Türkiye, dünyanın en istikrarsız coğrafyasının tam ortasında yer alıyor. Ortadoğu, tarihinin en kötü günlerini yaşıyor.
Kafkaslar ve Balkanlar’da her an yeni bir kıvılcım patlayabilir. Ege ve Doğu Akdeniz’de de tansiyon düşmüyor.
Batı’nın yaptırımları nedeniyle Rusya ve İran ekonomisi felç olmanın eşiğinde. Bütün bu yaşananlar, gelişmekte olan ülkeleri ve dolayısıyla Türkiye’yi de çok kötü etkiliyor. Son dönemde Türk lirasının değer kaybının nedenleri arasında bu jeopolitik gelişmelerin etkisi var.
★
Suriye rejiminin Doğu Guta bölgesinde kimyasal silah kullandığına dair işaretler güçlenirken ABD ve Fransa’nın askeri seçeneğe başvurması an meselesi.
ABD Başkanı Donald Trump “Hayvan Esad’ı cezalandıracağız” derken “Çok güzel ve yeni akıllı bombalarımız var” gibi bir ifade de kullandı. Bu yaklaşım Washington’daki şahinlerin bu operasyonları bir tür silah tanıtımı olarak da gördüğünü ortaya koyuyor.
Amerika, Rusya ve İran askerlerinin bulunduğu yerleri vurursa bu iki ülke misillemede bulunabilir.
Sahadaki durum çok karmaşık ve Türkiye için ilave risklerle dolu. Türkiye’nin bir yandan İran ve Rusya ile ciddi işbirliği devam ediyor. Diğer taraftan Ankara, Beşar Esad’ın mutlaka görevden uzaklaştırılmasını istediği için Batı’nın son hamlesinin sonuçlarını dikkatle izliyor.
Her şeye rağmen ABD ve Fransa’nın kimyasal silah saldırısını gerekçe göstererek Suriye’ye yerleşme hamlesi Ankara’yı kaygılandırıyor.
Başbakan Binali Yıldırım ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın son açıklamalarında ben bu kaygıyı hissettim.
Fransa ve ABD’nin müdahalesi Suriye’de bölgesel parçalanmayı, geri dönüşü olmayacak şekilde hızlandırabilir. Bu durum PKK-YPG ikilisinin güç ve mevzi kazanmasına neden olur.
Türkiye’nin nihai hedefi Esad’ın bir şekilde gitmesi ancak Suriye’nin de toprak bütünlüğünün sağlanması. Bu konuda Tahran ve Moskova daha fazla işbirliği yapılabilecek ortaklar olarak görülüyor.
★
Batılı ülkelerin füze saldırısı sonucunda Esad’ın gideceğine dair bir işaret yok. Trump’ın “Çok güzel füzelerimiz” var dediği mühimmat yine bir şekilde Suriyelilerin tepesine inecek. Silahlar pazara çıkacak ve bir dizi ülke satın almak için kuyruğa girecek. Bir taraftan da Rusya kendi sistemlerine alıcı bulacak.
Sonunda kazanan büyük güçler ve silah satıcıları, kaybeden ise Ortadoğu halkları olacak.
12 Nisan 2018, Perşembe 05:00
Haberin Devamı