Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında -dünkü hariçson bir yıldaki bütün zirveleri izledim.
Gelinen durum şu;
Rus uçağının düşürülmesi ve Ankara’daki Rusya Federasyonu Büyükelçisi Andrey Karlov’un katledilmesinden sonra Moskova bazı ağır yaptırımları devreye soktu. Özellikle ekonomik ambargonun Türkiye açısından ciddi bedeli oldu. Üst üste gelen bu iki olayın ardından iki ülke ilişkileri tam bir felakete sürükleniyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan doğru zamanda doğru hamleyle normalleşme sürecini başlatmamış olsaydı bugün toparlanması çok zor bir bilançoyla uğraşacaktık.
Erdoğan’ın uzattığı ele Putin de karşılık verince hızlı bir normalleşme yaşandı. İki lider arasında uzun yıllara dayanan dostluk ve güven ilişkisi bu süreci kolaylaştırdı.
Nitekim Erdoğan ve Putin dünkü Soçi randevusuyla bu yıl içinde 6. kez bir araya gelmiş oldu. İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani’nin de katıldığı zirve sadece bölgesel değil küresel dengeler açısından da kritik nitelikteydi.
Soçi’deki ortak basın toplantısında liderler barış sürecine inandıklarını ortaya koydular. Gelişmeleri alt alta sıralayınca Rusya’nın özellikle Suriye konusunda isteklerini büyük oranda gerçekleştiren tek ülke olduğunu görüyoruz. Putin izlediği politikayla hem ülkesinin etkinliğini arttırdı hem de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ayakta kalmasını sağladı.
İran bu süreçte eli güçlenen ikinci ülkedir. Batı ile hareket etme imkanı sınırlanan Türkiye ise sınırlarının güvenliği için Moskova ve Tahran’la birlikte hareket ediyor.
Erdoğan’ın Esad’a bakışının ilkesel olarak değiştini düşünmüyorum. Ancak tıpkı Başbakan Binali Yıldırım’ın göreve geldiği ilk günlerde söylediği gibi Şam yönetimi bir Suriye gerçeği olarak karşımızda duruyor.
★
Türkiye bu aşamada “YPG güçleneceğine Şam rejimi ülkesini kontrol etsin ama bunu yaparken ılımlı muhalifleri ezmesin” görüşünde.
Amerika ve NATO ile yol ayrımına gelinmesi bu ülkelerin özellikle terörist gruplara verdiği destekle ilgili. Erdoğan Barack Obama’nın başkanlığı döneminden bu yana “DEAŞ ile mücadeleyi başka bir terör örgütüyle değil, bizimle yapın” demişti.
Amerika bu yanlış tercihinde direnmeseydi Cumhurbaşkanı Erdoğan Soçi yerine muhtemelen bir Batı başkentinde Suriye zirvesine katılıyor olabilirdi.
23 Kasım 2017, Perşembe 05:00
Haberin Devamı