Seçime 24 saat kala liderler ekonomiden sağlığa kadar onlarca alanda vaatlerini açıkadı, son sözlerini söyledi. Nihai karar seçmenin...
Yarışın sonucu ne olursa olsun Türkiye’nin önündeki en kritik konulardan biri güvenlik ve terörle mücadele olmaya devam edecek.
Bugün PKK ve FETÖ terörüyle her cephede yoğun mücadele yaşanıyor. Örgütlerin uluslararası desteği devletin işini zorlaştırıyor ve karmaşık hale getiriyor.
Terörün sıfırlandığını söyleyemeyiz elbette ancak paradigma değişikliğinin nasıl olumlu sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Türkiye’de geçmişte Jandarma, polis ve asker arasında ciddi koordinasyon sorunu yaşanıyordu. İstihbarat paylaşımı etkin yapılamıyordu. İşbirliği eksikliği nedeniyle önlenebilir nitelikteki bazı terör saldırıları maalesef durdurulamadı. Terör örgütleri bu istihbarat paylaşımındaki noksanlıkları değerlerdiriyor ve fazla engelle karşılaşmadan hedeflerine yöneliyordu.
Reina saldırısı, Ankara Garı’ndaki patlama, Sultanahmet ve Taksim bombalı eylemlerininde Türkiye ağır bedel ödedi.
Son dönemde terörle mücadelede ciddi yol kat edildi. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı unsurlar daha önce hiç olmadığı kadar başarılı bir işbirliği içine girdi. Kamuoyunun çok dikkatini çekmeyen bazı operasyonlarla PKK ve DEAŞ’ın hücre evleri basıldı ve canlı bomba olmak üzere hazırlanan bazı isimler etkisiz hale getirildi.
Kısa süre önce CNN Türk’teki televizyon programıma konuk olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da terörle mücadelede ortaya konan dönüşümün Türkiye’ye neler kazandırdığını çarpıcı örneklerle anlatmıştı.
Soylu ve arkadaşları uyuşturucu ve kaçakçılıkla mücadelede konusunda çok büyük başarılar elde etti.
Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda dört cephede teröristlerle çarpışıyor. Türkiye’de PKK, Afrin ve Münbiç’te YPG, Irak’ta Kandil çevresinde yine PKK uzantılarıyla savaşıyor.
TSK, havada ve karada teröre karşı dünyada en yoğun harekat yürüten düzenli ordu durumunda.
Bugün başarıyla süren terörle mücadelenin, 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasında hedef alınan Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ve arkadaşları tarafından yürütüldüğünü unutmayalım. Birçok düzeyde hedef alınan ve yıpratılmak istenen TSK, askeri strateji kitaplarına geçecek bir kahramanlık örneği veriyor.
İçinde bulunduğumuz coğrafyada taşlar bir türlü yerine oturmuyor. Küresel sistemde zaten ciddi boyuta ekonomik, siyasi ve askeri çalkantılar var. Belirsiz bir süre daha bu sıkıntılı jeopolitiğin sancılarını yaşayacağız.
Hiç kuşku yok ki terörle mücadelenin etkinliği siyasi iradenin kararlılığı ve doğru stratejisiyle yakından ilgili olacak.
O nedenle Türkiye’nin güçlü bir iktidara, morali yüksek bir Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ihtiyacı var.