Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye arasındaki ilişkiyi tarif etmek için kullanılan bu kavram artık iyice erozyona uğradı.
Türkiye’yi hedef alan FETÖ ve YPG terör örgütlerine her türlü desteği veren, Ankara’nın bu mücadelede bütün taleplerine sırtını dönen, üstelik ambargo tehditlerinde bulunan, hatta bunlara ilave olarak açık ekonomik saldırı başlatan bir ülkeyi “stratejik müttefik” diye tarif edebilmek imkânsız. Ankara ve Washintgon arasında sular durulursa bence yapılması gereken ilk iş, iki tarafın da çıkarlarına uygun yeni bir ilişki kurgulamaktır. Normal düzeyde yakınlık geliştirilmesi bile bundan sonra başarı olarak kabul edilir.
Ben, “stratejik müttefik” dendiğinde iyi günde kötü günde beraber yürüyen tarafları anlıyorum. Herkesin kazandığı ve birbirlerine değer kattığı bir model gözümde canlanıyor. Türkiye’nin geleceğine inanan, burada kârlı iş modelleri kuran, kazanan ve kazandıranların gerçek müttefik olduğunu düşünüyorum.
Her türlü görüş ayrılıklarına ve anlaşmazlıklara rağmen Türkiye söz konusu olduğunda Rusya ve Avrupa Birliği, bu tanıma daha uygun bir pozisyon aldı. Şimdiye dek Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımın çok büyük bölümü Avrupa kaynaklı… İhracatımızın ciddi kısmını yine buraya yapıyoruz. Hollanda bile tek başına Türkiye’de 22 milyar dolar yatırım yapmış bir ülke.
Bu bağlamda Avrupalılar Türkiye’nin uzun soluklu yol arkadaşı oldu. Unilever, Vodafone, Bosch, MAN, Siemens, Mercedes-Benz, Fiat bunlar arasında. Öyle bir şirket var ki, Türkiye ile iş ilişkisi maratonunda en önde koşuyor. Fransa kökenli otomotiv devi, Renault’dan bahsediyorum.
Bursa’daki fabrikada 1970 yılından bu yana otomobil üretiyor. Bugüne kadar Türk işçi ve mühendislerinin emeğiyle bantlardan çıkan yüzbinlerce araç dünyanın 200’e yakın ülkesine ihraç edildi. Oyak Renault fabrikası yüksek teknolojisi ve verimliliğiyle dünyanın en iyileri arasına girdi, uluslararası lojistik ve AR-GE merkezi haline geldi. Şirket 17 yıldır üretim ve ihracatta lider durumunda.
Renault birkaç hafta önce Türkiye’de Oyak ile işbirliğini tam 27 yıl daha uzatma kararı aldı. Bu başarıda küresel şirketin Türkiye'deki iki parçası Renault Mais ve Oyak Renault çalışanlarının kuşkusuz çok büyük katkısı var... Bunların da üzerinde Türkiye’nin geleceğine duyulan güvenin bir göstergesi.
Bana göre gerçek stratejik müttefiklik budur.
DÜZELTME NOTU: Bu köşede perşembe günü yayınlanan “Barış için maça çıktık” yazımda, Bilal Erdoğan’ın vakıfla ilgili unvanı yanlış yer aldı. Doğrusu, “İlim Yayma Vakfı (İYV) Mütevelli Heyeti Başkan Vekili” olacak. İYV Mütevelli Heyeti Başkanı Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) Mütevelli Heyeti Başkanı ise Prof. Dr. Ramazan Evren.