Erdoğan’ın başarısı

İslam dünyasının pısırıklığı ve etkisizliği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde kısmen de olsa aşıldı. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tarihinde ilk kez de olsa dişe dokunur bir karar aldı.

Erdoğan’ın çağrısıyla İstanbul’da olağanüstü oturumda bir araya gelen liderler Filistin sorunu ve Kudüs’ün statüsü konusunda radikal kararlara imza attı.

Daha önce İslam ülkeleri kendi coğrafyalarında olup bitenlere seyirci kalır ve adım atmaya çekinirdi.

Ankara’nın girişimleri İstanbul zirvesiyle sınırlı kalmadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın kararının iptali için Birleşmiş Milletler’e başvuruyor. ABD’nin BM nezdindeki etkinliği nedeniyle bu girişimden sonuç çıkması zor olsa bile tarihe not düşmek açısından önemli. Ayrıca Ankara’nın bu gayreti hukuk ve diplomasi yoluyla sorunun çözülmesi adına dikkat çekici.

★

Türkiye, Filistin’in haklarını korumak için girişimlerde bulunuyor ancak Batı ile ilişkilerinin yıpranmaması ve İsrail’le diplomatik köprülerin kopmaması da önemli. Mavi Marmara trajedisi sonrasında ilişkiler güçlükle onarılmış ve belli bir normalleşme gerçekleşmişti.

Ankara ve Tel Aviv arasında Filistin konusundaki her türlü görüş ayrılığına rağmen diğer alanlarda diyalog devam etmeli.

Türkiye’nin Ortadoğu coğrafyasındaki etkisi sözünü ettiğim bütün ülkelerle ilişki kurabilmesine bağlı. Türkiye, AB ile tam üyelik müzakereleri sürdüren, NATO’ya üye demokratik ve laik bir ülke olmasaydı bu kadar rağbet görmeyebilirdi. Unutmayalım, Batı ile yakınlığımız bizim yumuşak gücümüz.

★

Suriye krizinin gelişimi, Irak’ta yaşananlar ve İran ile Batı arasındaki gerginlikte Türkiye hep kritik rol oynadı. Bugün 4 milyon dolayında mülteciyi misafir ediyoruz. Rusya Devlet Başkanı Vadimir Putin yıllık basın toplantısında “Suriye’nin en fazla acısını çeken ülke Türkiye oldu” dedi. Ankara ile Suriye konusunda uzun süre çekişen Putin’in bu değerlendirmesi anlamlı.

Türkiye, Libya’dan Suriye ve Myanmar’a kadar barış ve istikrara bu kadar yoğun katkı verirken Amerika’daki karalama çabası çok rahatsız edici düzeye ulaştı. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Danışmanı General H. R. McMaster’in Türkiye’yi radikal akımların sponsoru olmakla suçlaması son yılların en büyük saçmalığı olarak tarihe geçecek!