnaf toplanmıştır. Darphane ise, 1726 da Topkapı Sarayı içinde yapılan yeni binaya taşınarak, para basma işi Simkeşhâne’den çıkartılmıştır.
Özgün görünümünden çok şey kaybetti
Bina hakkında bilgi veren Hadikatü’l Cevami’de, (Emetullah) Râbi’a Gül-Nûş Vâlide Sultân tarafından sim üretilen yer olarak belirtilmekte ve ortasında üst üste iki mescit mekânından, alttakinin Fatih’e, üsttekinin ise (Emetullah) Râbi’a Gül-Nûş Vâlide Sultân’a ait olduğu öğrenilmektedir. 1826 yılındaki bir yangında tekrar zarar gören bina, 1867’de yeniden onarılır. 1913 yılında çok harap olmuş bina, adeta terk edilse de 1926 yılına kadar bazı yerleri kullanılır. 1958 yılında Beyazıt-Aksaray yolunun genişletilmesi sırasında, Simkeşhâne binasının giriş cephesi olan kuzey kanadı yıktırılmıştır. Ne yazık ki bina, yapılan bu uygulama ile özgün görünümünden çok şey kaybetmiştir.
Simkeşhâne Çarşısının mimarisi
Simkeşhâne, 18. yüzyılın başındaki plan kuruluşuyla, Fatih Dönemi hanlarından ayrılmaktadır. Fatih ve sonrasında inşa edilen hanlar ve kervansaraylarda revaklı bir avlu etrafında yer alan mekânlar şeklindeki plan uygulamasına uymaz. Simkeşhâne’nin cephesi, İstanbul hanlarının genel dış örgü yapısı gibi tuğla hatıllı taştan yapılmıştır. Tuğla örgü cephe dışında revaklarda, pencere kemerlerinde ve örtü sisteminde kullanılmıştır. Taş ise cephede, pencere söve ve hatıllarında, bindirmelikleri taşıyan konsollarda payelerin örgü sisteminde görülmektedir. Restitüsyon plânına baktığımızda üç katlı ve avlulu olan orijinal yapının yola uyması için cephede kırık bir hat olarak uzandığını görmekteyiz. Yuvarlak taş kemerli girişin üzerinde taş konsollarla taşınan bir bindirmeliği vardır. Giriş beşik tonozlu bir geçitle avluya bağlanır. Bu geçidin iki yanında yer alan mekânların geçide açılan birer kapı ve penceresi ile ocak nişleri vardır. Hanın batı kanadı ve sebili yola gitmiştir.
Simkeşhane’nin mevcut restitüsyon planı, dış hatlarıyla çeviren sokakların kenarlarına uymaktadır. Plan kuruluşuyla yapı, yamuk bir avluyu üç yönde çevrelemekte ve üç kat olarak inşa edilmiş bulunmaktadır. Caddeye açılan ana girişi sol tarafa yakın olup, beşik tonozlu giriş mekânı, beşik tonoz örtülü bir koridora bağlanıyor. Bu koridorlara iki tarafta birer kapı pencere ile aynalı tonoz örtüye sahip mekânlar sırası açılmakta, bu mekânlar dış cephelere açılan ikişer pencereye ve birer ocak nişine sahip bulunmaktadırlar. Üç yöndeki koridorlara çıkılan katları birbirine bağlayan ikişer merdiven bulunmaktadır. Simkeşhâne’nin batı kanadı, hacim olarak mevcut değildir. Ancak kuzey güney yönündeki avlu duvarına bağlanan ve gene beşik tonozlu bir koridora aynı özellikle mekânın sıralarının açıldığı bir yapı bloğu, avlunun içinde doğuya doğru uzanarak yer alır.
Anıtsal bir ifadeyle yerini almıştır
Simkeşhâne, cepheleriyle bir sıra hafif tuğla-derz dokulu sivri kemerli dükkânlara sahiptir. Eski bir resminden ve yenileme sırasında çekilen fotoğraflarından, yapının dokusunu ve orijinal özelliklerini tanımak mümkün olmaktadır. Cephesinde yer alan üç cepheli, sütunçeli ve sivri kemerli mermer taş kaplamalı sebil de kuzey kanadıyla birlikte ortadan kalkmıştır. Bu cephede doğu mekânı ile kapı üzerindeki mekân taş konsollarla dışa taşan bir şekilde inşa edilmiştir. Yapı mevcut cephelerinde dükkân sıraları üzerindeki bir sıra taştan dikdörtgen söveli sivri kemerli ve kemer içi enine tuğla derz dokulu pencerelerle katlar dış cephelerde ifadesini bulurken, duvar dokuları da bir sıra taş, iki sıra tuğla-derz olarak örülmüştür. Yay kemerli kapı ve taş kaplamaları, üst mekân çıkmasının taş konsollarıyla cephede anıtsal bir ifadeyle yerini aldı.
İstanbul Belediyesi 49 yıllığına kiraladı
Simkeşhâne’den arta kalan bölümler, 1964’lü yıllarda, Prof. Bedii N. Şehsuvaroğlu ile birlikte, şehrin ileri gelenleri kütüphane olarak düzenlemek istemiş ve İstanbul Şehir Kütüphanesi Kurma ve Yaşatma Derneği'ni kurmuşlardır. Başkanlığını Prof. Bedii N. Şehsuvaroğlu’nun üstlendiği dernek, binayı İstanbul Belediyesi’nden 49 yıllığına kiralayarak onarım çalışmalarına başlamış, daha sonra Kültür Bakanlığı’nın da katkıları ile 1976 yılında onarım tamamlanmıştır. Bu çalışmalar sırasında kazılardan çıkan Tauris Forumuna ait parçalar bir açıkhava müzesi şeklinde yerleştirilmiş, yapının var olmayan ön kanadının bulunduğu yere de bir sıra dükkânın bulunduğu bir pasaj yapılmıştır.
Daha önce Fatih Millet Kütüphanesi binasında bulunan İstanbul İl Halk Kütüphanesi 16 Kasım 1981 tarihinde Simkeşhâne binasına taşınmıştır. 11 Aralık 2001 tarihinde, Kültür Bakanlığı onayı ile yazar Orhan Kemal’in adı verilen kütüphane, halen aynı yerinde il halk kütüphanesi olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
Posta.com.tr
Editör: Büşra Akkaya
busra.akkaya@posta.com.tr
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 46. Sayısı Bu Pazar Bayilerde!
- Kapadokya’nın yeryüzü ve yer altı hikâyesi Milliyet Arkeoloji'de
- Sanat Sohbetleri’nin ilki Çanakkale Bienali’nde yapıldı
- ‘Çocuklar için kurduğumuz kitap kulübünde her hafta farklı yazarları ağırlıyoruz’
- Milliyet Mimarlık Dergisi’nin 45. sayısı bu pazar bayilerde!