Münir Özkul, kavuğun üçüncü sahibiydi (Türk Tiyatrosu'nda kavuk geleneği nedir?)
93 yaşında hayata veda eden Münir Özkul, meddahlık geleneğinin nişanesi sayılan 'kavuk'un üçüncü sahibiydi. İlk olarak Kel Hasan'ın İsmail Dümbüllü'ye verdiği kavuk, 1968'de dönemin en yetenekli ortaoyuncusu Münir Özkul'a devredilmişti. Münir Özkul kavuğu daha sonra Ferhan Şensoy'a, Şensoy da Rasim Öztekin'e emanet etmişti
05 Ocak 2018 , Cuma 12:39
Kel Hasan Efendi Kavuğu “Türk Tiyatrosu”nun güldürü geleneğinin nişanesi sayılıyor. Kel Hasan Efendi Kavuk’u öğrencisi İsmail Dümbüllü’ye devretmişti. İsmail Dümbüllü ise bir dönem geleneksel tiyatro ile ilgilenen sinema sanatçısı Münir Özkul'a (üstteki fotoğrafta 1) devretmişti.
Dümbüllü, Özkul’u 1967-1968 yılları arasında Arena Tiyatrosu’nda ‘Kanlı Nigar’ piyesindeki ‘Kavuklu’ rolünde izlemişti.
1968 yılında Özkul’un yeteneğinin nişanesi olarak bir törenle Kavuk’u devretmişti. Özkul ise Kavuk’u 1989 yılında Ferhan Şensoy'a (üstte 2) devretmişti.
'BU İŞİN NİRVANASI'
Şu an kavuğu elinde bulunduran Rasim Öztekin (üstte 3) ise, Mayıs 2016'da yapılan törende, Kavuk’un, Kel Hasan Efendi'den, İsmail Dümbüllü, ardından Münir Özkul, daha sonra da Ferhan Şensoy'a devredildiğine işaret ederek, "Bu çok önemli bir şey. Yani bu işin 'Nirvana'sı denilebilir. Çok onurlu bir şey. Aynı zamanda da bir o kadar sorumluluk taşımam gereken bir şey. Ustam bu onuru bana verdi" demişti.
KEL HASAN EFENDİ
Kel Hasan Efendi tuluat oyuncusu ve tiyatro yöneticisi. 1874 tarihinde doğdu 1929 öldü. Bazı kaynaklarda doğum tarihini 1874 ölüm tarihi 1925 olarak da geçiyor. Fakir bir ailenin çocuğu olarak Kadıköy'de yoğurtçuluk yaparken hevesli olduğu tiyatroya başladı. Henüz küçük bir çocukken ünlü komik Abdürrezzak Efendi'nin rollerinin neredeyse tümünü ezberlemişti. Sahneye ilk kez Küçük İsmail yönetimindeki tiyatronun Kadıköy Kuşdili'ndeki gösterileri sırasında çıktı (1893). Başrolde oynamak istemesine karşın bu rolü Abdürrezzak Efendi'nin oynaması üzerine ikinci komik olarak nitelendirilen külhanbeyi rolünü üstlendi. Bu konumunu sürdürmek istemedi; Abdürrezzak Efendi'yle tartışarak topluluktan ayrıldı.
Kendisiyle birlikte topluluktan ayrılan Agah Efendi'yle Şehzadebaşı'nda Hayalhane-i Osmani Kumpanyası adlı bir tiyatro topluluğu kurdu. Topluluğa Külhanyan ve Papazyan'dan başka kanto için küçük Eleni de alındı. Kel Hasan, Mardiros Mınakyan'ın o günlerde çok tutulan dramlarına karşılık sürekli komedi sahneledi. II. Abdülhamid döneminde Abdi Efendi'nin saraya alınması üzerine tuluat tiyatrosu alanında rakipsiz kaldı, ünü yaygınlaştı. İkinci Meşrutiyet'ten (1908) sonra yaygınlaşan Batı ağırlıklı tiyatro çalışmalarına ayak uyduramadı. Bir ara Burhanettin Tepsi ve Naşit Özcan'la birleştiyse de eski başarısına ulaşamadı. 1925'e değin sahnede kaldı.
Tuluat tiyatrosunun en tanınmış oyuncularından olan Kel Hasan, özellikle canlandırdığı İbiş tipiyle halkın beğenisini kazandı. Abdürrezzak Efendi'nin yarattığı bu tiplemeyi, kısık sesine karşın keskin zekası ve hazırcevaplığıyla uzun yıllar yaşattı. Saçı olmadığı için "Kel" lakabıyla anılan Hasan Efendi eski tip oyunların yanı sıra yeni tip oyunlara da ağırlık verdi. Başına yırtık bir fes giyer, kaşlarını siyaha, burnuyla yanaklarını kırmızıya boyar; sırtında istanbuliniyle (bu kıyafeti ustası Abdürrezzak Efendi'den almıştı), sahneye çıkmadan boş bir gaz tenekesini sahneye fırlatır, ardından elinde bir tavan süpürgesi, başında yırtık bir fes ve üzerinde renkli bir giysiyle kendisi belirirdi. İsmail Dümbüllü, Kel Hasan'ın öğrencilerindendi.
İSMAİL HAKKI DÜMBÜLLÜ
Geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi, ortaoyunu ve tuluat ustası İsmail Hakkı Dümbüllü, 1897’de Üsküdar’da doğdu. Babası II. Abdülhamid’in silahdarlarından Zeynel Abidin Efendi’ydi. 30 yaşına kadar Kel Hasan’ın yanında çalıştı, ardından Şehzadebaşı Tiyatrosu’na geçti. Geleneksel kavuğu, Kel Hasan’dan aldı. Kendisi de bu kavuğu Münir Özkul’a devretti.
Kel Hasan’dan öğrendiklerini kendi kişiliğiyle birleştirerek oluşturduğu ‘Dümbüllü tarzı’nı hem sahnede, hem de perdede sergilemeyi sürdüren oyuncu, Nasreddin Hoca’yla özdeşleştirilir.
MÜNİR ÖZKUL
1925 yılında doğdu. Henüz lise öğrencisiyken Bakırköy Halkevi’nde sahneye çıkarak amatör oyunculuğa başladı. Gerçek hayatta da mahcup bir kişiliği olan Özkul, sahnedeki rahatlığına kendisi bile inanamadı, profesyonel oyuncu olmaya karar verdi. Ses Tiyatrosu’nda ‘Aşk Köprüsü’ isimli oyunla tiyatroculuğa adım attı. Mürüvvet Sim’in karşısındaki provalarda tir tir titreyen Özkul, gösterim esnasında rolünün hakkını vererek hem Sim’i hem de izleyenleri şaşırttı. Ses Tiyatrosu’nda müzikli güldürü türündeki oyunlarda başarılı olsa da, farklı şeyler yapma isteği onun bu tiyatroda kalmasına engel oldu.
Kavuğu ne yapacağım Münir Abi?
Özkul, 1951 yılında Küçük Sahne’nin kuruluşuna dahil olarak Muhsin Ertuğrul’la çalıştı. 1958 sezonunda Vasfi Rıza Zobu’nun ısrarıyla Şehir Tiyatroları’na katıldı. 1963-1964 yıllarında kendi tiyatrosunu kurdu. 1967-1968 yılları arasında Arena Tiyatrosu’ndaydı. ‘Kanlı Nigar’ piyesindeki ‘Kavuklu’ rolüyle, İlhan İskender Ödülü’ne layık görüldü. Yine aynı sene, İsmail Dümbüllü, icazet verdiğini göstermek için kavuğunu Münir Özkul’a devretti. 1969 yılında Bizim Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenen ‘Sersem Kocanın Kurnaz Karısı’ oyununda Tomas Fasulyacıyan tiplemesiyle büyük başarı elde etti.
1940’lı yılların sonunda askerliğini yaptığı dönemde ‘Vatan ve Namık Kemal’ adlı filmde yönetmen asistanlığı yapan arkadaşı Sırrı Gültekin’i ziyarete giden sanatçı, arkadaşının ricasını kırmayıp bu filmde figüranlık yaparak ‘tesadüfen’ film setlerine adım attı. Çoğu zaman komedi filmlerinde rol alan sanatçı, mimikleriyle, samimi tavırlarıyla kısa sürede benimsendi. En bilinen rollerinden biri, ‘Hababam Sınıfı’ serisindeki okul müdürü Kel Mahmut tiplemesi oldu.
FERHAN ŞENSOY
Ferhan Şensoy, 26 Şubat 1951’de Samsun Çarşamba’da doğdu. Türk tiyatro, sinema ve televizyon Oyuncusu; roman, deneme, günlük, tiyatro, televizyon dizisi ve film senaryoları yazarı; Ortaoyuncular tiyatro topluluğunun kurucusu.
Tek kişilik oyunu Ferhangi Şeyler, en tanınmış oyunudur. Kel Hasan Efendi'den günümüze gelen Kavuk’u Münir Özkul'dan devraldı.
RASİM ÖZTEKİN
Rasim Öztekin 14 Ocak 1959’da İstanbul’da doğdu. İstanbul Galatasaray Lisesi'nin ardından İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. İstanbul Akademik Sanatçılar Topluluğu ve Kadıköy Halk eğitim ve Nöbetçi Tiyatro’da amatör çalışmalarla tiyatroya başladı. Ferhan Şensoy'un Ortaoyuncular topluluğunda profesyonel tiyatro sanatçılığına başladı.
1992 - 1995 yılları arasında televizyonlarda şov programları yaptı. 1994 yılında Gani Müjde ve Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı “2071’ de Türkiye” adlı müzikali sahneye koyup oynadı. Tiyatronun yanı sıra, sinema ve dizi filmlerde de rol aldı.
Bianet
Haberin Devamı
BUNLARI DA OKUYUN
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı
- Kadir Ezildi tarifini verdi! Yağmura çamura meydan okuyor: Temizlik suyuna 1 çay bardağı ekleyin