POSTA Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik’in de aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerde İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Balıkesir, Adana, Mersin büyükşehiri kazanacaklarını savundu.
HAKAN ÇELİK
BENCE TARTIŞMA BİTMİŞTİR
Partinizde kongre talebi olmuş, yeterli imza tartışması yaşanmıştı. Tartışma bitti mi?
Tüzüğe göre; yeterli imza toplanırsa kurultayı toplayacağımı söyledim. Rakamları gayet net açıkladık. Dolayısıyla bence o tartışma orada bitti. Sonuçta tüzük kurultayı için imza toplanırsa tüzük kurultayı yapılır. Bana göre çok da büyütülecek bir şey değil. Ama sağduyusu olan delegenin şuna dikkat etmesi lazım. Türkiye’nin bu kadar yoğun gündemi var ve Türkiye bir yerel seçime hazırlanıyorken partinin tüzük bağlamında bir iç tartışmayı yaşamasını doğru bulmam. Şimdi yerel seçimlere hazırlanıyoruz. İlk parti meclisi toplantısında seçim sonuçlarını değerlendireceğiz.
MUHARREM İNCE KARARI
Bir mahalli seçime gidiliyor. Şöyle bir algı var: CHP, yerel seçimlerde bu kadar kendi içinde tartışma varken nasıl başarılı olacak?
Muharrem İnce ile diyaloğunuz, birlikteliğiniz olacak mı? Olur yani ona engel hiçbir şey yok. Muharrem Bey başka partiden değil sonuçta CHP’li. Diğer partili arkadaşlarımız nasıl çalışıyorsa, milletvekilleri nasıl çalışıyorsa Muharrem Bey de çalışacaktır.
Sayın Muharrem İnce ile ilgili sizin için bundan sonraki en iyi formül nedir? Yani büyük bir ilin belediye başkanlığı adaylığı olur mu?
Muharrem Bey ile ilgili kararı benim tek başıma almam doğru değil. Bu konuda Muharrem Bey’in beklentisi ne, onu bilmiyorum. Önce o beklentiyi benim dinlemem lazım. Beklenti nedir, ne değildir bakar, o çerçevede oturup karar veririz.
BAŞARI HİKAYESİ OLMALI
İstanbul’u istese buna sıcak bakar mısınız?
Baştan şunu söyleyeyim: İstanbul’u kesin alacağız. Muharrem Bey, İstanbul’u ister mi istemez mi bilmiyorum. Ama İstanbul’u almak için arkasında bir başarı öyküsü olan birisiyle yola çıkılması gerektiği kanısındayım.
Cumhurbaşkanlığı adayı için de böyle demiştiniz?
Demiştim doğru, yalnız Muharrem Bey’in hakkını yemeyelim. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde izlediği performans takdire değer.
Bir başarı hikayesi sayılabilir mi?
Sayılabilir tabii, sayılmaz demek doğru değil. O kadar emeğe haksızlık olur. Dolayısıyla elinden geleni yaptı.
Siz ama hemen seçimin ertesinde bir başarı olmadığını ifade etmiştiniz?
Genel olarak, bu söylediğim başarı kişisel bağlamda ifade ettiğim bir başarı. Ama genel olarak tabii başarının ölçüsü nedir? Eğer kazanamıyorsanız, başarılı oldum diye ortaya çıkmanın bir mantığı yok.
İŞÇİ, MEMUR, EMEKLİ KAYBETTİ
Sosyal medyada ilginç bir paylaşımda bulundunuz: Bu son döviz iniş çıkışlarında kimlerin ne kadar para kazandığını açıklanmasını istediniz. Ne biliyorsunuz?
Erdoğan milli kurtuluş savaşından söz ediyor. Batı’nın emperyalist güçlerinden. Savaş halindeysek, dolarda bu kadar oynama oluyorsa bu sıradan bir şey değil. Bundan birileri kazanıyor, birileri kaybediyor. Dolar düşükken alırken, dolar 7 Lira olduğunda bozduranlar kim? Bütün bu veriler merkez bankasında, BDDK da var.
Hükümetin bunu açıklamasını istiyorum. Bir de çok net gördüğümüz kazananlar var. Nedir bunlar? Dövizle ihale alanlar. Sıradan rakamlar değil. Kamu özel işbirliği projeleri var.
Bu projelerin yatırım tutarı yine Kalkınma Bakanlığı’nın verilerine göre; 49 milyar 318 milyon dolar. Bunların sözleşme değeri ise; 120 milyar dolar. Bunlar kazandılar. Aynı şekilde otoyol geçişleri, köprü geçişleri ve tünel geçişleri var. Bunlar da iyi para kazandılar. Hazine garantisi verdikleri var. Onlar da kazandılar. Kim kaybetti? O çok açık: İşçi, memur, emekli, çiftçi kaybetti. Bu süreç Türkiye’de halkın fakirleşmesine, elinde döviz bulunduranların ve yabancıların da zenginleşmesine sebep oldu.
ERKEN SEÇİM YAPTI
ABD ile Türkiye arasını açan, rahip meselesini aşan bir şeyden mi söz ediyoruz?
Elbette rahip meselesi yaşanacak olan krizi önceledi. Bu olay rahibe bağlı değil, çok daha derin ve köklü. ‘Rahibi verirsen Türkiye kurtulmuş olur’, yok öyle bir şey. Krizin geleceğini Erdoğan da çok iyi biliyordu. Seçimleri niye erkene aldı? Hükümet papaz krizini öne çıkararak kendisinin beceriksizliğini basiretsizliğini örtmek istiyor.
KATAR’I BULDU
AB ile ilişkiler bu krizde sanki farklı bir yola giriyor, nasıl değerlendiriyorsunuz?
AB ile ilişkilerin gelişmesini isteriz. Daha sağlıklı zemin olmasını isteriz. AB ile aramız iyi olsun demekle olmuyor. Birliğin standartlarını Türkiye’ye getirmelisiniz. Terörle mücadele, anayasa değişikliği, yargının bağımsızlığı, seçimlerin tarafsız yapılması bunların hiçbirisi yok Türkiye’de. Bakmayın böyle karşılıklı sıcak mesajlar veriliyor. Verilmesinin temel nedeni; Erdoğan sıkıştı kendisine dost arıyor. Acaba Putin mi olur? Acaba Çin mi olur? Sonunda Katar’ı buldu. Kendi ülkenizde demokrasiyi geliştirmezsiniz hiçbir destek alamazsınız. Gerçekçi olmak lazım.
Katar Emiri çok defa Türkiye’ye geldi. Türkiye, Katar’da askeri üs kurdu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Emin olun bilmiyorum. Aklımda bazı şeyler var ama onu söylemek doğru değil.
DEMOKRASİ AYIBIDIR
Enis Berberoğlu konusunda bir gelişme bekliyor musunuz?
Demokrasi, insan hakları diyoruz. Enis Berberoğlu’nun, Eren Erdem’in içeride olması bir demokrasi ayıbı. Olay Enis Berberoğlu olayı değil, demokrasi olayıdır. Seçim sonrası dokunulmazlık kazanan bir milletvekilinin dokunulmazlığını tanımama olayıdır. Yargı, verdiği kararla kendisini yasamanın üzerinde konumlandırmış durumda. Bu doğru değil. Umarız, Yargıtay 17 Dairesi, hukukun üstünlüğüne uyar.
UMUDUMUZU KESMEDİK
Ankara 16 . Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir HDP’li vekil ile ilgili kararı var. O kararın gereği de yerine getirildi. Yargı kendi itibarını korumak zorundadır. Biz hukukun üstünlüğünden, hukukun güvenliğinden umudumuzu kesmiş değiliz. Yargı üzerinde ne kadar baskı olursa olsun ona direnen yargılar savcılar var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) bunun döneceğini herkes biliyor. Bütün mesele bu ayıbı AİHM’e taşımamaktır? Eğer bu taşınıyorsa Türkiye’nin kaybı olur.
OLAY PAPAZ OLAYI DEĞİL
Bazı kesimler ‘Rahip Brunson meselesi ülkemize çok zarar veriyor, serbest bırakılsın, zarar görmeyelim’ diyor. Siz de aynı düşüncede misiniz?
Ben, yargı bağımsızlığının olmadığı bir ülkede, yargının adaletli karar vermediği bir ülkede bu tür sorunların sürekli yaşanacağını düşünüyorum. Olay papaz olayı değil. Merkel istedi tak diye Deniz Yücel’i verdiler. En son Yunanistan işte. Askerler niye, ne oldu da verildi? Erdoğan ile Trump arasında inatlaşma var. Faturasını da seksen milyon ödüyor.