Hande Subaşı: Yaşlanma kompleksim yok
Şimdilerde Bahtiyar Ölmez dizisinde rol alan Hande Subaşı Günaydın'dan Pınar Yıldız Yüksel'e röportaj verdi. İşte o röportaj...
- İlk kez kısa saçla gördüm sizi. Uzun saç konusunda çok katıydınız. Nasıl kestirebildiniz?
Evet, hep uzundu saçlarım. Radikal bir karar benim için ama zamanla insanın düşünceleri değişebiliyor. Yavaş yavaş oldu aslında. Kısalta kısalta bu boya geldi. Çok sevdim kısa saçı, çok rahat. Herkes çok yakıştırdı. Severek kullanıyorum. Yıllarca uzun saçla uğraşmışım. Kısa saçın insana kattığı enerji de çok farklı. Saçımla uğraşmadığım için artık kendime daha çok vakit kalıyor. Dizi setinde de avantajlı, kolay şekle giriyor.
- Bu akşam Aylin karakteri ile görecek izleyici sizi. Heyecanlı mısınız?
Seyirci beni bugüne kadar genelde dönem dizilerinde gördü şimdi ise modern, zengin bir karakter olan Aylin'i canlandırıyorum. Senaryo, işin enerjisi, karakterler çok hoşuma gitti. Farklı bir iş. Hayatın içinden ama aklı zorlayan bir konusu var hikâyenin. Oynamaktan keyif alacağım bir rol Aylin. Bir sırrın arkasında kalıp onu çözümlemeye çalışıyor. İlk iki bölümü okurken çok eğlendim. Yetkin Dikinciler'in oynaması projeyi kabul etmemde önemli bir etken. Güven Abla (Hokna), yönetmenimiz ve dizinin Atv'de olması önemliydi benim için. Yetkin'i yıllardır severek ve takdir ederek izliyordum. Birlikte çalışmak benim için bir artı.
- 30'lu yaşların başındasınız. 20'li yaşlarla 30'lu yaşlar arasında çok fark var mı? Artık daha farklı bir Hande mi var?
Bir-iki ay öncesine göre bile değişiyor insan. Yaş ilerledikçe farkındalığın artıyor, hayata bakış açın değişiyor. Bazı şeyleri daha çok irdeliyorsunuz. Kendimde bu farklılığı yaşıyorum ama böyle de olması gerekir. Hep aynı kalmamız da mümkün değil. Tabii karakteristik özellikleriniz, yapınız değişmiyor ama daha kendinizle yüzleşebildiğiniz, kabullenebildiğiniz durumlar oluyor. Kötü yanlarını törpülemeye kararlı oluyor insan. Yaş küçükken daha pervasız olabiliyorsunuz. Sonucunu düşünmüyorsunuz. Yaş ilerledikçe her şeyden çekiniyorsunuz. Arabayı bile eskiden daha hızlı kullanırdım. Şu an tedirgin oluyorum.
- Bu yaşlar size en çok neyi öğretti?
20'li yaşlarımda da beni mutsuz eden bana zarar veren şeylerden uzak durdum. Kendimi düşünmek, bencillik diyebilirsiniz ama kendi hayatımı yaşıyorum ve ben iyi hissetmediğim bir şeyin içinde kalmamayı o zaman da biliyordum. Şimdi ise insanlara güvenmeye çalışmayı ve daha fedakâr olmayı öğrenmiş olabilirim.
-Ne için fedakârlık yaparsınız?
Sevdiklerimle ilgili daha hassas düşünüyorum. Kendini ezdirmek ya da kullandırmak değil bu fedakârlık. Herkes kendine göre kıymetli. Hayatta mutlu olduğumuz ve yapmak istediğimiz şeyler var. Bunları biriyle yapmak istemek çok güzel ama sürekli kendinden vazgeçmemek lazım. Önce kendimizi sevip değerimizi bilmemiz gerek. Böyle bakınca kendine güven ve huzur geliyor. Herkes kendini severse daha mutlu bir toplum oluruz.
- Güzellik yarışmasında, Türkiye'nin en güzel kızı seçilmiştiniz. Güzellik bir nevi kariyerinizin temeli oldu. Durum böyleyken hep güzel kalmak, yaşlanmamak gibi bir çabanız var mı?
İnsanların yaşlanmamak, güzel kalmak için çabalamasını garipsemiyorum. Çünkü ben de yıllardır bu çaba içerisindeyim. İşim gereği sürekli makyaj yapıyorum. Bu yüzden cildime hep çok özen gösteririm. Temizlerim, kremlerim. Evimde bakımımı asla ihmal etmem. Bu da bir çaba.
YAŞ SİZİ SINIRLAMAMALI
- Estetik müdahaleler yaptırır mısınız?
Hiç spor yapma, her şeyi ye iç sonra git oranı buranı gerdir, bu komik oluyor. Öncelikle içten de önlem almak gerekiyor. Hayat biçimini değiştirmek lazım. Kötü alışkanlıklarımdan kurtulmaya çalışıyorum mesela ben. Sigarayı bıraktım. Sağlıklı ve kaliteli yaşamak istiyorum. Yediğimiz içtiğimiz şeylerle bedenimizi yormamalıyız. Cerrahi yöntemler tek başına yeterli değil çünkü. Her yaşı da yaşamalıyız. Örneğin Güven Hokna ile çalışıyoruz. Yıllardır çok beğenirim onu. Müthiş bir aurası vardır. Güzellik belki de böyle bir şey. Güven Abla'nın yüzünde hiçbir cerrahi müdahale yok. Yüzünde kırışıklıklar var ama o kadar enerjik ve mutlu bir kadın ki... Yaşlanmama dediğimiz şey bununla alakalı aslında. Yaş hayattan bazı keyifleri almak için sizi sınırlamamalı.
-Yaş ilerledikçe kadınlar yaşlarını söylemekten çekinirler. Var mı sizde böyle bir durum?
Yaşlanma kompleksim yok. Otuzlu yaşları çok sevdim. Yaşlanıyorum bir şeyleri kaçırıyorum gibi değil de hayatın, keyiflerimin farkına vararak yaşadığım için daha güzel oldu. Yirmili yaşlarda tabii daha diri oluyorsunuz ama o yılları yaşadım şimdi yaşamımın bu dönemindeyim ve çok sevdim.
- Çocuk isteğiniz başladı mı?
Anne olmak çocukluğumdan beri istediğim bir şey. Hormonal olarak 30'lu yaşlarımdan sonra bu konuyu ciddi ciddi düşünmeye başladım. Zaman zaman yükseliyor ve duygusallaşıyorum. Anaç durumum oluyor. Uzak bakmıyorum.
- Peki, baba?
Çocuk büyük bir sorumluluk. Sadece tek başına çocuk bakmaya çalışan kadınlar da var. Çocuk sahibi olmanın başka yöntemleri de. Ben herkese saygı duyuyorum ama olması gereken ve eminim herkesin istediği de bir çocuğun mutlu bir ailede anne ve babasıyla büyümesi. İkisinin de yeri ayrı. Birinin yerini diğeri dolduramıyor. İleriki yaşlarda o eksiklik çocuğun hayatını etkiliyor. Bu yüzden sıkıntılı biriyle çocuk sahibi olmak hem çocuk hem de anne için çok zor.
ANNELİĞİN YANINDA KARİYER VE PARA BOŞ GELİYOR
- Çocuktan sonra kariyerim geriler diye korku yaşıyor musunuz?
Hayır, tam tersi birey olarak dünyaya bir çocuk getirdiğimde onu doğru yetiştirebilir miyim tedirginliği var. Kariyer, para kazanmak annelik duygusunun yanında çok boş geliyor. Eskiden şehir dışı dizilerde çalışıyordum ama şimdi istemiyorum. Çünkü evimde olmak istiyorum. Evimde olmak, çocuk sahibi olmak daha kıymetli. Bence hiçbir iş, kazanç çocuğunun önünde olmaz. Anne olduktan sonra da kariyerimi buna göre ayarlarım.
- Son dönemde ünlüler dünyasında evlilikler bitiyor, aldatmalar, tuhaf ilişkiler çıkıyor ortaya. Korkularınız var mı evlilikten, ilişkilerden, aldatılmaktan...
Bu yüzyıllardır böyleydi. Kadın erkek ilişkisi zaten zordur. Kadınlarda sabret ve yoluna devam et durumu vardı eskiden. Günümüzde kendi ayaklarının üzerinde dursalar da yine ezilen çok kadın var. Ben evlenip boşandım, bunu deneyimledim. Her şey insanlar için. Her iki tarafın da iyi düşünüp karar vermesi gerekir. Yaşanan hiçbir kötü örnek insanları korkutmasın. Hayatta her şey geçiyor ve devam ediyor. Her koşulda yeniden başlamak mümkün. Yaşadığımız her şeyin bir sebebi var. Bu benim başıma neden geldi diye dövünmeden devam etmek gerekir. Çünkü yaşamın düzeni böyle. İsyan etmemek, yola devam etmek gerekiyor.
- Mahalle baskısı vardı eskiden. Beklentiler daha azdı. Bu mu evliliklerin ömrünü uzatıyordu acaba?
Bir kadının eskiden kocasından çok fazla bir beklentisi yokmuş. Beni dövmesin, eve ekmek getirsin, başımızı sokacak bir yer olsun bu kadar. Şimdi hayat daha farklı paylaşılıyor. Kadınlar sevgililerinden eşlerinden daha derin şeyler bekliyorlar. Hayatı ortak yaşamayı hedefliyorlar. Beklentiler arttı ama erkekler için de iş kolaylaştı aslında. Kadın da maddi zorlukları paylaşıyor, kendi kendine bakabiliyor.
- Sonsuza kadar birlikte yaşlanmak mümkün değil mi?
Aslında bunu birlikte olduğunuz insan size hissettiriyor. Bu hisler de dönemsel olarak değişebiliyor. Ben nadir de olsa olabileceğine inanmak istiyorum. Yoksa ilişkiyi yaşayıp devam ettiremezsiniz. Çabalamak lazım. Birbirinin hayatlarına ortak olmak, kişilik haklarını ezmeden yok saymadan ilerlemek gerekiyor. Dip dibe olmak insanları yorabilir ama çok umursamayıp ayrı kaldığında da kendinizi değerli hissetmiyorsunuz. Kıskançlık bile belli bir dozda bir ilişkide olmalı.
SOSYAL MEDYA YALAN BİR DÜNYA
"Sosyal medya yalan bir dünya. Yapılan yorumları çok öne
- Hamster Kombat günlük şifre 5 Kasım 2024 | Hamster Kombat bugünün şifresi ne? Hamster Kombat günlük şifre nasıl kullanılır?
- Sis Dağı eteklerinde hasadı başladı! Kilosu 40 TL: Astımın doğal şifa kaynağı, yağları cayır cayır yakıyor, saçları gürleştirip cilt kırışıklıklarını gideriyor
- Safra kesesini öldürüyor! Kış aylarında dikkat edin, herkes bu hatayı yapıyor, iç organları çürütüyor
- Uykudan uyanır uyanmaz için! Beldeki yağları cayır cayır yakıyor, 3 günde 5 kilo verdiren içecek
- Çinliler kilo kilo alıyor! Türkiye'den tüm dünyaya satılan şifa kaynağı, kemikleri beton gibi yapıyor, 2 malzemeyle hazırlanıyor, doğal probiyotik içeriyor, doğal ilaç