Çocuğunun ergenlik dönemine girdiğini fark eden ve bu dönemi sorunsuz atlatmak isteyen ebeveynler bazı durumlarda 'hayır' demekten çekiniyorlar. Bazı durumlarda ergen çocuğun isteklerini reddetmek çocuğun iyiliği açısından daha faydalı olabilir. Yetişkin ve Ergen Psikoloğu Carl E. Pickhardt, bu konu hakkında önerilerde bulundu.
30 yıldan fazla süredir ergen psikolojisi konusunda ebeveynlere yol gösteren kitapların yazarı, yetişkin ve ergen psikoloğu Carl E. Pickhardt “Hayır” demenin gücünü şöyle özetliyor; “Ergen çocuğunuza ‘Hayır!’ demek zor olabilir, ama yapamazsanız hayat daha da zorlaşır."
Peki, ebeveyn-ergen ilişkisinde “Hayır” diyebilmek neden önemlidir? Ne sağlar? Dr. Psikolog Pickhard konuyu birkaç başlık altında yanıtlıyor.
ÇOCUĞA "HAYIR" DİYEBİLMEK
İlişkilerde, “hayır” demenin birçok işlevi bulunur. Tartışmak, protesto etmek, reddetmek, savunmak veya istenmeyen bir şeyin devam etmesini engellemek için 'Hayır' sözcüğü kullanılabilir. Örneğin;
“Hayır, katılmıyorum!”
"Hayır, bu yanlış!"
"Hayır, bunu yapmayacağım!"
"Hayır öyle demedim"
“Hayır: bana bunu yapmayı kes!”
Ergen çocuğa hayır demenin faydaları ise özetle şunlardır;
"Hayır" diyebilme yeteneği hem ebeveynlerin hem de çocukların ilişkilerde kendi çıkarlarını korumalarına yardımcı olabilir.
“Hayır" diyen ergenler ebeveynlerini kızdırabilir, ancak bu gençler akranlarına sınır koyma konusunda da yetenekli olabilirler.
Ebeveynler genellikle çocuklarının refahını göz önünde bulundurarak sınırlar koyarlar, bu nedenle kararlarını tutarlı bir şekilde açıklamak çocuklarıyla uzlaşmada onlara yardımcı olabilir.
HAYIR DEMEK NEDEN GEREKLİDİR?
“Hayır”, ilişkilerde kişisel çıkarları koruyan güçlü, sınırlayıcı bir kelimedir. “Hayır” deme kapasitesi olmadan bir gencin esenliği korunamayabilir. “Hayır” kelimesi aslında herkes için ilk savunma aracıdır. “Hayır” demek kolay olmasa da bu kelimeyi genellikle ergenliğin zorlu dönemlerinde söylemeyebilir olmak gerekir. "Erkek arkadaşıma durmasını söyledim, sinirlendi ve ayrıldık!" cümlesindeki örnekte olduğu gibi bazı durumlarda “Hayır” demek şarttır. Her zaman uyumlu, asla şikâyet etmeyen, ne pahasına olursa olsun memnun olan, iyi geçinen, anlaşmazlıklara boyun eğen biri olarak yetiştirilmek ve övülmek bir gence iyilik yapmak anlamına gelmez. “Hayır”ın “güzel”in zıddı olduğunun öğretilmesi bir gencin faydasına değildir. Genç insan boyun eğmiş gibi görünse de sessiz bir memnuniyetsizlik içindedir. Riskler, ayartmalar, akıl çelinmeleri ve sosyal baskılarla dolu bir dünyada, güvenliğini ve sağlıklı kişisel çıkarlarını korumak için “hayır” deme gücüyle yeterince silahlanmış bir genç yetiştirmek faydalı olur. Hayır dedikten sonra yaşanacak olan sosyal sonuçlar gencin gözünü korkutsa da ailesi; "Bunu yapmak zorunda kaldığın için üzgün olsak da zorbalığa karşı durduğu için mutluyuz." diyerek gencin davranışını takdir etmelidir. Erkek ergenlerle iletişim için ise uzmanlar çeşitli yaklaşımlar önerir.
'HAYIR' DEMENİN VE 'HAYIR'I DIYMANIN AĞIRLIĞI
Ebeveynler ergen çocuklarının hem hayır diyebilmesini hem de kendilerine itiraz etmemesini ister. Bu kelimenin kendilerine yönelik olarak kullanılması konusunda hevesli olmazlar. Ergenin sarf ettiği “hayır” kelimesi anne-babanın otoritesine meydan okur. Ergen, bu kelimeyi kullanarak ebeveynlerinin isteklerine karşı çıkar. Bu nedenle, çoğunlukla uyumlu yani "evet" diyen çocuklarının daha dirençli yani "hayır" diyen bir ergen haline gelmesi, ebeveynler için sinir bozucu bir durum olabilir. Ergen, her şeye gecikme gibi pasif direniş davranışları veya kavga etmek gibi aktif direniş davranışları göstermeye başlayabilir. Sürekli çatışma ve anlaşmazlık içinde yaşamak özellikle ebeveynler için yorucu hale gelebilir.
Ergenlikten önce çocuk, ebeveynlerin yaptırım ve durdurma gücüne sahip olduğuna inanır. Adeta komuta altında büyür ve kontrol ebeveynlerin elindedir. Ancak ergenlik bir çeşit rıza çağıdır ve ergen birey, kendisinin göstereceği iş birliği olmadan anne-babasının ona bir şeyi yaptıramayacağını veya onu durduramayacaklarını anlar. “İstediklerini elde edebilmeleri için benim onlarla birlikte ilerlememe ihtiyaçları var.” diye düşünür.
Ergen çocuklarının gösterdiği dirençler nedeniyle omuzlarında yük hisseden ebeveynler için şunu hatırlatmakta fayda var: Ailenin sahip olduğu gücün karşısında durarak “hayır” demeye cesaret eden genç, genellikle sınırlar koyma ve arkadaşlarına “hayır” deme konusunda daha deneyimli hale gelir ki bu da kendisinin yararınadır. Akranlarına karşı koyabilme gücünü buradan kazanır. Ayrıca ebeveynler ergenden gelen bir “hayır” tarafından hüsrana uğradıklarında, ergenin de sıklıkla nasıl hüsrana uğradığını anlamaları da kolaylaşır. Ergen daha fazla özgürlük için bastırmaya başlar ve istenen izni alamadığı için “Hiçbir şey yapmama izin vermiyorlar!” diye düşünmeye başlar. Böyle olunca da ebeveynler de “hayır” cevabı ile giderek daha fazla karşılaşır. Peki, ergen ebeveyni olmayı daha kolay hale getirmek mümkün müdür? İşte yanıtları...
Büyümek için daha fazla özgürlük isteyen bir ergen için ebeveynin “hayır”ını kabul etmek zor olabilir. Bunu anlayan ebeveynler şunları vaat edebilir: “Gerektiği yerde katı olacağız, elimizden geldiğince esnek olacağız, kararımızı açıklayacağız, kırıcı olmayan ve saygılı bir şekilde söylendiği sürece her zaman söyleyeceklerinizi duymak isteyeceğiz yol.” Şunu vurgulamak gerekir ki, “Hayır” çoğu zaman hakkında konuşmaya değer bir tepkidir. Bir ergenden “hayır” kelimesini ifade ettiğinde veya bir ebeveynin “hayır” cevabına ergen tarafından meydan okunduğunda, bir konuşmanın başlaması gerekir.
(EBEVEYNİN) KORUYUCU ÖZELLİK TAŞIYAN "HAYIR" CEVABI
Her ne kadar bazen “hayır” bir ebeveyn tarafından isteği reddedilen bir ergen tarafından güç gösterisi olmakla suçlansa da ebeveynler bu cevabı genellikle genç kişinin iyiliğini göz önünde bulundurarak vermiş olur. Bu nedenle, ebeveynlerin önemli bir “hayır” cevabı verirken gerekçesini de açıklamaları gerekir. Örneğin: “İşte neden: Araba kullanırken alkol kullanmamıza izin verilmiyor. Alkol kullanımı ruh halimizi değiştirdiği için zihnini yani algını, tepkiselliğini ve yargılarını etkiler. Araba kullanmak, yılda 40.000'e yakın insanın ölümüne neden olan ve belli riskler içeren bir faaliyettir, bu yüzden güvende olmak için dikkatini vermeni gerektirir. Bu da ayık haldeyken mümkün olur. Yaptığınız herhangi bir sürüş, alkol içermemelidir.”
EBEVEYNLER "HAYIR"I CEVAP OLARAK KABUL ETMEDİĞİNDE...
Bir ebeveyn “hayır”ı bir cevap olarak kabul etmeyeceklerini hissettiğinde, çocuk hiçbir fikir farklılığına müsamaha gösterilmeyeceğine, hiçbir tartışmaya izin verilmeyeceğine ve herhangi bir anlaşmazlığın cezalandırılacağına inanabilir ve buna gardını alacak şekilde davranabilir. Bu durum da ebeveyni diktatör olma riskiyle karşı karşıya getirir. En kötüsü, diktatör bir ebeveyn sadece açık ve dürüst iletişimin önünü kapatmakla kalmaz, aynı zamanda bu otoriter davranışın büyüyen genç insan üzerinde kalıcı etkileri olabilir.
Daha ileri düzeyse ise böyle bir ebeveynle yaşamak, bir ergenin sonraki ilişkilerinde nasıl davranmaya eğilimli olabileceğini etkileyen birkaç biçimlendirici risk oluşturabilir. Farkında olmadan diktatör ebeveynle özdeşleşen genç, buyurgan bir şekilde güçlü davranmaya yatkın olabilir. Kendinden daha güçsüz veya zayıf durumdaki kişilere “İstediğimi yapacaksın!” diyen buyurgan bir kişiye dönüşebilir. Ya da tam tersi, diktatör ebeveyne uyum sağlayarak, itaatkâr bir şekilde uyumlu davranmaya yatkın hale gelebilir. Mücadele etmek yerine vazgeçmeyi seçebilir. İlk durumda, istismara uğratma riski altında olabilir, ikinci durumda ise kendisinin istismara uğrama riski vardır.Basit bir "hayır", söylenecek çok karmaşık ama çok gerekli bir kelime haline gelebilir. Hayır’ın gücünü hafife almamak gerekir.