Besin alerjilerinin görülme sıklığı tüm dünyada gittikçe artıyor. Son otuz yılda bu artış, diğer birçok alerjik hastalıkta olduğu gibi çok daha hızlı gelişmiştir. Dünya çapında çocukların, yiyecek alerjileri geliştirmeye daha yatkın oldukları biliniyor. Son yıllarda artan besin alerjisi nedeniyle ölümler de endişe yaratıyor.
Son dönemde özellikle Batı ülkelerinde alerji vakalarındaki artış dikkat çekiyor. Batı tipi yaşam şeklinin ağırlık kazandığı toplumlarda besin alerjisi artışı daha belirgin yaşanıyor.
BBC’nin haberine göre, ayran, susam ve yerfıstığı yedikten sonra İngiliz gençlerinin ölümleriyle ilgili sorular bazen trajik sonuçların altını çizdi. Geçen yıl, Batı Avustralya'da altı yaşında bir kız çocuğu, süt alerjisi sonucu ölmüştü.
Gıda maddelerine yönelik alerji vakalarının neden artış gösterdiğini kesin olarak söylemek güç olmakla birlikte bilim insanları bu rahatsızlıklarla mücadele etmek yeni yöntemler geliştirmek amacıyla çalışmalarına hız vermiş durumda.
Modern hayata geçmiş Batı ülkelerinde tüm toplumda yaklaşık %3,5 oranında olduğu saptanmıştır; çocuklarda ise bu oran yüzde 6’dır. Türkiye’de son yıllarda elde edilen oranlar da bu değerlere çok yakındır. İnek sütü alerjisi çocuklarda en sık rastlanan besin alerjilerinden biri. Bunu yumurta alerjisi izliyor.
Hayatı tehdit edici reaksiyonlar yiyeceklerle tetiklenebilir, bu süreçte hastalar ve aileler korku ve endişe ile yaşarlar. Bazı beslenme ve diyet kısıtlamaları sosyal ve aile yaşamlarına yük olabilir.
Alerjinin sebepleri nelerdir?
Alerji, vücudun bağışıklık sisteminin çevrede bulunan, alerjen ya da alerjik madde olarak bilinen ve zararsız olarak görülen maddelerle mücadele etmesiyle ortaya çıkar.
Bu masum maddeler, bağışıklık sisteminin hedefi haline dönüşür ve bu da alerjik reaksiyonların ortaya çıkmasına neden olur.
Alerjik reaksiyonun semptomları arasında ciltte kızarıklık, kaşıntı, kabarma, kusma, ishal, nefes almakta zorlanma ve anaflaktik şok yer alıyor.
Çocuklarda en fazla alerjik reaksiyona yol açan gıdalar şunlar:
Süt
Yumurta
Yer fıstığı
Ağaçta yetişen kabuklu yemiş türleri (ceviz, badem, fıstık, Brezilya cevizi, pekan cevizi)
Susam
Balık
Kabuklu deniz mahsulleri
Besin alerjisi belirtileri nelerdir?
Alerji belirtileri çok çeşitli bölgelerde ortaya çıkabilir. Belirtileri kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber farklı alerjenlere farklı tepkiler de sergileyebilir. Bilinenin aksine besinler sadece sişndirim sistemi veya deri üzerinde reaksiyonlara neden olmaz, aynı zamanda solunum yollarında da belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Besin alerjilerinde en sık gözlenen belirtiler şunlardır:
Aniden ortaya çıkan, anafilaksi adındaki ağır alerjik reaksiyon ve şok besin alerjilerinin en korkulanıdır. Anafilaksi kişinin alerjenle temasından sonra ani oluşan ciddi ve hayati tehlike taşıyan bir alerjik reaksiyondur. Çok çeşitli olabilen belirtiler arasında ürtiker, anjiyoödem, kaşıntı, dil ve boğazda şişme, seste kalınlaşma, boğazda tıkanma hissi, öksürük, hırıltı ya da hışıltılı ses, solunum yetmezliği, karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, ishal, kas spazmı, terleme, dışkı veya idrar kaçırma, kalp atışlarında düzensizlik, tansiyon ve nabızda düşme, baş dönmesi, baş ağrısı gözlerde kararma ve bilinç kaybı sayılabilir.
Besin alerjisinin artışı ile ilgili bilimsel teoriler
Dünyada gıda alerjisinin neden arttığına dair net bir açıklama bulunmuyor. Ancak bilim dünyasının bununla ilgili bazı teorileri var.
Bunlardan birisi hijyen koşullarının iyileşmesi. Buna bağlı olarak çocuklar artık eskiye kıyasla daha az mikropla karşılaşıyor.
Bağışıklık sistemi, alerjiler karşısında da özellikle parazit enfeksiyonlarıyla mücadelesindekiyle aynı mekanizmaları kullanıyor. Savaşılan parazitlerin azalmasıyla birlikte bağışıklık sistemi de normalde zararsız olması gereken maddelerle mücadele etmeye başlıyor.
Ortaya atılan bir diğer teori de, D vitaminin bağışıklık sistemimizin sağlıklı bir karşılık geliştirmesine yardımcı olarak, alerji olma ihtimalini azaltması.
Dünya üzerindeki insanların büyük bir bölümü güneşe daha az maruz kalmak gibi nedenlerden dolayı yeterli miktarlarda D vitamini alamıyor.
Daha yeni geliştirilen "çift alerjene maruz kalma" teorisi de gıda alerjilerinin zamanlama, doz ve maruz kalma türü arasındaki dengeye bağlı olarak geliştiğini öne sürüyor.
Buna örnek olarak, özellikle egzaması olan bebeklerde derinin tahriş olan kısımlarından alerji antikorlarının gelişmesinin görülmesi gösterilebilir.
Ancak bebeklerin sütten kesildiği dönemlerde tetikleyici gıdalar yemelerinin de bağışıklık sisteminin bakteri ve yabancı maddeleri tolere etmeye hazırlanmasıyla birlikte vücudun bunlara sağlıklı yanıt vermesine yol açarak, alerji geliştirilmesini engelleyeceği düşünülüyor.
Londra'da bulunan King's College London Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, doğdukları yıldan itibaren düzenli olarak yer fıstığı yiyen bebeklerde beş yaşına ulaştıklarında yer fıstığı alerjisinin yüzde 80 azaldığı görüldü.
- “Şekerli gıdaların yatma saatinde tüketilmesi çürük riskini artırıyor”
- Çocukların yüzde 28'i 'hikikomori' sendromuna maruz kalıyor
- Herkes moda diye çocuğuna aynı ayakkabıyı tercih ediyor fakat gelişim bozukluğuna bile neden oluyor!
- Çocukları tehdit eden sinsi tehlike: Hipertansiyon
- Karne stresi psikolojik sorunların temelini oluşturuyor! Uzmanı uyardı: Bu davranışlardan kaçının